Marie Antoinette Kimdir?
Fransa tarihine lükse düşkünlüğü, gösterişli yaşamı, tutkulu aşkları ve çarpıcı ölümüyle damga vuran, Fransa’nın son kraliçesi Marie Antoinette, 2 Kasım 1755 tarihinde, Avusturya’nın Viyana şehrinde, Hofburg Sarayı’nda doğdu.
Marie Antoinette ve Marie Carolina, Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ile Avusturya İmparatoriçesi Marie Theresa’nın en küçük kızlarıydı.
Ailesi
Marie Antoinette’nin annesi ve babası diğer kraliyet evliliklerinden farklı olarak aşk evliliği yapmışlardı. Tüm resmiyete ve kraliyet kurallarına rağmen kendi saraylarında samimi ve mutlu bir aile hayatı yaşıyorlardı.
Marie Theresa, sıkı kurallarla yönetilen bir sarayda büyümüştü. Çok güçlü bir liderdi ve halk onu çok seviyordu. Çocuklarını büyütürken de olabildiğince onlarla ilgilenmeye, kendi kurallarını ve ahlaki değerlerini onlara öğretmeye çalışıyordu. Fakat yoğun devlet işleri sebebiyle, kızlarını büyütme işi büyük ölçüde dadılara kalmıştı.
Marie Antoinette henüz küçük bir çocukken üç ağabeyi; Joseph, Leopold ve Ferdinand Karl, Habsburg İmparatorluğu üzerinde etkili rollere sahiplerdi.
Kız kardeşleri ise, kısa bir süre içinde Avrupalı aristokratlarla evlendirilmişlerdi.
XV. Louis ile Evliliği
1748 yılında Avusturya ile Fransa arasında Ekslaşapel Anlaşması imzalandı ve uzun yıllardır süren anlaşmazlık son buldu. Bunun sonucunda Yedi Yıl Savaşları’nda iki ülke müttefik oldular.
İttifakın devam etmesi içinse, Marie Theresa, evlilik sırası gelen iki kızı çiçek hastalığından öldüğü için, 14 yaşındaki Marie Antoinette ile Louis Auguste’nin nişanlanmasını sağladı.
Böylece Marie Antoinette, Louis Auguste ile 19 Nisan 1770 tarihinde, damadın gıyabında düzenlenen bir düğünle Viyana’da evlendi.
Bu düğünün amacı, Marie Antoinette’nin Fransa’ya Avusturya arşidüşesi değil, Fransa döfyesi olarak girmesini sağlamaktı.
16 Mayıs 1770 tarihinde, Fransa’da görkemli bir düğün düzenlendi ve Marie Antoinette’ye geleneksel olarak bir mücevher koleksiyonu hediye edildi.
Evlilik Hayatı
Marie Antoinette, evliliğinin ilk yedi yılında çocuk sahibi olamadı. Bu durum hem Louis Auguste ile ilgili hem de evliliklerinin sahte olduğuna dair söylentilere yol açtı. Ancak evliliklerinin sekizinci yılında çiftin ilk kız çocukları dünyaya geldi.
Marie Antoinette ile Louis Auguste’nin, 1781 ve 1785 yıllarında birer erkek çocukları ve 1786 yılında bir kız çocukları daha oldu.
Kraliçe Oluşu
10 Mayıs 1774 tarihinde XV. Louis’in ölümünden sonra Louis Auguste, XVI. Louis olarak tahta geçti. Böylece Marie Antoinette kraliçe oldu.
‘Ekmek yoksa, pasta yesinler!’
XVI. Louis tahta geçtiğinde, Paris’te ekmek kıtlığı yaşanmaktaydı. Bu süreçte, Marie Antoinette’nin ‘Ekmek yoksa, pasta yesinler’ sözünü söylediği ya da cevabını verdiği aktarılmışsa da, söz 1767 yılında Jean Jacques Rousseau tarafından yazılmıştır. Kraliçenin bu sözü söylediğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.
Marie Antoinette’nin Düşüşü
Marie Antoinette’nin siyasetle ilgilenmediği ve ülke yönetimde söz sahibi olmadığı; gündelik hayatında yüzeysel sohbetler ettiği ve dedikodu ve skandallarla ilgilendiği; ayrıca yalnızca seçilmiş bir arkadaş çevresiyle iç içe olduğu, etrafında herkese yer vermediği biliniyor.
Hem bunlar hem de kılık değiştirerek Paris’teki operalara gidiyor oluşu, Marie Antoinette ile ilgili pek çok dedikoduya sebep olmuş, hatta kraliçenin gizli sevgilileri olduğu konuşulmaya başlanmıştı.
Tüm bunların yanı sıra kraliçenin giderek daha fazla para harcaması, yeni mücevherler ve kıyafetler alması, kaldığı şatonun dekorasyonuna büyük harcamalar yapması, kumara olan düşkünlüğü ve arkadaşlarını başkalarına ait mevki ve pozisyonlara atamaya başlaması hem Versay’da hem de halk içinde büyük huzursuzluğa yol açmıştı.
Dedikodular giderek artarken bir yandan da korsan yayın basan bazı matbaalardan kraliçeyle ilgili aşağılayıcı resimlerin basıldığı dergiler yayımlanıyordu.
Ülkenin Durumu
Bu süreçte Fransa’da hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak büyük sorunlar yaşanıyordu. Aynı zamanda Fransız Devrim’i için geri sayım da başlamıştı.
14 Temmuz 1789 tarihinde, devrim gerçekleştiğinde saray halkının büyük bir kısmı yurt dışına kaçmıştı. Marie Antoinette sağ kalan iki çocuğuyla saraydan uzaklaşmak istemişse de, kral sarayda kalmaya karar vermişti.
Şehirde, tüm tahılın Versay Sarayı’nın depolarında saklandığı söylentileri yayılınca, kalabalık bir grup saraya ilerledi ve muhafızları katletti.
Kraliçe, çocukları ve yardımcıları kralın yatak odasına saklandılar ve kapıları kilitlediler. Ancak avluya toplanan halk, kraliçenin balkona çıkmasını talep etti.
Marie Antoinette ve çocukları balkona çıktılar, fakat kalabalık çocukların içeri gönderilmesini istedi. Çocuklar içeriği girdiğinde, kraliçe dakikalar boyu üzerine doğrultulmuş silahlarla balkonda bekledi. Daha sonra halkı selamlayıp içeri döndü. Kraliçenin bu davranışı kalabalığın bir kısmı tarafından cesaret örneği olarak algılanmışsa da, kraliyet ailesi kalabalıkla birlikte Paris’e gitmeye zorlandı ve Tuileries Sarayı’na götürüldü.
Artık kraliyet mensupları birer tutukluydu.
Ölümü
Hem Marie Antoinette hem de XVI. Louise hayatlarına eskisi gibi devam etmeye çalışıyor; bağış yapmaya ve davetler düzenlemeye devam ediyor olsalar da, ülkedeki siyasi gerginlik sürüyordu.
Bu dönemde öfkesi giderek artan devrimciler, 10 Ağustos 1792 tarihinde saraya saldırdılar. Kraliçe, istemeden de olsa çocuklarıyla birlikte Tuileries Sarayı’ndan kaçtı.
13 Ağustos’ta XVI. Louis cumhuriyetçiler tarafından tutuklandı. 21 Eylül’de monarşi feshedildi. Kraliyet ailesi Paris’te bulunan Tapınak Kalesi’ne hapsedildi. Kraliyet taraftarlarının ülkeden kaçmaması için güvenlik önlemleri alındı ve hatta kraliyet yanlısı olduğundan şüphelenilen pek çok kişi öldürüldü.
11 Aralık’ta vatana ihanet suçuyla yargılanan XVI. Louis, 17 Ocak’ta ölüm cezasına çarptırıldı.
Kraliçenin yargılanması ise, 14 Ekim 1793 tarihinde başladı. Marie Antoinette, 15 Ekim’de vatana ihanet suçuyla ölüm cezasına çarptırıldı.
Marie Antoinette, 16 Ekim 1793 tarihinde, 12.15’de halk karşısında giyotinle idam edildi. Söylentiye göre; ayağına bastığı cellata ‘Özür dilerim mösyö, istemeden oldu’ dediği için cellatla dalga geçtiği gerekçesiyle çırılçıplak soyularak idamı gerçekleştirildi.