Akademide ve kültür çalışmalarında çeşitli anlamlar taşıyan kült kelimesinin kabul gören, net bir tanımı bulunmuyor. Kelimenin Latince ‘cultus’ yani işleme, ekip biçme kelimesinden diğer Latin kökenli dillere geçtiği düşünülüyor. Kült sözcüğü Fransızcada ibadet usulü, dini töre ve törenler, dilimize yerleştiği güncel İngilizcede ise mezhep, tarikat anlamlarını taşıyor.
Kültler 1900’lü yılların ilk yarısından itibaren sosyolojik çalışmalara konu olmuştur ve olmaya devam etmektedir.
Tartışmalı bir konu olsa da kült kelimesi, farklı doktrin ve uygulamaları kabul eden gruplara karşı aşağılayıcı bir ifade olarak da kullanılabiliyor.
Kült film kavramı ise sınırlı sayıda olsalar da, genellikle tuhaf, çirkin, benzersiz, sıra dışı, gerçeküstü, garip ve eksantrik karakter ve konuların yer aldığı filmleri ifade ediyorlar.
Kült filmler çoğu zaman çarpıcı derecede stilize, kusurlu ve olağandışıdırlar. Standartların ve alışılmış tekniklerin dışında oldukları için genellikle tartışmalı olarak nitelendirilirler.
Kült filmlerin sinematik anlamda ‘iyi’ ya da ‘başarılı’ olması gerekmez.
Kült kavramı, özellikle sanat dalları için kullanıldığında, sübjektiftir.
Klasik filmler arasında kült filmler olabilir; ancak tüm klasik filmler kült film olarak değerlendirilmez.
Kimi zaman az sayıda, tutkulu ve sadık hayran kitlesi olan filmler için de kült film kavramı kullanılır. Ancak kült filmler her zaman küçük bir hayran kitlesine sahip değildir. Bu çok sayıda istisnaya; Pulp Fiction (1994, Ucuz Roman), Clockwork Orange (1971, Otomatik Portakal), Scarface (1983, Yaralı Yüz) ve Fight Club (1999, Dövüş Kulübü) gibi filmler örnek verilebilir.
Yaygın kanının aksine kült filmler, gösterimlerinde başarı gösterememiş, eleştirmenlerden olumsuz yorumlar almış veya düşük bütçeli, bağımsız filmler değillerdir.
Bir filmin kült olarak değerlendirilmesi için ana akım sinema ile olan ayrımına bakılabilir. Kült filmler, kendi türünün dışına taşan sıra dışı nitelikleriyle kategorize edilebilirler.
Bir filmin kült olarak değerlendirilmesi için belirli bir türe ait olmasına gerek yoktur. Ancak bilimkurgu ve korku türündeki filmler kült olmaya daha yatkındır. Ancak Westernden müzikallere, gençlik filmlerinden porno klasiklerine kadar pek çok türde kült film bulunur.
American Graffiti (1973), National Lampoon’s/ Animal House (1978, Hayvan Evi), Easy Rider (1969), The Rocky Horror Picture Show (1975), Pink Floyd: The Wall (1982), Shaft (1971), Johnny Guitar (1954), Harold and Maude (1971) ve Showgirls (1995) gibi filmler bilimkurgu ve korku türü dışındaki kült filmlere örnek verilebilir.
Bir filmin kült olarak değerlendirilmesinde kimi zaman filmde kullanılan müzik, kimi zaman bir obje ya da bir karakter etkili olabilir. The Blues Brothers (1980) ve The Big Lebowski (1998) bu tür kült filmlere örnek verilebilir.
BONUS
Filmografisinde çok sayıda kült filmin yer aldığı David Lynch, Quentin Tarantino, Stanley Kubrick ve Tim Burton gibi yönetmenler de ‘Kült Yönetmen’ statüsünde değerlendiriliyor.