Kısaca Fatih Akın
Yönetmen, senarist, oyuncu ve yapımcı Fatih Akın, 25 Ağustos 1973’de Hamburg’da doğmuştur.
2000 yılında, Hamburg Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Görsel İletişim Bölümünden mezun olan Akın, öğrenim gördüğü yıllarda Wüste Film’de çalışmaya başlamıştır.
Akın’ın kameranın önüne ilk çıkışı, üç yıl süren bir televizyon dizisi Doppelter Einsatz’daki Erdal rolüyle olmuştur.
Yönetmenlik Kariyerinin Başlangıcı
İlk kısa metraj filmi, O Sensin’i (Du bist es!) 1995 yılında çeken Akın, bu filmle Hamburg Uluslararası Kısa Film Festivali’nde İzleyici Ödülü’nü kazandı.
Akın’ın ikinci yapımı ise, yine bir kısa film olan ve 1996 yılında yönettiği, Getürkt oldu.
Akın, aynı zamanda bu iki filmin senaristiydi.
Akın’ın hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği bir diğer kısa filmi ise, Deutschland 09 için 2009’da çektiği Der Name Murat Kurnaz’dır.
İlk Uzun Metraj Filmi
Fatih Akın, ilk uzun metraj filmi olan Kısa ve Acısız’ı (Kurz und Schmerzlos) 1998 yılında çekti.
Akın’ın adını duyurmasını sağlayan bu ilk filmi, pek çok uluslararası film festivalinden ödülle döndü.
Diğer Uzun Metraj Filmleri
- Temmuz’da, 2000
- Solino, 2002
- Duvara Karşı, 2004
- Avrupa Manzaraları, 2004 – Die alten bösen Lieder (Almanya) Bölümü
- Yaşamın Kıyısında, 2007
- Seni Seviyorum New York, 2008 – Bir Bölüm
- Aşka Ruhunu Kat, 2009
- Kesik , 2014
- Elveda Berlin, 2016
- Paramparça, 2017
- Altın Eldiven, 2019
Duvara Karşı (Gegen die Wand)
Fatih Akın, 2004 yapımı Duvara Karşı filmiyle, Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.
Akın, bu ödülle Metin Erksan‘ın yönettiği Susuz Yaz filminin ardından, Altın Ayı kazanan ikinci Türk yönetmen olmuştur.
Başrollerini Sibel Kekilli, Birol Ünel, Meltem Cumbul ve Güven Kıraç’ın paylaştığı film, hem yönetmenine hem de oyuncularına, 20’den fazla ödül kazandırmıştır.
Newsweek ve Time Out New York dergileri tarafından Yılın En İyi Filmi seçilen Duvara Karşı için sinema eleştirmeni David Fear, ‘saf mükemmellik’ tanımını yapmıştır.
Yaşamın Kıyısında (Auf der anderen Seite)
Fatih Akın, 2007 yapımı Yaşamın Kıyısında filmiyle, Yabancı Dilde En İyi Film dalında Almanya’yı temsil etmek üzere 80. Akademi Ödülleri’ne katılmıştır.
Film ayrıca, 60. Cannes Film Festivali’nden En İyi Senaryo Ödülü’yle dönmüştür.
Belgeselleri
Bugüne kadar toplam 3 belgesele imza atan Akın’ın belgeselleri;
- 2001, Geri Dönmeyi Unuttuk (Wir haben vergessen curückzukehren)
- 2005, İstanbul Hatırası – Köprüyü Geçmek (Crossing the Bridge – The Sound of Istanbul)
- 2012, Cenneteki Çöplük (Garbage in The Garden of Eden)
Müzik Videoları
- 2002, Digger Dance: Digger is a Dancer
- 2005, Yanmışım Sönmüşüm Ben, Sezen Aksu
- 2010, Rewend, Aynur Doğan
Fatih Akın, 2005 yılında, Salma Hayek, Javier Bardem ve Emir Kusturica ile birlikte Cannes Film Festivali jürisinde yer almıştır.
Kısaca Fatih Akın Sineması
Filmlerinde, ağırlıklı olarak etnik kökenleri, dinleri, gelenekleri ve kültürleri birbirinden farklı olan insanlara ve onların yaşadıkları toplumla çatışmalarına yer veren Fatih Akın, kendi yaşantısından izleri ve çevresindeki çeşitliliği özgün bir dille beyazperdeye aktarmaktadır.
Kendisinin de büyüdüğü çok kültürlü yapıyı aktarırken göçmenliği baskın bir unsur olarak kullanmaz, karakterlerin yaşamına entegre eder. Bu da Fatih Akın filmlerinin doğal bir seyirde ilerlemesini ve tüm dünyada izleyiciye hitap edebilmesini sağlamıştır.
Sılanın, vatan özleminin, yabancılaşmanın, içinde bulunulan kültürle yaşanılan çatışmaların, bireysel ve ailevi rollerin işlendiği filmlerinde; hayatın her noktasında karşılaşılabilecek, farklı mesleklerden ve milletlerden karakterlere yer verir.
Bunun yanı sıra Akın’ın filmlerinde yolculuklar, tesadüfler ve karşılaşmalara sık sık rastlanır. Pek çok auteur yönetmenin aksine Fatih Akın; ayakları yere basan, özgür, hayata tutunmuş, sorunlarla savaşan ve baskın kadın karakterleri ön plana çıkartır.
Bağımsız bir yönetmen olan Akın, Andreas Thiel ve Klaus Maeck ile birlikte, 2004 yılında Corazon International isimli bir yapım şirketi kurmuştur. Şirketin ilk çalışması ise, Duvara Karşı olmuştur.
‘… Çünkü ana akım sinemada daha ticari olmanız gerekiyor. Böyle bir baskı oluyor, serbest ve özgür değilsin. Oysa ben aynı zamanda bir sanatçı olarak kalmak istiyorum. Sinema tabi ki ticari bir iş ama ben, yıllar içinde sanatçı kimliğimi koruyarak filmler yapmayı öğrendim.’
