2 Ocak 2025

Hayal Gücünün, Doğanın ve Duyguların Kanatlarında: Romantizm Akımı

Nazan Avcı

~7dk

Ortaya Çıkışı

1780’de başlayan ve Fransız devriminden itibaren giderek yaygınlaşan Romantizm akımı, 19. yüzyılın başlarında en üst seviyesine ulaşmıştır.

18. yüzyılın sonlarında, bir grup Alman yazarın romantizm sözcüğünü, klasisizmin karşı savı olarak kullandıkları bilinmektedir. Klasisizm, bireyin akıl ve düşünce sistemini temel alırken romantizm; bireyin iç dünyasını, coşku ve hayal gücünü ortaya çıkarmaktadır.

Tanımı

Avrupa’da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen entelektüel bir akım olan Romantizm veya Coşumculuk; Sanayi Devrimi’ne, Aydınlanma Çağı’na, aristokratik sosyal ve siyasi düzene, doğanın bilimsel rasyonalizasyonuna ve klasisizme tepki olarak doğan, doğaya ve duygulara önem verilmesiyle tanımlanan bir akımdır.

poem
Photo by Nicolas Messifet on Unsplash

Resim

Resimde romantizm, biçimden çok düşüncede bulduran belirli bir üslup çerçevesinde şekillendi. Bu akımda sanatçının ruhu, resmi kurallara ve geleneksel prosedürlere sıkı sıkıya bağlı kalmaktan daha önemli olan, bireysel yaratıcılığa odaklanır. Aşkın deneyimlere ve manevi gerçeğe bir kapı aralayan hayal gücüne vurgu yapar.

Goya, Turner, Delacroix’nın coşkunluğu kadar Blake’in yeni klasikçiliği ya da Delaruche’nin kurallara bağlı tarzı, Füssli’nin düşselliği, Biedermeier’in burjuva dünyası romantizm hareketinden kaynaklanır.

romantizm akımı resim
Image by Alana Jordan from Pixabay

Romantizm aynı zamanda Fransa’da da klasisizmin karşı savı olarak ortaya konulmuş, sanat eleştirmenleri, Eugene Delacroix ile Jean- Auguste- Dominique Ingres’i üsluplarından dolayı birbirine karşıt olarak değerlendirmişlerdir. Ingres’in temsil ettiği klasik grup ressamları desen ve resmin ince detaylarına önem verirken, Delacroix’in öncülüğünü yaptığı romantik ressamlar, rengin varlığını öne çıkarmışlardır.

Edebiyat

Romantizm yalnızca bir edebi akım olmanın ötesinde, 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında Avrupa’da yer etmiş belli bir duyarlılığı belirtir. Fransa’da doğan bu hareket Güney Avrupa ülkelerine (İtalya ve İspanya) biraz daha geç girmiştir. Klasik edebiyat akımına tepki olarak 18. yüzyılın sonlarında doğan ve Victor Hugo’yla büyük ün kazanan romantizm, insanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye karşı durur. “En iyi kural, kuralsızlıktır” diyen romantikler, insanın duygularını, düş gücünü hayata geçirmesini ve insanı düzeltmenin toplumu düzeltmekle olabileceğini savunurlar. Romantizmin değerlerine göre hiciv ilgi hak etmeyen bir tarzdır.

şiir güller
Image by Mariya Muschard from Pixabay

Romantizmin Başlıca İlke ve Özellikleri

  • Özgürlük
  • Sezgi ve deneyime dayalı gerçek
  • Duygu / santimantalizm
  • Melankoli, hüzün ve kaçış
  • Bireysellik ve lirizm
  • Millîlik
  • Mistik Hristiyanlık
  • İzlenimsel betimleme
  • Kısıtsız bir dil ve üslup

Heykel

Romantik dönem heykelinin uzmanlar tarafından yeterince anlaşılıp değerlendirilememiş olduğu söylenebilir. Tarihsel ve mitolojik konuları anlatan, mermer ve bronzdan yapılmış heykellerin, Avrupa’nın önemli başkentlerinin müze depolarında yer aldığı bilinmektedir. Romantik dönemde heykel, tam anlamıyla özerk olan müzikten ya da betimleme sanatında meydana gelen barok patlamasından sonra sınırları kesinlikle belli bir yüzeye giderek kapanan resimden tamamen farklı bir biçimde gelişme göstermiştir.

heykel
Image by Olle August from Pixabay

Mimarlık

Romantik dönem mimarlığı ele alınıp incelendiğinde, dönemin eski biçimsel örneklerinin bir toplamı olduğu kanısının yaygın olarak yapılara yansıdığı gözlenmektedir. Ancak bir mimari üslûp ortaya konulurken kendinden önceki dönemlere öykünmeler her zaman söz konusu olabilmektedir. Daha sonraki dönemlerde de böyle bir durumla karşılaşmak söz konusu olabilmektedir. Romantik dönemin mimarisi Rönesans-Antikite ilişkisinde de görüldüğü gibi, çıkış noktası olarak bazı biçim ya da motifleri almakla yetinmemiştir. İlk kez tematik takımlar halinde toplanmış motiflerden yararlanmış ve bunların hepsi tarafsız bir biçimde ele alınarak işlenmiştir.

romantizm akımı mimari
Photo by Beth Chobanova on Unsplash

Bilim

Romantizm, bilimi de birçok yönden etkiledi. Birçok bilim insanı Johann Gottlieb Fichte, Friedrich Wilhelm Joseph von Schelling ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel gibi filozofların doğa felsefesinden etkilendi ve deneyciliği terk etmeden tümüyle doğayı açıklamaya çalıştılar. İngiliz bilim insanı Humphry Davy, doğayı anlamanın “takdir ve sevgi dolu bir bakış gerektirdiğini” söyledi. Bilgeliğin sadece doğayı takdir eden ve doğaya saygı duyan insanlar tarafından elde edilebileceğini düşünüyordu. Romantik bilim, insanlığın doğayı anlayabileceğini kanıtlayıp onu kontrol etmeye çalışmaktan çok duygusal bir şekilde doğayı onunla ahenk içinde yaşayarak anlamakla ilgiliydi.

Türkiye’de Romantizm Akımı

Romantizm akımı ülkemizde de kendine temsilciler buldu ve sanat yapıtlarına yansıdı. O isimler arasında en dikkat çekenler şunlardır:

  • Namık Kemal, roman ve tiyatrolarıyla romantizme gönül vermiş bir aydındı.
  • Ünlü yazar Ahmet Mithat Efendi’nin ilk romanlarında romantizm esintileri görülür.
  • Sanatta güzellik ilkesine bağlı kalan “Sanat sanat içindir” anlayışını savunan doğaya dönük, insanı doğa içinde ele alan şiirler yazan Recaizade Mahmut Ekrem’in şiirleri romantizm akımının etkileriyle yazılmıştır.
  • Modern edebiyatın doğuşunda etkin bir isim olan Abdülhak Hamit Tarhan’ın yazdığı tiyatro oyunlarında romantizm akımının etkileri vardır.

Kapak Fotoğrafı: Image by Ségolène Trousset from Pixabay

Not: Görseller temsilidir.

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button
Nazan Avcı

Nazan Avcı

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.