10 Ocak 2023

10 Maddede Dostoyevski’nin “Uysal Kız” Öyküsünün Kısa Bir İncelemesi

Özge Topuz

~6dk

Hayali Bir Öykü

Rus edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Fyodor M. Dostoyevski, 1876’da yazdığı bu öykünün alt başlığına “Hayali Bir Öykü” adını verir.

Yazarın gazetede okuduğu ölüm haberinden esinlenerek yazdığı öyküye, yalnızca anlatıcının, yani tefecinin anlatımından tanıklık ederiz.

uysal-kiz-dostoyevski

Karakterler

Bir yanda “toplumdan intikam almak istediğini söyleyen” tefeci, diğer yanda ise kırılgan görünüşünden beklenmeyecek asi davranışlarını sonradan keşfedeceğimiz, ama ona hak vereceğimiz, Uysal Kız.

Faust’tan alıntılar yapan tefecinin, kendisini Uysal Kız’a kanıtlamaya çalışırken Faust’u yoldan çıkarmak için her yolu deneyen Mefistoteles, yani şeytan kadar uğraşmasına gerek olmayacaktır. Zira mürebbiye olan kızın durumu içler acısıdır ve gazeteye ilan verebilmek için tefeciye getirdiği ufak tefek şeylerle beraber ilanlara cevap alabilmek adına önceden üst perdeden olan beklentilerinin yerini “ücretsiz, karın tokluğuna…” ilanları almıştır.

İki karakterin de ortak noktası olan gurur ve suskunluk dışında, aralarındaki yaş farkı da dahil, benzer hiçbir yanları yoktur. Yine de evlenirler.

Tefeci, Mefistoteles kadar basit görmediği karakterini çoğunlukla suskunluğuyla gölgeleyerek aralarındaki mesafenin aşılmasına bir türlü müsaade etmez. Baştan kazanacağını bildiği bir oyun gibi gördüğü evliliği ise, çok geçmeden kendisi için büyük bir hüsran ve kayba dönüşecek, yaşamın bir kumar olmadığını gösterecektir.

Uysal Kız’ın Ölümü

Karısının ölümünü öğrenen tefecinin, yani anlatıcının ruh hali ve tüm düşüncelerini öğrenebilsek de iki karakterin de isimlerini öğrenemeyiz. Biri yalnızca mesleği ile diğeri ise karakteristik özelliği üzerinden tanımlanır yazar tarafından.

Uysal kızın ruh hali, anlatıcı gözünden anlatıldığından, çoğu zaman kendisini haklı çıkarmaya çalışır. Olaylara yaklaşımlarını okuyup yadırgar ve kendimizi uysal kıza hak verirken buluruz.

Aslında anlatıcı kendisini okuyucuya anlatmaya çalışırken kıza dair söyledikleri sebebiyle bu niyeti ters tepmiş olur.

Bir ölüm üzerinden yaşanan pişmanlıkları, geriye alınması istenen zamanı  çok geç fark edilen hataları okurken kendisini bir kurtarıcı gibi gören anlatıcının -ne kadar süre beraber kaldıklarını bilemesek de- bir arada oldukları süre boyunca bu uysal ama bir anda deliye dönebilen (döndürdüğü) kızı bir rakibi ya da ondan daha aşağıda görmemesi gerektiğini anladığını, ama her şeyin çok geç olduğunu fark ederiz.

Yalnızlık Teması

Konuşmaktan çok akıl okumaktan yana olan bu iki karakterin kurtarılması gereken özelliklerinin aslında anlatıcının düşündüğü “yoksulluk ve pislikten” ziyade, bir başınalıkları olduğunu anlarız.

Kendisini, haklı olmanın güç olduğuna inandıran ama bu bir araya gelişi zorlaştırmaktan başka neredeyse hiçbir şey yapmayan anlatıcı finalde yalnızlığıyla yüzleşir. Fakat yine de karısının ölümünü anlatırken kendisinin değil onun suçlu olduğunu söyleyip durur. Bunun beyhude bir çaba olduğunu fark etmemiz uzun sürmez.

Başlangıcından itibaren bize her şeyi anlatacağını söyleyen anlatıcının bu beklenmedik ölüm karşısındaki şaşkınlığını, hüznünü ve kabullenemeyişini adeta olay anında yanındaymışız gibi yansıtan yazar, her ikisinin de aradıklarına ulaşamadıklarını vurgular.

İnsanın iç dünyasının ne kadar karışık olabileceğini, farklılıklarına rağmen bir arada kalmayı başarabilecek olan iki karakterin iletişim kuramamaları, farklı beklentilere sahip olmaları ve belki de her ikisinin de farkında oldukları, onları bir araya getirenin yalnızca dönemin koşulları oluşu, sonu baştan belli bir yenilgi olmaktan öteye gidemez. Buna rağmen kendimizi anlatıcı gibi acaba mutlu olma ihtimali var mıydı, demekten de alıkoyamayız. Bu soru işaretine ek olarak, bir şeyleri kaybetmeden önce değerini bilmeyi ve hayatın aslında ne kadar basit olduğunu hatırlatır.

“Her zaman gururluydum, her zaman “ya hep ya hiç” derdim! İşte bu yüzden de ben öyle yarım mutlulukla idare edecek biri değildim, bana mutluluğun yarısı yetmezdi, hepsini istiyordum.”

Kaynak: Fyodor M. Dostoyevski – Uysal Kız “Hayali Bir Öykü” – Doğan Kitap 

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button
Özge Topuz

Özge Topuz

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.