Kısaca Mihri Müşfik Hanım
Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam olan Mihri Müşfik Hanım, 26 Şubat 1886 tarihinde, Kadıköy İstanbul’da dünyaya gelmiştir.
Babası Tıbbiye Nazırı Dr. Çerkez Ahmet Rasim Paşa, annesi ise Neşedil Hanımdır.
Gençlik Yılları
On yedi yaşındayken müzik dinletisinde tanıştığı İtalyan kökenli bir müzik şefinin peşinden Roma’ya giden Mihri Müşfik Hanım, burada bir süre kaldıktan sonra Paris’e gitti.
Paris’te hem ev hem de atölye olarak kullandığı dairede ağırlıklı olarak portre ve gravür çalışmaları yapan ressam, burada 1922 yılına kadar evli kalacağı Müşfik Selami Bey ile tanıştı.
Hem İtalya’da hem de Fransa’da sanat eğitimleri alan x, dışavurumcu bir anlayışla portreler yapmış, ayrıca kübizm ve ekspresyonizm akımlarından etkilenmiştir.
Ressamın bu dönemde yaptığı en önemli eser, 1908-1909 yıllarında resmettiği, İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucularından Ali Rıza Bey’in annesi Naile Hanım’ın portresidir.
Ülkeye Dönüşü
Mihri Müşfik Hanım, Paris’te bir davette tanıştığı Maliye Nazırı Cavit Bey’in Maarif Nazırı’na, kızlar için bir güzel sanatlar okulunun kurulması konusunda Mihri Müşfik Hanım’dan faydalanılabileceğini öneren telgrafı sonucunda, 1913 yılında İstanbul Darülmuallimat’ına (Kız Öğretmen Okulu) resim öğretmeni olarak atanmıştır.
1914 yılına gelindiğinde, Mihri Müşfik Hanım’ın önderliğinde, kız öğrenciler için güzel sanatlar alanında yükseköğrenim veren İnas Sanayi-i Nefise Mektebi açılmıştır.
Bu kurumda öğretmenlik görevine devam eden ressam, aynı zamanda okulun ilk kadın yöneticisi olmuştur.
Öğrencilerinden Bazıları
Öğrencilerini açık havada resim yapmak, modelden çalışmak ve toplu sergi açmak konularında teşvik eden Mihri Müşfik Hanım, birçok kadın ressam yetiştirmiştir.
Mihri Müşfik Hanım’ın öğrencileri arasında Aliye Berger, Nazlı Ecevit ve Fahrelnisa Zeid gibi isimler yer almaktadır.
Edebiyat-ı Cedide*
İstanbul’da yaşadığı dönemde Tevfik Fikret ile dost olan Mihri Müşfik Hanım, Edebiyat-ı Cedide şairlerinin şiirlerini resmetmiş ve aynı zamanda portrelerini yapmıştır.
Ayrıca 1915 yılında, Tevfik Fikret’in ölümü üzerine yüzünün kalıbını alarak heykelini yapmıştır. Bu heykel, Türkiye’de yapılan ilk yüz maskı çalışmasıdır ve bugün, Aşiyan Müzesinde sergilenmektedir.
*Edebiyat-ı Cedide (Yeni Edebiyat), Servet-i Fünun dergisini çıkarak şair ve yazarların ortaya çıkardığı bir akımdır.
İtalya’ya Gidişi ve Geri Dönüşü
İstanbul’un işgal altında olduğu 1919 yılında, Hüseyin Cahit ve Cavid Beylerin tutuklu olduğu dönemde onları ziyaret etmesinin ardından basında aleyhinde yazılar çıkan ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne yakın olan Mihri Müşfik Hanım, bir yıl boyunca İtalya’da kalmıştır. İtalya’dan döndüğünde iki yıl daha öğretmenlik yapmaya devam etmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Portresi
Cumhuriyet’in ilanından sonra bir Türk ressam tarafından yapılan ilk Atatürk portresi, Mihri Müşfik Hanım’ın elinden çıkmıştır. Ressam, 1922 yılında Gazi Mustafa Kemal’i mareşal üniformasıyla resmetmiştir.
Ölümü
1920’li yılların başında yeniden İtalya’ya ve ardından da Paris’e giden ressam, kardeşi Enise Salih Hanım ve yeğeni Hale Asaf’ı kaybettikten sonra Paris’te yaşamak istememiş, ABD’ye gitmiştir.
Burada çeşitli üniversitelerde konuk resim profesörü olarak görev yaparak ve özel ders vererek yaşamını sürdüren Mihri Müşfik Hanım, 1954 yılında hayatını kaybetmiştir.
BONUS
- 1920’li yıllarda yeniden İtalya’ya giden ve uzun süre portre çalışmaları yaparak yaşamını sürdüren Mihri Müşfik Hanım, İtalyan şair Gabriele d’Annunzio aracılığıyla Vatikan’a kabul edilmiş ve Papa XV. Benedictus’un portresini yapmıştır. Bu portre ile, papa ilk kez başka dinden bir kadın ressama poz vermiştir.
- Paris’te bulunduğu dönemde yaptığı Çingene tablosu, Louvre Müzesi’ne kabul edilmiştir. Eserin bir kopyası İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenmektedir.