2 Aralık 1942’de Fermi ve ekibi dünyanın ilk kendiliğinden devam eden nükleer zincirleme reaksiyonunu Chicago’da gerçekleştirdi.
Söz konusu aygıtın yapımında Macar asıllı ABD’li fizikçi Leo Szilard etkili olmuştur. Bu aygıt “Chicago Pile-1” (CP-1) diye bilinir. Szilard, bu aygıt için ayrıştırılmış uranyum atomlarını parçalamıştı.
Artık atom bombasının yapılabilirliği ile ilgili en ufak bir şüphe kalmamıştı.
Amerikan teorik fizik okulunun kurucu babası olarak kabul edilen; astrofizik, nükleer fizik ve kuantum alan teorisi konularında önemli araştırmalar yapmış; 1930’larda, bugün kara delik dediğimiz şeyin varlığını öne sürmüş ve ilk makaleyi yazmış teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer, 1943’te New Mexico’nun kuzeyindeki Los Alamos Laboratuvarı’nın direktörü olarak seçildi.
J. Robert Oppenheimer’ı, Los Alamos Laboratuarı’nın bilimsel başkanı olarak seçen kişi, Groves’du.
Oppenheimer rehberliğinde, Y-12 olarak da bilinen Los Alamos Laboratuvarı resmi olarak 1 Ocak 1943’de kuruldu. Los Alamos’daki laboratuarlar inşa edildi. İlk Manhattan Projesi bombalarının inşa edildiği ve test edildiği yer burası oldu. Burada, atom bombası yapmak için fizik alanındaki en iyi zihinler bir araya getirildi.
Sonunda, ortaya çıkan teorik ve mekanik problemlerle başa çıkmanın yanı sıra 3.000’den fazla insanı yönetiyordu. Oppenheimer, genellikle atom bombasının “babası” olarak anılır.
Oppenheimer altında çalışan bilim insanları iki farklı tip bomba geliştirdiler: Uranyum tabanlı “Küçük Çocuk” (Little Boy) ve plütonyum tabanlı “Şişman Adam” (Fat Man).
Los Alamos’da yapılan çalışmalarda, her iki tasarım da, II.Dünya Savaşı’na son vermeyi amaçlayan ABD stratejisinin çok önemli parçaları oldular.
J. Robert Oppenheimer’ın bilimsel başkanlığını yaptığı grup tarafından 16 Temmuz 1945’de Alamogordo, New Mexico yakınlarındaki uzak bir çölde, Trinity testiyle ilk atom bombası başarıyla patlatıldı. 40.000 feet yüksekliğinde muazzam bir mantar bulutu yaratıp Atom Çağı’na girildi.
Chadwick de bu denemeyi izleyenler arasındaydı. Onun 13 yıl önce keşfettiği parçacığın (nötron), 7 yıl önce keşfedilen fisyon yoluyla, 4 yıl önce keşfedilen bir elementin bir izotopunu (plütonyum- 239) parçalaması sonucunda devasa bir enerjinin kontrolsüz olarak açığa çıkması sağlanmıştı.
Manhattan Projesi’nin askeri liderleri, büyüklüğü ve bölgede bilinen bir Amerikan savaş esiri bulunmaması nedeniyle Japonya’nın Hiroşima kentini atom bombası için ideal bir hedef olarak tanımlamışlardı. New Mexico’da geliştirilen teknolojinin güçlü bir şekilde gösterilmesi, Japonların teslim olmasını teşvik etmek için gerekli görülüyordu.
Takvimler 6 Ağustos 1945 tarihini gösterdiğide teslim olma anlaşması olmadan, Enola Gay bombardıman uçağı, henüz test edilmemiş Küçük Çocuk bombasını Hiroşima’nın yaklaşık 1,900 feet yukarısına düşürerek beş kilometrekarelik bir alanda görülmemiş bir yıkıma ve ölüme neden oldu.
Üç gün sonra 9 Ağustos’ta, henüz teslim olup olmadıklarını bildirmeden, şehrin üç kilometrekareden fazlasını yok eden bir torpido inşa tesisi olan Nagasaki’nin üzerine “Şişman Adam” bombası atıldı.
Japonlar, yeni lider Başkan Harry Truman’ın altında olduğu Washington’a 10 Ağustos’ta teslim olma niyetleri hakkında bilgi verdi ve 14 Ağustos 1945’de resmen teslim oldu.
Hiroşima ve Nagazaki’de yaralanma ve ölümler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Not: Manhattan Projesi’nin başlaması ve yapımında büyük rol oynayan Leo Slizard, bombanın atılmasını hiçbir zaman istemez. Bombanın yapılmasını ve Japon yetkilerin önünde nükleer deneme yaparak bir tehdit olarak kullanılmasını ister. Bunun için çok uğraşır. Fakat bomba, Japonya’ya atılır. Bu haberle yıkılan Slizard büyük bir yıkıma neden olan fizik bilimini bırakarak, yaşam bilimi olan biyolojiyle ilgilenmeye başlar. Slizard gibi birçok bilim insanı, bu trajediyi yaşar. Fakat bomba artık atılmıştır. Bu bilim insanlarının amacı, altı senedir dünyayı kasıp kavuran bu savaşın daha fazla ölüm ve yıkıma neden olmadan bitirmektir.