Günümüzde bazılarımızın hayatını etkileyen, bazılarımızınsa saçma bulduğu batıl inançlar hakkında biraz daha detaylı bilgi edinmeye ne dersiniz?
Kara Kedi
Kara kedilerin uğursuzluk getirdiğini hepimiz duymuşuzdur. Aslında kediler milattan önce 3000’li yıllarda Mısır halkının tanrısı olarak görülüyordu. Çünkü yüksek yerlerden dört ayak üzerine düşüyor ve zarar görmüyorlardı.
Zamanla kedilere duyulan saygı, nefrete, belki de korkuya dönüştü.
Başka bir kaynağa göreyse; kara kedilerin uğursuzluğuna dair batıl inancın çıkış noktası Ortaçağ Fransa’sıdır.
Kedilerin asi ve inatçı kişiliğinden hoşlanmayan halk, kedilerden nefret etmeye başlamıştı. Halkın cadı ya da büyücü olarak nitelendirdiği insanlarsa kedi besliyordu. Bu da -başka etkenlerle birlikte- kısa sürede kedileriyle birlikte yakılan cadı avlarını başlattı.
13 Sayısı
Şimdi gelelim filmlere, oyunlara, dizilere konu olan uğursuz 13 sayısına.
Hristiyanlar için 13’ün uğursuz olma sebebi, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki son yemeğinde 13 kişi bulunmasıdır. Bu inanç bazı kişiler ve toplumlarca o kadar yaygındır ki, bazı otellerde 13. kat ve 13 numaralı oda bulunmaz.
İbraniler içinse 13, İbrani alfabesinin 13’üncü harfinin ‘mavet’ (ölüm) sözcüğünün ilk harfi olması sebebiyle uğursuzdur.
Ayrıca, Tarot kartlarının 13. kartı ölüm kartıdır.
Merdiven Altından Geçmek
Merdiven altından geçmek, belki de işe yarayan tek batıl inanç olabilir. Çünkü, merdivenin üstünden boya kutusu, çekiç, hatta bir insanın düşme olasılığı vardır. Batıl inançlar arasında yerini alma sebebi ise, duvara dayalı bir merdivenin zemin ile duvar arasında bir üçgen oluşturmasıdır ve kutsal sayılan üçgenin içinden geçmek kutsal şeylere meydan okumak olarak yorumlanır.
Ayna Kırmak
Peki ya ayna kırmak? Eğer bir ayna kırarsak 7 yıl boyunca şanssız olacağımız söylenir. Ayna kırmak, bilinen en eski batıl inançlardan birisidir. Hatta bu inanç, daha ayna yokken ortaya çıkmıştır. Eski çağlarda insanlar sudaki yansımalarının onların ruhları olduğuna inanırdı. Yansıma kaybolursa, bu kötü bir şey olacağını işaret ederdi.
Ayrıca vampirlerin aynada gözükmeme sebebinin de ruhlarının olmaması olduğuna inanılır.
At Nalı
Batıl inançlar hep kötü şans mı getirir? Tabi ki hayır. Mesela kapıya at nalı asmanın iyi şans getirdiği söylenir. Bunun sebebi ise, Ortaçağda cadıların atlardan korktuğuna inanılmasıydı. Nal, atı simgelediği için insanlar, cadıların naldan da korkacaklarını ve evlerine yaklaşmayacaklarını düşünüyorlardı.
Tavşan Ayağı
Çok bilinmeyen batıl inançlardan biri, tavşan ayağı taşımanın şans getirdiğidir. Sebebi ise, milattan önce 7. yüzyılda tavşanların kutsal, tılsımlı bir hayvan olarak görülmesidir.
Tavşanın sol arka bacağının şans getirdiğine inanılmasının yanı sıra tavşan kesmenin kötü şans getirdiğine de inanılır.
Yıldız Kayarken Dilek Tutmak
Çoğu insan batıl inançlara inansa da inanmasa da yıldız kayarken dilek tutar. Bu geleneğin çıkış noktası ise, 1. yüzyılın ünlü matematikçisi Batlamyus’dur. Batlamyus’a göre; yıldız kayması bir tanrının o sırada dünyaya bakması anlamına geliyordu. İnsanlar da tanrı dünyayı izlerken dileklerin gerçekleşeceğine inandı.
Kuş Pisliği
En yaygın batıl inançlardan birisi olan kafaya kuş pislemesi ise, şanssızlığın son noktasında olduğunuzu ve buradan sonra şansınızın döneceği anlamına gelir. Bu sebeple genelde insanlar bu durumdan hemen sonra piyango veya kazı kazan alırlar.
Nazar Boncuğu
Nazar boncuklarının nazarı, kötü güçleri uzaklaştırdıklarına inanılır. Bahçeşehir Üniversitesi’nden sanat tarihi profesörü Dr. Neşe Yıldıran, ilk nazar boncuğunun M.Ö. 3300’lü yıllara dayandığını söylüyor. Günümüzde kullanılan mavi nazar boncuklarının benzerleri ise, milattan önce 1500’lere uzanır. Önceki Türk topluluklarında nazar boncuğuna munçuk, moncuk, monşak, monçak gibi farklı isimler verilmiştir ancak hepsinin kullanım amacı aynıdır.
Tahtaya Vurmak
Son olarak, tahtaya vurmakta iyi şans getirip insanı koruyacağı düşünülen inançlardan birisidir. Eskiden Kuzey Amerika yerlileri, bir ağacın köküne veya tahta bir şeye vurarak, ileride başlarına gelebilecek tehlikelere ve şansızlıklara karşı Tanrı ile temasa geçtiklerine inanıyorlar ve ondan kendilerini korumasını istiyorlardı.