Hayatın Anlamı, Arthur Schopenhauer
Filozof, yazar ve eğitmen Arthur Schopenhauer’un ilk kez 1851 yılında yayımlanan eseri, birçok okur ve eleştirmen tarafından karamsar olduğu gerekçesiyle eleştirilmişse de, hayata ve ölüme dair derin bir sorgulamaya itiyor.
‘Mutlu bir hayat imkansızdır; insanın erişebileceği en iyi, en fazla şey bütün insanlığın hayrına olacak bir işte ve bir yolda ezici talihsizliklere, bunaltıcı güçlüklere karşı mücadele eden ve her ne kadar eline sadece önemsiz bir ödül ya da hiçbir şey geçmese de sonunda bundan galip çıkan kimsenin yaşadığı gibi, kahramanca bir hayattır.’
Savaş ve Barış, Lev N. Tolstoy
Dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Savaş ve Barış, ilk kez 1869 yılında yayımlanmıştır. Dört ciltten oluşan romanıyla ilgili olarak Tolstoy, Savaş ve Barış roman değil, bir manzume, daha çok ise, tarihi günlüklerdir, demiştir.
‘Mutlu olmak için mutluluğa inanmak gerekir.’
Böyle Buyurdu Zerdüşt: Herkes ve Hiçbiri için Bir Kitap, Friedrich W. Nietzsche
Hem bir edebiyat eseri hem de bir felsefi çalışma kabul edilen Böyle Buyurdu Zerdüşt, Nietzsche tarafından, yazılmış en derin (yüce) kitap ve insanlığa şimdiye dek verilen en büyük hediye, olarak tanımlanmıştır.
İlk kez 1880’li yıllarda yayımlanan eser, 30 yaşında dağa çekilen ve on yıl sonra yeniden insanların arasına karışmak isteyerek dağdan inen Zerdüşt’ün yolculuğunu, karşılaşmalarını ve düşüncelerini anlatıyor.
‘Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim, bir boyunduruktan kaçıp kurtulduğunu değil.’
Siddhartha, Hermann Hesse
Hermann Hesse’nin en popüler romanlarından biri olan ve ilk kez 1922 yılında yayımlanan eser, Budizm’in kurucusu Siddhartha Gautama’nın (Buda) hayatını ve Budizm felsefesinin ezoterik yönlerini, Buda gibi bir prens olan ve gerçek bilgiye ulaşmak için ailesini ve sarayını geride bırakan Siddhartha üzerinden anlatıyor.
‘Tüm günahlar bağışlanmayı, tüm küçük çocuklar yaşlıyı, tüm bebekler ölümü, tüm ölenler sonsuz yaşamı kendi içinde taşır.’
Bulantı, Jean Paul Sartre
Sartre’nin ilk edebi eseri olan Bulantı, 1938 yılında yayımlanmıştır. 20. yüzyılın en önemli eserlerinden biri kabul edilen kitap, romanın kahramanı Roquentin’in dünya karşısında ve aynı zamanda kendi bedenine karşı duyduğu tiksintiyi ve var oluş sancısı içindeki değişimini anlatmaktadır.
‘İki kent arasındayım. Biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor. Ait olamamak da tam olarak burada başlıyor.’
Tatar Çölü, Dino Buzzati Traverso
1940 yılında yayımlanan eser, genç teğmen Drogo’nun ülkenin sınırındaki kalelerden birine atanmasıyla başlar ve buradan ne kadar gitmek istemiş olsa da giderek daha fazla kaleye bağlanmasını anlatır.
Tatar Çölü, alışkanlıklarımızın ve sıradanlığın konforu içindeyken kaderimizden kaçamayacağımızı, fırsatları değerlendirmekten uzak duruşumuzu ve zamana yenik düşüşümüzü açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
‘İnsanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. İşte, tam da o dönemde Drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, diğerlerinin bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.’
Yabancı, Albert Camus
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar ve filozof Albert Camus’un en önemli eserlerinden biri olan Yabancı’da okur, bir tesadüf sonucunda Cezayir’de bir Arap’ı öldüren bir Fransız’ın kendisini adım adım ölüme götüren süreci kayıtsız bir şekilde izlemesine tanık olmaktadır.
İlk kez 1942 yılında yayımlanan eserde, insanın kendine, topluma, hayata ve ölüme kayıtsız kalabilecek kadar var oluşa yabancılaşması anlatılmaktadır.
‘Değil mi ki yaşam bir yerde ölümle -yani yoklukla- sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benim-senin kavgasının anlamı?’
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Robert M. Pirsig
Yazar ve filozof Pirsig’in kaleme aldığı ve ilk kez 1974 yılında yayımlanan Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, nitelik metafiziğini konu alan ilk metinlerden biridir. Nitelik kavramı üzerine düşünceler içeren eser, ABD’nin bir ucundan bir ucuna yapılan 17 günlük bir yolculuğu anlatmaktadır.
‘Bazı şeylerin farkına varamazsınız, çünkü öyle küçüktürler ki gözünüzden kaçırırsınız. Ama bazı şeyleri de çok büyük olduğu için göremezsiniz.’
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Milan Kundera
Milan Kundera’nın ilk kez 1984 yılında yayımlanan eseri, 1968’de yaşanan Prag Baharını ve Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya işgalini arka plana alarak romanın kahramanları olan Tomas, Tereza, Sabin ve Franz’ın ilişkilerini anlatmaktadır.
‘Sadece bir hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz.’
Tanrılar Okulu, Stefano D’Anna
European School of Economics’in kurucusu, yazar Stefano D’Anna’nın 2002 yılında yayımlanan felsefi otobiyografik kurgu kitabı, dreamer ile karşılaşan yazarın öze geri dönüş ve bütünlüğünü arayış yolculuğunu ve bireysel devrimini gerçekleştirme hikayesini anlatmaktadır.
‘Hiçbir olay ne iyi, ne de kötüdür. Yalnızca bir fırsattır. Bunları önceden öğrenmiş olsaydın, bu yaşadığın durumu aydınlık bir olaya dönüştürebilirdin.’
