Ölümün Efendisi, Kasvetli Hades
Hades çok korkutucuydu, ama buna karşın oldukça da zengindi. Yeraltındaki tüm hazinelere sahipti. Ayrıca misafirperverliğiyle de ünlüydü, çünkü yeryüzünden yeraltına gelen bütün ruhlar için her zaman bir yeri vardı.
Ve bir kere Hades’in diyarına adım atan ölümlü ruhlar, bir daha o soğuk ve karanlık diyardan dışarıya çıkamazdı.
Hades’in Büyük Aşkı, Persephone
Persephone ise, Hades’in aksine, Olympos’ta büyümüştü. Annesi Demeter ile birlikte şen kahkahalar atar ve bütün Olympus’u neşesi ile inletirdi. Adeta annesinin gözbebeği olan Persephone, annesi nereye giderse oraya giderdi.
Ve Persephone ne zaman dans etse, yeryüzünde çiçekler açar, güzel kokular etrafa yayılırdı. O kadar sevimli, naif ve zarifti ki, gözleri yeterince görmeyen Hades’in bile ilgisini çekmişti.
Hades, onunla birlikte olmanın tek yolunun onu kaçırmak olduğuna karar vermişti. Çünkü Demeter kızını bırakmaya niyetli değildi.
Yunan mitolojisinde Olympos Tanrıları ile ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Hades’in Persephone’yi Kaçırışı
Günlerden bir gün kırlarda dolaşıp çiçek toplayan Persephone annesinden çokça uzaklaşmıştı. Bunu fırsat bilen Hades, zaman kaybetmeden toprağı ikiye böldü ve açılan karanlık yarıktan siyah atların çektiği bir arabayla çıktı. Korkudan kendisini kaybeden Persephone’yi oracıktan çekip alan Hades, açtığı karanlık yarığa geri dönüp Persephone’nin yardım çığlıklarına rağmen yarığı kapattı.
Demeter deliye dönmüş bir şekilde yeryüzündeki her delikte kızını aramaya çoktan başlamıştı. Yas tutan Demeter ile birlikte, doğa da yas tutmaya başlamıştı. Çiçekler solmuş, güneş gücünü yitirmiş, ağaçlar yapraklarını dökmüş ve hüzünlü bir soğuk sarmıştı yeryüzünü. Bununla birlikte, toprağa ekilen filizler yeşermiyordu. Bu yüzden insanlar ve hayvanlar aç kalmıştı.
Böyle olunca ölümlüler Demeter’e yeryüzünü tekrar kutsaması için yalvarıp yakarmaya başladılar. Ama Demeter kızını bulana kadar buna izin vermeyecekti.
Bu sırada gün ışığından karanlık ve buz gibi bir havanın, ölümün diyarına gelen Persephone, hıçkırıklar içinde ağlıyordu.
Hades, Persephone’yi sarayının en güzel köşesine bıraktı. Ona en değerli şeyleri; altınları, değerli taşları ve en güzel mücevherleri verdi. Ama nafileydi. Hades, Persephone’nin neşesini yerine getiremiyordu.
Persephone asla ağlamayı bırakmıyordu. Çünkü Demeter kızına ne kadar bağlıysa, Persephone de annesine o kadar bağlıydı. Annesini ve sıcak güneşin tenindeki hissini özlüyordu.
Demeter, kızını kaçıranın Hades olduğunu öğrendi. Zeus’a giderek eğer Hades’in kızını bırakmasını sağlamaz ise, yeryüzünde bir daha bir çiçeğin dahi açmasına izin vermeyeceğini söyleyerek Zeus’u tehdit etti.
Bunun olmasına izin veremeyeceği için Zeus, Hades’e Persephone’yi bırakması emrini verdi.
Fakat Hades, aptal bir tanrı değildi. Bunların olabileceğini tahmin ediyordu. O yüzden bahçıvanına yeraltı dünyasında meyve veren tek ağaçtan bir narı Persephone’ye yemesi için vermesini istedi.
Artık Ölülerin Kraliçesi olan Persephone ise, bu diyardan tek bir şey yemeyeceğini söyledi.
Zeus’tan gelen haberi duyan Hades, ne kadar asi olursa olsun, bu emre karşı gelemezdi. Boyun eğip üzülerek kraliçesine veda etti.
Keyfi birden yerine gelen Persephone gitmek için hazırdı. Tam Hermes ile birlikte yola koyulacakları zaman, yeraltı diyarının bahçıvanı birden gülmeye başladı ve Hades’e üzerinde birkaç tanesi eksik olan nar ağacını işaret etti. Persephone ise, farkında olmadan birkaç tanesini yediğini söyledi.
Bunu öğrendiğine çok sevinen Hades, Persephone’yi gülerek uğurladı. Henüz Persephone bilmiyordu ama, Ölüler Diyarının Kraliçesi eninde sonunda buraya gelmek zorundaydı. Çünkü bir kez ölümün yiyeceğinin tadına bakmıştı.
Persephonesine kavuşan Demeter artık hüzünlü bir kadın değildi. Yine eski bereketli, güçlü haline kavuşmuş bir tanrıçaydı. Demeter toprağı kutsadı, çiçekler yeniden açmaya başladı. İnsanlar ve hayvanlar kuraklıktan kurtultulmuşlardı. Anne-kız o eski mutlu günlerine geri dönmüşlerdi.
Fakat bu mutluluk uzun sürmedi. Çünkü Persephone, ölülerin yiyeceğini yemişti ve yeraltı dünyasına geri dönmesi gerekiyordu. Yeryüzünde kalamazdı. Hades, kraliçesini görmeyi dört gözle bekliyordu.
Zeus, anne ve kızın sonsuza kadar ayrı kalmasına izin vermeyecek bir hüküm verdi: Persephone yediği her nar tanesi için yeraltında 1 ay geçirecekti. Sonra yeniden annesinin yanına yeryüzüne dönecekti.
Ve böylelikle, her yıl ne zaman Persephone annesini bırakıp Hades’in yanına dönse, yeryüzünde kuraklık başlar, sonbahar ve kış mevsimi yaşanır. Ne zaman yeryüzüne, annesinin yanına dönse, toprak canlanır bahar ve yaz mevsimi yaşanır…