10 Maddede Hüznün ve Acının Müziği: Blues

Kökenleri Afrika’ya dayanan ve yüzyıllar öncesinde etnik bir müzik türü olan Blues, ismini, cenaze ve yas törenlerinde acının ve hüznün mistik bir simgesi olan çivit renginden alır.

17. yüzyıldan itibaren Afrika’dan Amerika kıtasına getirilen kölelerin çalışırken söyledikleri; hüznü, umudu, özgürlük arzusunu ve derin acıyı anlatan şarkılardır.

Köleliğin kaldırıldığı 1800’lü yılların ikinci yarısından sonra, önce Amerikan toplumunda sonrasında ise tüm dünyaya yayılır.

Yayılışı sırasında pek çok kültürden ve müzik türünden etkilenir ve bu etkileşim yeni türlerin ortaya çıkmasını sağlar. Kendi değişiminin yanı sıra pek çok türü de değiştirir.

Afrika ve Afro-Amerikan müziğinde bulunan, çağrı-cevap düzeniyle akor dizilerinin tekrarlayan döngüsü, Blues’un formunu oluşturur.

1912 tarihinde, Hard A. Wand’ın yayınladığı ‘Dallas Blues’ ilk Blues notası kabul edilir.

Rock’n’Roll, Swing, Country ve R&B gibi modern müzik türlerinin köklerini oluşturur. Fakat günümüzde bu türler klasik anlamda icra edilmemektedir.

Ortaya çıkışı ve icra edilişi itibariyle belirli matematiksel bir dizgeye dayanmasa da bugün icra edilen Elektrik Blues, enstrüman hakimiyeti ve güçlü ritim yeteneği ve armoni bilgisi gerektirir.