Mehmet Halıcı
6
Yazı
Ne zaman ve nerede doğduğu tam olarak bilinememekte. Bazıları Üçüncü İzmir İktisat Kongresi’nin gerçekleştiği yıl dünyaya gözlerini açtığını söyler. Bazıları kopernikyum elementinin keşfedildiği yıl doğduğunu iddia eder. Bambaşka birileri ise Micheal Jackson’ın dünyanın en çok satan çift diskli albümü HIStory’i çıkardığı yıl “dünyaya merhaba” dediğini dile getirir. Hakkında birileri sürekli bir şeyler söyler. Doğumu tam bir muallak. Kendisi bu konuda gizemli bir şahsiyet. Fakat bazı konularda herkese açık. Herkes gibi lisans mezunu. Herkes gibi kapitalizmin pençesinde bir şeylerin peşinden koşuyor. Atları çok seviyor. Hala yaşamaya devam ediyor. Yaşadıkça öğreniyor. Öğrendikçe öğretmek için can atıyor. Dünya kendi ekseni etrafında döndükçe o da işinden evine dönüyor. Belirli bir yere ait değil. Kendini bulmaya çalışıyor. Ara sıra tökezliyor. Hatta bazen umutsuzluğun dibine vuruyor. Fakat her şeye rağmen kafa açmıyor, çok güzel kavanoz kapağı açıyor. Tatava yapmıyor, harika pizzalar yapıyor. Her canlı gibi seviyor fakat söylemiyor, söyleyemiyor. Her sabah saatler altıyı gösterdiğinde bir kırlangıcın arkasından el sallıyor. Her akşam saat altıyı altı geçe bedeni ve ruhu arasında gerçekleşen bir halısaha maçına başlıyor. Bu maçı genel olarak beden ve ruh dostluğunun dingilliğinden oluşmuş duygu şelalesi kazanıyor. Üzülmekten, kış aylarından, yaz aylarından, samimiyetsiz ortamlardan ve gösteriş budalası insanlardan hiç hoşlanmıyor. Kibirden ve kendini beğenmişlikten uzak duruyor. Kalbi ve beyni arasında gelgitler yaşıyor. Kalbi bir kedi tüyü gibi yumuşak ve bir soba kadar sıcak. Beyni, ekseriyetle hain. Son söz olarak, Mehmet Halıcı da Ferrasini Satan Bilge gibi mutluluğu arıyor belki de bu yüzden sanatın her dalıyla ilgileniyor, hayaller kuruyor ve burada yazıyor.