Kısaca bahsetmek gerekirse; Vincent Van Gogh, 30 Mart 1853’te Zundert’te (Hollanda) altı kardeşin en büyüğü olarak dünyaya geldi. Yaklaşık on yıllık bir zaman diliminin içerisinde, 860’ı yağlı boya olmak üzere, 2.100’e yakın resim yaptı. Bu resimlerin birçoğunu hayatının son iki yılında çizdi.
Bugüne Kadar Kaç Tablo Sattı?
Bugün resimleri milyonlarca Dolara alıcı bulan Van Gogh, yaşamı boyunca sadece bir tane resim satabilmiştir: Kasım 1888’de yaptığı The Red Vineyards (Kırmızı Üzüm Bağları) adlı tablo.
“Vincent” İmzası
Gogh’un resimlerinin sayısı tam olarak bilinmemektedir. Bunun iki sebebi vardır: Birincisi, bazılarının kayıp ya da tahrip olması; ikincisi ise, yalnızca bitirdiğine inandığı resimlerinin altına “Vincent” imzasını atması. Resimlerinin birçoğunda imzası yer almamaktadır.
Kee & Sien Çıkmazı
Dul kuzeni Kee’ye aşık olması, aile tarafından pek hoş karşılanmadı. Sonrasında Sien’i (Clasina Maria Hoomik) sokaktan kurtardı, fakir olduğu ve yüzünde türlü izler taşıdığı için (çiçek hastalığı) toplum tarafından alt sınıf bir kadın olarak görülüyordu. Gogh, kendisinden 30 yaş büyük olan bu hayat kadını ile yakın bir dostluk kurmayı başarmıştı. Sonrasında bunu öğrenen ailesi ondan nefret etmeye başladı.
Gıda Yerine Resim Malzemesi Alırdı
Fakirlik ve açlığın getirdiği sıkıntılar yüzünden hasta düşen Van Gogh, resme olan tutkusundan asla vazgeçmemiş ve karnını doyurmak için gıda almak yerine, resim malzemeleri satın almıştı. Bu yüzden ailesinin karşı çıktığı Sien, eski yuvasına, sokaklara geri dönmek zorunda kalmıştı.
Kulağını Neden Kesti?
Van Gogh, arkadaşı Gauguin’i yanına çağırdı, ancak kısa süre sonra ikili arasında bir anlaşmazlık çıktı. Gauguin, kendisini resim başta olmak üzere birçok konuda Gogh’tan üstün görüyordu. Aralarındaki dostluğun giderek kötüleşmesi Vincent’i çileden çıkardı. 23 Aralık akşamında sağ kulak memesini keserek kağıda sardı, sonra da yakınlardaki geneleve giderek Rachel’e uzattı. (Rachel, Gauguin’in sık görüştüğü hayat kadınlarından biriydi.)
Remy’e Yatışı
Vincent şanslıydı, sağır kalmaması büyük bir mucizeydi. Gauguin, bu korkunç olaydan sonra hızla evden ayrıldı. 1889’da paranoya nöbeti geçirdi. 10 gün hastanede kaldı. Kasabada ikamet eden 80 kişi bir araya gelerek Gogh’un tehlike arz ettiğini, acilen akıl hastanesine kapatılması gerektiğini öne sürdü. Van Gogh, aynı ay içerisinde kendi hür iradesiyle, Saint Remy Akıl Hastanesi’ne yattı, burada resim yapmasına nadiren izin veriliyordu.
Yıldızlı Gece Tablosu
Vincent bu tablosunu, akıl hastanesinde geçirdiği gecelerden birinde yapmıştır. Hatta resmi sabaha karşı yaptığı düşünülmektedir. Bu tablo, odasının camından gördüğü Saint-Remy köyünün bir görüntüsüdür.
Remy ve Sonrası
Akıl hastanesine yattıktan sonra, burada izolasyonun getirdiği huzur ile verimliliği artmıştır. Burada geçirdiği süre boyunca, yaklaşık olarak 140 tane resim yapmış, aralarından yalnızca yedi tanesine imzasını atmıştır. 1889 yılına gelindiğinde, iki çalışmasını Bağımsızlar Salonu’nda sergilemiştir, ancak kendini göstermek istememiştir. Bir sonraki sergide 10 resmi birden sergilenince başarı kaçınılmaz olmuş ve çoğu eleştirmen tarafından modern sanatın öncülerinden biri olarak anılmaya başlanmıştır.
Vincent ‘in mutluluk duyması gerektiği yerde, içini derin bir korku kaplamış, resimlerinin pahalı görünmesinden endişe duymaya başlamıştır. Hastaneden çıkar çıkmaz Theo’nun evine gitmiştir. Yaklaşık iki ay daha resim çizmeye devam etmiş, fırça darbelerine artık sakinlik hakim olmuştur. Toplam 80’e yakın resim yapmıştır.
İntiharı
Vincent Van Gogh, 27 Temmuz 1890’da tabancayla kendini göğsünden vurdu. Kendisini nerede vurduğuyla ilgili bir bilgiye ulaşılamadı. Ağır şekilde yaralandı ve odasına geri döndü. Ertesi gün Theo, kapıyı araladığında Vincent’i yatağında pipo içerken gördü ve ağzından son cümlesi döküldü, “Umarım her şey sona ermiştir.”
Neden İntihar Etti?
Van Gogh, 29 Temmuz 1890’da, henüz 37 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Kendini neden öldürdüğü sorusunun cevabı hiçbir zaman netlik kazanmasa da, en olası ihtimal Theo’ya ve ailesine yardım etmek istemesidir. Çünkü Vincent’in çok iyi bildiği bir şey vardı: Sanatçılar öldükten sonra eserleri yok satardı.