Çocukluk Yılları ve Edebiyata Girişi
Frank Baum, 1856 yılında 9 kişilik bir ailenin yedinci üyesi olarak dünyaya geldi. İskoç, İrlandalı ve İngiliz kökenlere sahipti. Dindar ebeveynleri dolayısıyla çocukluğunu dini öğretilere bağlı geçirdi. İki kardeşi daha genç olamadan öldü. Babasının birden çok işte başarılı olması çocukluk yıllarını maddi kaygılardan uzak geçirmesine ortam hazırladı. Maddi olmasa da fiziksel sorunları yüzünden kardeşleri New York’ta eğitim alırken, kendisi özel eğitim almak zorunda kaldı. İlerleyen yıllarda (takribi 12) askeri akademiye kaydoldu. Buradaki sıkı disiplin, onu psikolojik olarak etkiledi ve kalp krizi geçirmesine sebep oldu. Çok geçmeden de evine döndü.
Babasının girişimlerinden bir tanesi, matbaa makinesi almak oldu. Baum için erken yaşlarında yazarlık ile ilgilenmesi demekti. Kardeşleriyle bir dergi çıkarttı ve küçük işletmelerin bazı reklamlarını bile yayımlama fırsatı buldu. (Yalnızca birkaç sayılığına) 20 yaşında döneminde popüler olan kümes hayvan yetiştiriciliği yapmaya başladı. 30 yaşında ise ilk kitabını bu iş üzerine çıkartacaktı.
“Benim cesaretim ne olacak?” diye sordu Aslan endişeyle. “Bol bol cesaretin olduğuna eminim,” diye yanıtladı Oz. “İhtiyacın olan tek şey kendine güvenmek. Tehlikeyle karşılaştığında korkmayan canlı yoktur. Gerçek cesaret, korkmana rağmen tehlikeye göğüs gerebilmektir ve bu türden cesaret de sende bolca var.”
L.Frank Baum- Oz Büyücüsü
Tiyatroya olan Aşkı
Ömrü boyunca tiyatroya duyduğu sevgi nedeniyle, çoğu zaman mali açıdan zararına olacak şekilde, müzikaller finanse etti. Bu sebeple başı derde girdi ve borçlarını ödeyemedi. Büyük eserlerinin telif haklarını sattı, kitaplarının ucuz basımlarını sattı fakat mali durumu uzun bir süre düzelmedi.
Baum, talihsizlikler yaşasa da (sonraki maddelerde değineceğim) sahnelere yalnızca finansal katkı sağlamadı. Louis F. Baum ve George Brooks sahne adlarıyla oyunlarda rol aldı. 1880’de babası ona Richburg, New York’ta bir tiyatro yaptırdı. Baum, oyun yazmaya ve bu oyunlarda oynayacak bir topluluk toplamaya başladı. Sahne işletmeciliği, oyun yazarlığı, yönetmenlik, çevirmenlik (Fransızca, Almanca ve İtalyanca), revizyon ve operetler dahil olmak üzere tiyatro öğretmek için hizmetlerinin reklamını yaptı.
“İster karga ol ister insan, beyin bu dünyada sahip olmaya değen tek şey.”
L Frank Baum- Oz Büyücüsü
Şansızlıkları
Baum, turnedeyken Richburg’daki tiyatrosunda, ironik bir şekilde Kibritler adlı salon dramasının bir prodüksiyonu sırasında alev aldı ve tiyatronun yanı sıra Kibritler de dahil olmak üzere Baum’un birçok senaryosunun bilinen tek kopyaları ve kostümleri de yok oldu.
Yerel bir tiyatro şirketi, kendisine başrol verileceği vaadiyle kostüm stoklarını yenilemesi için Baum’u kandırdı. Hayal kırıklığına uğrayan Baum tiyatroyu geçici olarak bıraktı ve kayınbiraderinin Syracuse’daki kuru eşya şirketinde tezgâhtar olarak çalışmaya başladı. Tezgahtarlıktan sonraki meslekleri arasında eşiyle beraber açtığı mağaza ve editörlük yaptığı gazetenin batması da şanssızlıkları arasındadır.
Evliliği ve Siyasi Duruşu
Baum, Eşit Oy Hakkı Kulübü’nde sekreterlik yaptığı sıralarda yerel olarak; kadınların seçme haklarını savunacak siyasi hareketlerde bulundu. Cumhuriyetçi tavrı benimsemiş ve çalışmalarını yakından yönetmişti. Eşi Maud Gage’in annesi; Matilda Joslyn da Baum gibi kadınların oy verme hakkını savunmuştur ve ünlü bir feminist aktivisttir.
Ünlü Kızılderili oturan boğanın ölümünden sonra “Kızılderililerin asaletinin” yok olduğu ve “sefil sefil” yaşadıklarını iddia ettiği Amerikan yerlilerinin “tamamen yok edilmeden” sınır güvenliğinin sağlanamayacağı belirtiliyordu. Baum, onların yok edilmesinden pişmanlık duyulmaması gerektiğini ve ortadan kaldırılmalarının atalarının “erkeklik özelliklerinin hakkını vereceğini” söyledi. Başka bir yazısında ise ‘beyazlar bir savaşı kazandığında bu bir zaferdir, Kızılderililer kazandığında ise bu bir katliamdır’ der.” İfadelerini kullandı. Söylemlerinden hangisinin daha gerçekçi bir çizgide olduğu bilinmemektedir.
Oz Büyücüsü Başarısı
1900’de yayımlanan “Muhteşem Oz Büyücüsü” büyük beğeni topladı. İki yıl boyu en çok satanlar listesinde kaldı ve önemli ölçüde mali gelir elde ettirdi. Şiddeti ve Romantizmi çocuk hikayelerinden çıkartmayı amaçladığı eserlerinde Amerikaya özgü masallar yaratmayı başardı. 1905 yılında bir adaya kurulacak bir Oz eğlence parkı planladığını duyurdu ama mali sıkıntılar izin vermedi
Ölümü
5 Mayıs 1919 yılında geçirdiği felç sebebiyle komaya girdi. Bir sonraki gün 62 yaşında öldü. Arkasında: Başyapıtı 14 kitaplık Oz serisine ek olarak 41 roman (dört kayıp, yayınlanmamış roman hariç), 83 kısa öykü, 200’den fazla şiir ve en az 42 senaryo bıraktı. Eserlerini sahneye ve ekrana taşımak için çok sayıda girişimde bulundu; ilk Oz kitabının 1939 uyarlaması 20. yüzyıl sinemasında bir dönüm noktası oldu.
“Bebeğin beyni vardır ama fazla şey bilmez. Bilgiyi getiren şey deneyimdir ve dünyada ne kadar uzun süre yaşarsan o kadar deneyim elde edersin.”
L. Frank Baum- Oz Büyücüsü