Ailesi, Çocukluğu ve İlk Gençlik Yılları
Ünlü ressam Frida Kahlo, 1907 yılında Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderón adı ile Meksika’nın günaybatısında bulunan Coyoacán banliyösünde dünyaya geldi. Babası Nürnberg Üniversitesi’nde geleceği parlak bir öğrenciydi fakat bir kaza sonucu epilepsi hastalığına (sara) yakalandı. Bu sebeple öğrenimi yarıda kaldı ve hayatında yeni bir sayfa açmak üzere Almanya’dan Meksika’ya göçtü; Wilhelm olan adını Guillermo olarak değiştirdi ve ilk eşinin doğumdaki vefatının ardından güzeller güzeli Matilde ile evlendi. Frida, dört kız çocuğun üçüncüsü olarak ailenin yaşadığı, 1904’te yapılan egzotik Mavi Ev’de hayata başladı.
Babası Guillermo, kayınpederinin yanında fotoğrafçılığa başladı ve zamanla başarılı, tanınır bir profesyonel oldu. Goethe, Schiller, Nietzsche okur ve satranç oynardı. Frida ebeveyn sevgisini “el jefe” (şef) dediği annesinden ziyade babasından almıştı. Daha çocukken felsefenin insanları temkinli ve sorumluluk sahibi yapacağı düsturunu babasından öğrenmişti.
Altı yaşında bir çocuk felci nöbeti geçirdikten sonra hayatında neredeyse hiç dinmeyecek olan fiziksel acıları başladı. Aylarca hastanede kaldı, sağ bacağı köreldi ve inceldi; arkadaşları ona “Tahtabacak Frida” lakabını taktı. Hastalığı babası ile derin bir bağ kurmasında öncü oldu; spora gittiler, fotoğraf çekmek için geziler düzenlediler ve onları birlikte bastılar. On beş yaşında karma eğitime yeni geçen ülkenin en iyi eğitim kurumunda okumaya başladı. Orada yedi erkek, iki kız öğrenciden oluşan “Los Cachuchas” ailesini kurdu. Frida bu ailede edebiyat ve siyasetle yetiştirdi kendini.
Büyük Kaza
Bir tramvay bindiği otobüsü ikiye parçaladığında da on sekiz yaşındaydı; bedenini otobüse binerken tutunduğu bir demir delip geçti. Vücudunda onlarca kırık vardı. Kazadan etkilenen annesi (dili tutuldu) ve babası onlarca gün sonra hastanede onu ziyaret etti. Onlar gelene dek ablası Matilde, Frida’ya refakat etti. Nekahet döneminde annesi Frida’nın odasındaki tavana bir ayna yerleştirdi, özel bir şövale yaptırdı. Kazadan sonra ilk çarpıcı yapıtı, Kadife Elbiseli Otoportre ölümsüzleşti; Frida “gerçeğini” çizmeye işte böyle başladı.
Diego Rivera ile İlişkisi
Kaza onda birçok yara ve ağrı bıraktı. Okuluna devam edemedi. İş aramaya başladığı sırada hayatının “ikinci kazası” demekten hoşlandığı ünlü duvar ressamı Diego Rivera ile tanıştı. Evlendiler. Hem görünüşleri hem de yaşları arasında bariz bir fark olduğu için onları görenler fil ile güvercin evlenmiş diyordu. Diego’nun şantiyesine yerleştiler, birbirlerine olağanüstü bir enerji veriyorlardı; Frida, Diego’nun ilhamı, Diego da Frida’nın sanatçı olma inancı yerine geçmişti sanki. Bir süre sonra çocuk beklerken buldular kendilerini fakat Frida kürtaj yaptırmak durumunda kaldı. Geçirdiği kazanın ardından doğumun yasaklandığı Frida, bu kâbusu ömründe üç kez yaşamak zorunda kalacaktı.
ABD’ye Gidiş
Diego’ya gelen bir tekliften sonra 1931’de beraber Detroit’e gittiler. Frida, Büyük Buhran sırasındaki New York’u “Kocaman bir kümes: Pis ve rahatsız.” sıfatlarıyla yazmıştı mektubunda arkadaşlarına. Orada yeniden hamile kalan Frida üç ay içinde şiddetli bir kanamayla ikinci bebeğini de kaybetti. Bunun ardından müşahadeye alındığı Henry Ford Hastanesi’nin adını taşıyan bir resim çizdi. Sanatçı bu resimde kaybını tarif etmeye çalıştı. Kısa bir süre sonra, 15 Eylül 1932’de meme kanserinin son evresinde olan annesini kaybetti. Babası Guillermo, eşinin vefatının ardından fotoğrafçılığı bıraktı ve iyice içine kapandı.
ABD’den Dönüş
John D. Rockefeller’ın onayını alan çizimlerini gerçekleştiren Diego, eserinin merkezine koyduğu Lenin yüzünden işten çıkarıldı, şiddetli bir protestoya maruz kaldı. Meksika’ya bu sebepler ile döndüğü için çok kızgındı ve o yıl Frida’yı Christina (Frida’nın kız kardeşi) ile aldattı. Frida evden ayrıldı ve içmeye başladı. Ella Wolfe’a gönderdiği bir mektupta “Kederimi boğmak için içtim ama yüzmeyi öğrendi lanet olası!” diye yazmıştı. Evliliklerinde yaşadıkları sorunlara rağmen siyasal açıdan birbirlerine hep destek oldular; Frida’nın doğduğu ve Diego’nun evlenirken satın aldığı Mavi Ev, devrimci Lev Troçki’nin sığındığı tarihi bir kaleye dönüştü. Bu sırada birçok kösnül eser üreten sanatçı Troçki ile de bir ilişki yaşadı.
Tanınan Bir Ressam Oluşu
Frida, Diego’nun da teşvikleriyle karma bir sergiye katıldı, bunu Paris’te gerçekleştirebileceği bir sergi müjdesi takip etti. Pierre Colle galerisinde on yedi eseri sergilenen Frida artık uluslararası tanınırlığı olan, özgün, onun bu fikre katılmadığı fakat birçok sanatçının kendisi için gerçeküstücü dediği bir ressamdı. 1939’da Diego ile yaşadığı ikiz evlerden çıkarak Mavi Ev’e yerleşti. Diego “… Birbirimizi hâlâ seviyorduk. Ben arzumun beni yönelttiği kadınlarla beraber olabilmek için özgür olmak istiyordum sadece.” savunmasıyla çıktığı yolda Frida’yla boşandı. Frida bu boşanmanın ardından aynı yıl İki Frida ismini verdiği eserini tamamladı.
Diego Rivera ile İkinci Evliliği
1940 yılında Lev Troçki bir suikast sırasında öldürüldü. Troçki’nin katiliyle tesadüfen Paris’te tanışmış olan Frida tutuklandı ve uzun süre sorgulandı. Aklanan Frida yaşanan olaylardan etkilenerek hastalandı; doktoru tedavisi için hastaneye yatmasını sağladı. İyileşen Frida, 1941’de bir sergi için New York’a gitti ve bu sırada pişman olan Diego’dan evlenme teklifleri yağdı. Frida, maddi açıdan bağımsız olma ve cinsel ilişki yaşamama şartlarıyla evlenmeyi kabul etti. Boşandıktan bir yıl sonra çift yeniden evlendi. İkinci evliliklerinden sonra ilişkilerini çok daha huzurlu şekilde sürdürdüler. 1941’de uzun yıllardır Frida’nın ablasının evinde yaşayan babası Guillermo hayata gözlerini yumdu.
Hayatının Son Dönemleri
Halk Eğitim Bakanlığı Resim ve Heykel Okulu’nda dersler vermeye başlayan Frida öğrencilerini sokağa çıkararak ders işliyordu. 1945’te Sigmund Freud’un Hz. Musa ve Tektanrıcılık kitabını okumasının ardından başyapıtı denilebilecek Musa ya da Kahramanın Doğuşu eserini üç ay içinde tamamladı. Bu eser devlet başkanı ve eğitim bakanı tarafından 5000 Peso’luk bir ödüle layık görüldü. Frida’nın fiziksel rahatsızlıkları onu o denli etkiliyordu ki artık ne yürüyebiliyor ne oturabiliyordu. Yeni bir ortopedist cerrah ile çelik korse kullandığı uzun soluklu son tedavisine başladı. 13 Temmuz 1954 tarihine dek birçok ameliyat ve operasyon geçiren Frida, acısıyla, aşkıyla, sanatıyla dolu onlarca resim bıraktı bu dünyaya. Hayatının sonlarına yaklaştığını anladığında şu cümleleri yazdı günlüğüne: “Umarım çıkış eğlenceli olur, umarım hiç geri dönmem.”
Not: Metin içerisinde yer alan Frida Kahlo’ya air tüm resimler https://www.fridakahlo.org adresinden alınmıştır.