BENİ BU GÜZEL HAVALAR MAHVETTİ
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
ORHAN VELİ
Şair, yazar, çevirmen… 36 yıllık kısa hayatına şiirler, denemeler, makaleler ve çeviriler sığdıran Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914 ile 14 Kasım 1950 yılları arasında yaşamıştır.
Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat Horozcu ile Garip akımının kurucusu olan Orhan Veli’nin hikayeleri, henüz ilkokuldayken dergilerde yayımlanmaya başlanmıştır.
Ortaokul dönemindeyken Oktay Rifat’la, birkaç yıl sonra bir müsamerede ise Melih Cevdet’le tanışan Orhan Veli’nin lisedeki edebiyat öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar’dı.
Kanık, Anday ve Horozcu, bu dönemde Sesimiz isimli bir dergi çıkarttı.
AYRILIŞ
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.
ORHAN VELİ
1932 yılında başladığı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden 1935 yılında ayrılmıştır.
Üniversite yıllarında öğretmen olarak çalıştığı Galatasaray Lisesi’nde 1 yıl daha çalışmaya devam etmiştir. Sonrasında ise Ankara’da PTT Umum Müdürlüğü, Telgraf İşleri Reisliği ve Milletlerarası Nizamlar Bürosunda görev yapmıştır.
Ankara’ya döndüğünde Horozcu ve Anday’la tekrar bir araya gelmiştir. Üçlü bu süreçten itibaren aynı tarzda şiirler yazmaya başlamıştır.
1936’da roman, hikaye ve oyun yazarı Nahid Sırrı Orik’in şiirlerini yayımlatma önerisinin ardından Kanık’ın, Varlık dergisinde Oaristys, Ebabil, Eldorado, Düşüncelerimin Başucunda isimli şiirleri yer almıştır.
Dergide Kanık, Horozcu ve Anday şu şekilde tanıtılmıştır:
‘Varlık’ın şiir kadrosu yeni ve kuvvetli genç imzalarla zenginleşmektedir. Aşağıda dört şiirini okuyacağınız Orhan Veli, şimdiye kadar yazılarını neşretmemiş olmasına rağmen olgun bir sanat sahibidir. Gelecek sayımızda onun ve arkadaşları Oktay Rifat, Melih Cevdet ve Mehmet Ali Sel’in şiirlerimize getirdikleri yeni havayı daha iyi belirtecektir.’
İlk şiirlerinin bir kısmını Mehmet Ali Sel ismiyle yazan Orhan Veli’nin 1936’dan itibaren Varlık’ın yanı sıra İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılapçı Gençlik, Hür, Zincirli Hürriyet gibi dergilerde de şiirleri ve düzyazıları basılmıştır.
İlk dönem şiirlerinin yapısı, şekli ve içeriği Kanık’ın hece şairi olarak görülmesine sebep olsa da, 1937 yılından itibaren, yeni tarzda şiirleri yayımlanmaya başlamıştır.
Her şeyin şiire konu edilebileceğine inanan ve eserlerinde bunu uygulayan Kanık, Anday ve Horozcu; kahramanlaştırılan insanlara karşı sıradan insanlara yer vererek ideal insan tipini yıkmışlardır. Eserlerinde gündelik yaşam sıkıntıları, yaşam sevinci, varoluş ve yolculuk gibi çeşitli temalara yer vermişlerdir.
1941 yılında Orhan Veli’nin 24, Melih Cevdet’in 16 ve Oktay Rifat’ın 21 şiiriyle yayımlanan Garip seçkisi, Birinci Yeni olarak da anılan Garip akımının başlangıcı olarak kabul edilir.
Kitapta şiirler kadar Orhan Veli tarafından yazılan önsöz de dikkat çekmiş ve Türk edebiyatında pek çok tartışmaya sebep olmuştur.
Kendisinden önce gelen şiir geleneklerini ve tekniklerini reddeden Garip akımının kurucuları ve temsilcileri, ne aruz ne de hece ölçüsünü kullanmışlardır.
Şiir dilini konuşma diline yaklaştırmışlar ve yalın bir anlatımı benimsemişlerdir.
‘Orhan, Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle at başı geldi.’
‘Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o, birkaç yılın içinde tamamladı.’
Oktay Rifat Horozcu
Orhan Veli’nin ‘Yazık oldu Süleyman Efendi’ye’ gibi gündelik dile giren bir dizelerinden biri de, hepimiz tarafından bilinen, Ahmet Haşim’in ‘Göllerde bu dem bir kamış olsam’ dizesini eleştirmek için yazdığı ‘Rakı şişesinde balık olsam’dır.
‘Üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkar, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair.’
Sait Faik Abasıyanık
Cahit Sıtkı Tarancı, Sait Faik Abasıyanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Cahit Külebi gibi sanatçıların eserlerinin yayımlandığı Yaprak dergisi; Bedri Rahmi Eyüboğlu, Abidin Dino, Necati Cumalı, Sabahattin Eyüboğlu, Oktay Rifat ve Melih Cevdet’in de yer aldığı bir grup tarafından 1 Haziran 1950’ye kadar çıkarılmıştır.
Derginin masraflarını Mahmut Dikerdem karşılıyor olsa da, Orhan Veli, sahibi ve yazı işleri müdürü olarak maddi sıkıntıların yaşandığı dönemlerde dergiyi çıkartabilmek için paltosunu ve Abidin Dino’nun ona hediye ettiği eserlerini satmıştır.
10 Kasım 1950’de Ankara’da belediyenin kazdığı bir çukura düşerek kafasından yaralanan Kanık, iki gün sonra İstanbul’a geri dönmüştür. 14 Kasım’da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Beynindeki damar çatlaması doktor tarafından anlaşılamamış ve alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulanmıştır. Aynı akşam komaya giren Kanık, Cerrahpaşa Hastanesinde vefat etmiştir.
Rahatsızlığı sırasında cebinde bir diş fırçasına sarılı olarak bulunan Aşk Resmi Geçidi isimli şiiri, 1 Şubat 1951’de yayınlanan Son Yaprak’ta yer almıştır.
Orhan Veli’nin mezar taşı Abidin Dino tarafından tasarlanmış ve Nevzat Kemal tarafından inşa edilmiştir.
‘Cemal Süreya der ki, ‘Orhan Veli Türk şiirine kasket giydirdi.’ Ben ise Orhan Veli’yi iki mısrasıyla bütün tarihimize en isabetli yorumu getirmiş insan sayarım: ‘Neler yapmadık şu vatan için! / Kimimiz öldük; kimimiz nutuk söyledik.”
İsmet Özel
BONUS
Orhan Veli Kanık’ın Eserleri
Garip, 1941 (Anday ve Horozcu’nun şiirleri ile)
Garip, Genişletilmiş 2. Baskı, 1945 (sadece kendi şiirleri)
Vazgeçemediğim, 1945
Destan Gibi, 1946
Yenisi, 1947
Karşı, 1949
Şiir kitaplarının ve 12 çeviri kitabının yanı sıra Orhan Veli’nin düzyazı, eleştiri ve makalelerinin de yer aldığı eserleri bulunmaktadır.