Son yıllarda teknolojinin hızla gelişmesiyle beraber laptoplar, akıllı telefonlar ve akıllı saatler gibi birçok yeni teknolojik ürün ortaya çıktı ve bu teknolojik ürünler, hayatımızın vazgeçilmezleri arasına kısa bir süre içinde girdiler.
İşte, akıllı gözlükler de bunlardan biri olmaya aday.
Günümüz akıllı gözlüklerini incelendiğimizde, 2 farklı türde olduklarını kolaylıkla görebiliriz: Arttırılmış Gerçeklikle (AR) çalışan akıllı gözlükler ve Sanal Gerçeklikle (VR) çalışanlar.
Sanal Gerçeklikle Çalışan Akıllı Gözlükler
VR teknolojisi ile çalışan gözlüklerde gözlüğü taktığınız zaman tamamen dış dünyadan izole olursunuz ve gözlüğün size sunduğu dünyada bir yolculuğa çıkarsınız. Bu teknoloji günümüzde aktif olarak kullanılmaktadır. Sony’nin oyun oynamak için geliştirdiği PlayStation VR ya da Microsoft’un geliştirdiği HoloLens buna örnek olarak verilebilir.
VR ile çalışan gözlüklerin şu anda birçok eksiği bulunuyor.
Öncelikle bu tür gözlükler klasik gözlüklere göre çok daha ağır. Ayrıca gözlüğün kullanımı sırasında kişi bu dünyadan tamamen soyutlanıyor. Yani, bu gözlükler günlük hayatımızda sürekli kullanabileceğimiz türden gözlükler değil.
Arttırılmış Gerçeklikle Çalışan Akıllı Gözlükler
AR teknolojisi ile çalışan gözlükleri incelediğimizde ise, durumun tamamen farklı olduğunu görürüz ve bu gerçekten heyecan verici. Bu tür gözlüklerde teknoloji tamamen günlük hayatla iç içedir. Ayrıca klasik gözlüklerle nerdeyse aynı ağırlığa sahiptirler.
Günümüzde akıllı telefonlar ne ise, AR temelli akıllı gözlükler de yakın gelecekte öyle olacaktır. Çünkü akıllı telefonlarla yapabileceğimiz her şeyi, bir ekrana ihtiyaç duymadan akıllı gözlüklerle yapabileceğiz.
Mesela; sabah uyandık ve akıllı gözlüğümüzü taktık. Gözlüğü kullanarak bir uygulama üzerinden mesajlarımızı okuduk ve gözlüğün mikrofonuyla o mesajlara cevap yazdık. Gözlüğümüzdeki sanal asistanı kullanarak o günkü programımızı inceledik ve ardından, yine gözlük üstünden sosyal medyada bir gezintiye çıktık. Sonra işe gitmek için evden çıktık ve gözlüğümüzle bir araç çağırdık. Akşam iş çıkışı arkadaşlarımızla yemeğe gitmek istedik ve gözlüğümüzdeki sanal asistandan bize rezervasyon yapmasını istedik.
İşte, bütün bunları akıllı gözlüğümüzle, bir telefona ihtiyaç duymadan yapabiliriz.
Birçoğumuz bunları okuduktan sonra, yakın gelecekte böyle bir şeyin mümkün olmadığını düşünebilir, ki bu çok normaldir. Ancak akıllı gözlükler zaten yapılmış durumda. Ve birçok büyük teknoloji şirketi bu tür gözlükleri en geç 2 yıl içinde piyasaya sunmaya hazırlanıyorlar.
Mesela; geçtiğimiz yaz aylarında Google tarafından satın alınan North adlı bir Startup’ın Focals adını verdiği gözlük buna çok güzel bir örnek. Focals, dışardan bakıldığında tamamen normal bir gözlüğe benziyor, ancak bir akıllı gözlük ve telefonların yapabildiği birçok şeyi yapabiliyor.
Google Glass 2
Halihazırda piyasada olan bir başka akıllı gözlük ise, Google Glass 2. Aslında bu gözlüğün tarihi 2014 yılına dayanıyor. Google Glass 2, ilk çıktığında insanlar çok etkilenmişti ve heyecanlanmıştı. Ancak bu gözlüğün ilk versiyonu kamera içeriyordu ve bu insanları tedirgin etmişti. Düşünsenize, size takıntılı olan biri gözlüğünüzü hackleyip gün boyu o kamerayı izliyor. Düşüncesi bile ürpertici.
İşte, bu yüzden Google ilk gözlüğünü satışa çıkaramadı. Google Glass 2’yi ise, sadece büyük şirketlerle anlaşarak satmaya başladı.
Apple Glass
Apple tarafından piyasaya sürülmeye hazırlanılan ve tanıtımının 2021 Mart ayında yapılacağı söylenen Apple Glass da yeni çıkacak bir başka akıllı gözlük. Bu gözlüğün başta bir IPhone ile uyumlu olarak çalışması planlanıyor ve çıkış fiyatının 499$ olması bekleniyor. Ayrıca Apple Google’ın gözlük macerasından ders almış ve kendi gözlüğüne kamera koymamaya karar vermiş. Kamera yerine çevre taraması yapabilen Lidar sensörü kullanmış.
Bu şirketlerin dışında; Amazon, Intel, Toshiba, Samsung ve Huawei gibi birçok şirket de kendi akıllı gözlüğünü üretmeye ve piyasaya sürmeye başladı. Öyle görünüyor ki, yakın gelecekte hepimiz birçok gelişmeye şahit olacağız ve akıllı gözlüklerin gelişimini yakından takip edeceğiz.
