İçinde olduğumuz çağı bir eşik olarak görmek için tüm nedenlere sahip olduğumuzu düşünüyorum. Fakat bu eşiğin geçilip geçilmediği konusundaki yorumlar tartışmaya açık. Geçilip geçilmediğini bilemiyorum fakat neler olup bittiğini anlamak için biraz daha zaman olduğunu düşünüyorum. Bu sebepten dolayı “eşik” kavramı bugün için bana en doğrusu gibi geliyor.
Önümüzdeki eşiği geçerken; VUCA (Volatilitiy -Değişkenlik, Uncertainity -Belirsizlik, Complexity -Karmaşıklık, Ambiguity -Muğlaklık) bu dört kritik ile bize bir “filtre” sağlamaktadır. Ve bu filtre, uzun vadeli kararlarımıza yakın dönem için bir ölçek oluşturmaktadır.
Gelin, hep beraber bunu nasıl yaptığını inceleyelim. Ve bunu, hem bize sunulan görünen tarafı ile hem de madalyonun diğer yüzündeki görünmeyen tarafı, yani kardeş kavramları ile yapalım.
V Volatility – Değişkenlik
Değişim ve değişmek sabittir. Hiçbir an, diğer an’ı tekrar etmez. Ediyormuş gibi görünmesi bile illüzyondur. Uzun lafın kısası, değişim ile mücadele etmek, enerjinizi gereksiz yere harcamanın en yaygın yollarından biridir. Fakat bizim bir (değişmeyen) referans noktasına ihtiyacımız var. Çünkü vardığımız yerin anlamı yoksa, yolculuk hiç keyfili bir şey değildir.
Vizyon; sizin gelecekteki resminizdir. Bu, şu an kafanızda oluşturduğunuz (ve/veya oluşturabileceğiniz) bir imajdır. Sizin belirlediğiniz bir gelecek içindir. Her şeyin değişken olduğu bir çağdaki (zihninizdeki), değişmeyen bir referans noktasıdır.
Madalyonun Diğer yüzü: V Vision – Vizyon
En basit hali ile; zihniniz göremediğini vuramaz! Bu prensip, ilk maddemizin içinde bulunduğu sis bulutunun dağıldığı andır. Evet, her şey değişir. Evet, değişim ana kuraldır. Fakat unutmayın ki; gelecek de değişir ve değişkendir. Onu şimdiki vizyonunuzla şu an belirler ve gelecekteki değişimin tohumlarını atmış olursunuz.
U Uncertainty – Belirsizlik
Zihnimiz bir anlam çıkarma makinesidir. Onu en yoran şey; rutin, onun çalışmasını en karmaşık hale getiren şey ise; belirsizliktir. Kategorize etmek, isimlendirmek, belirlemek, sınıflandırmak, vb. aktiviteler (tıpkı önünde durduğumuz eşik gibi) zihnimizin de bir eşiğe takılmadan ilerlemesi için gerçekleşir. Üzerine oturduğumuz şey demeyi tercih etmeyiz, koltuk deriz ya da sandalye ya da tabure ya da makam ya da taht. Belirleme konusunda o derece ileri gitmişizdir ki, gökte tanımlanmamış, belirsiz, uçan obje dediğimiz şeyin bile ne olduğu bellidir. o bir UFO’dur. 🙂
Madalyonun Diğer Yüzü: U Understanding – Anlayış
En başından kavramları doğru “belirlemek” lazım. Burada kastedilen anlayış; anlayışlı olmak değil, kavrama şekli, yani akıl yürütme şeklimiz üzerine düşünmektir. Örneğin; son altı seneden bu yana, insanlığın kökleri hakkındaki “tarih anlayışım” değiştiğinden bu yana, sadece bu konu ile ilgili ne kadar çok kaynağa sahip olduğumuzu görmüş, okumuş, araştırmış ve halen de araştırıyor olmak, birçok konuda, özellikle “anlayışımız” konusunda ne derece miyop olduğumuz ile yüzleşmeme neden oldu.
Eminim ki; tüm insanlık olarak, karşılıklı ilişkiler konusundaki anlayışımızın da elden geçmesine gerek var. Üstelik bunun için de derin bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadığı apaçık ortada. Ha unutmadan; ikinci maddeler, birinci maddelerin karşıtlığı değildir. Birinci maddelerden kaynaklı kafa karışıklığını (belirsizliği) çözmemize yardımcı unsurlardır.
C Complexity – Karmaşıklık
Geçen ay, insan makine, insanımsı makine, makinemsi insan kısaca hümanoid denilen bir makine insan karışımını konu alan kaynaklara yöneldim.
Bilim insanlarının dahi işin içinden çıkamadıkları tonla durum olduğunu keşfettim. Raptiye Vakası’nın ne derece meşhur olduğunu da öğrendim. Bu vaka; raptiye yapması emri verilen bir makinenin tüm kaynakları (insan dahil) raptiye yapmak için engel kalmayacak şekilde düzenleyebileceğine ait bir ikilemmiş. Tüm her şeyi daha karışık hale getiren, bunun tamamen yalanlan(a)maması.
Madalyonun Diğer Yüzü: C Clarity – Berraklık
Brain Tracy’nin de dediği gibi; berraklık, kafa karışıklığından önceki mükemmel haldir.
Ben, kendi hesabımca, yapay zeka, insanlığın geleceği, yarı insan yarı makine gibi şeylerin dünyasından kendimce bir anlam ile öğrenerek ve ilk baştaki gibi korkmadan çıktım. Aklımın bu konuda çok berrak olduğunu iddia etmiyorum. Fakat benim bu konuda bir fikrim var. Kafam bu konu üzerinde halen meşgul. İşin felsefi kanadı ise, beni çok oyalıyor. Fakat bundan zevk alıyorum. Düşünsenize; buna kafa yorabiliyorum. Sizin için engel ne ki? Bir ipucu vereyim; karışık zihinler!
A Ambiguity – Muğlaklık
Daha bu sabah müşterilerimden biri ile yaptığımız bir toplantıda, kurumsal dünyada eğitimin geleceği hakkında konuştuk. ‘Sınıf içi eğitimler dijital mi olmalıydı, dijital eğitimler canlı mı olmalıydı, verimli bir program için gereken alt yapı nasıl sağlanmalıydı’ gibi soruların üzerine, hiç durmadan bir saat konuştuk. Her şey belirsizdi ve bunu sadece zamanla görecektik. Bir saatin özeti, biraz önceki cümleydi aslında. Şimdi yazarken biraz garip geldi. Son maddemiz olan muğlaklık, hele ki pandemi süresince hayatın tüm dallarından sarkar hale geldi.
Önemli Not: Aklınızla ‘belirsizlik ile ne farkı var?’ sorusu gelebilir. Kısaca açıklamak isterim: Belirsizlik; zamansal bir kavram üzerine kurulu ve zaman çizgisinde düşündüğümüzdeki belirsizlik. Muğlaklı ise; sebep-sonuç ilişkileri bazlı düşündüğümüzdeki anlaşılmazlıktır.
Madalyonun Diğer Yüzü: A Agility – Çeviklik
Kös kös oturup, bilemeyeceğim bir tarihte sınıf içi eğitimlerin açılmasını bekleyecek değilim. Çok basit ve neredeyse maliyetsiz çözümlere yöneldik. Kendi adıma, video edit programlarını öğrenmeye başlayıp, kendi eğitim videolarımı hazırlamaya başladım. Müşterilerimizi, hijyen ve organik sınıf ortamına uyumlu ama tamamen çekim için yaratacakları stüdyolara ikna ettik bile. Hatta buralarda çekimler çoktan başladı. Eskiden yanımda presenter (hani şu sunumların olduğu slaytların geçmesini sağlayan uzaktan kumanda) olmadan çıkamazdım, şimdi prompter olmadan hareket etmiyorum.
Üstelik daha önce de Duygusal Dayanıklılık Değişim ve Karışıklığa Çare Olabilir mi? yazımda işin duygusal boyutunu da anlatmıştım.
Velhasıl; VUCA başlı başına kafanızı karıştırıyor olabilir. Tekrar belirtmek istiyorum, uzun vadeli kararlar, çağımızın en önemli rehber kavramlarından biridir. Anlamış olmak elbette bize eşik atlatmaz. Fakat bir eşikten atlamak var, bir de eşiğe ayağı takılmak var. Maksat, bu eşik, ayağımıza takılmasın!