İhtilal ve Darbe Nedir?
Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre; ihtilal, bir devletin siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısını kökünden değiştirmek ereğiyle girişilen silahlı halk hareketidir.
Darbe ise, bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işidir.
Her ne kadar ülkemizde darbe ve ihtilal kelimeleri birbirinin yerine kullanılıyor olsa da, 27 Mayıs 1960 girişimi, ihtilal olarak ifade edilmeye daha müsaittir ve genel terminolojide 27 Mayıs, ihtilal; 12 Eylül ise, darbe olarak anılır.
27 Mayıs’ın Türk Siyasi Hayatındaki Yeri
27 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, demokrasiye karşı gerçekleştirilmiş ilk ihtilalidir. İlk olması bakımından demokrasi tarihimizde önemli bir konumu vardır.
27 Mayıs İhtilali’ni Gerçekleştirenler
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir emir komuta zinciri olmaksızın, bir grup orta rütbeli subay bu ihtilali gerçekleştirmiştir. Rütbeleri daha çok albay, yarbay ve binbaşıdır. Hatta öyle ki; ihtilali gerçekleştirip yönetimi ele geçiren subaylar, dönemin Genelkurmay Başkanını da tutuklamıştır.
İhtilal Günü Neler Oldu?
27 Mayıs 1960 gecesi saat 3 sularında piyade birlikleri ve süvari grubu; 3 buçuk sularında tanklar hareketlendi. Saat 04.36’da Albay Alparslan Türkeş tarafından radyoda ihtilal bildirgesi okundu. TRT radyosundan tüm Türkiye’ye ulaşan ihtilal bildirgesi ile harekat ulusal bir hal aldı.
Darbe bildirgesinden bir kesit:
Sevgili vatandaşlar! Dün gece yarısından itibaren, bütün Türkiye’de, deniz-hava-kara Türk Silahlı Kuvvetleri, el ele vererek, memleketin idaresini ele almıştır. Bu hareket, Silahlı Kuvvetleri’mizin müşterek iş birliği sayesinde, kansız başarılmıştır! Sevgili vatandaşlarımızın sükûn içinde bulunmalarını ve resmi sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin sokağa çıkmamalarını rica ederiz.
Aynı gün dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes, çeşitli bakanlar ve çoğu Demokrat Parti milletvekili askerler tarafından gözaltına alınmıştır.
Siyasilerin gözaltına alınması, radyoda ihtilal bildirisinin okunması, yürürlükteki Anayasa ve TBMM’nin feshedilmesi, postal seslerinin sokaklarda duyulması ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askeri ihtilal girişimi gerçekleştirilmiştir.
İhtilalden Sonra Neler Oldu?
İhtilalin gerçekleştiği 27 Mayıs 1960 gününden, 15 Ekim 1961 tarihinde seçimlerin yapılıp normal demokratik düzene geçildiği güne kadar Milli Birlik Komitesi (MBK) cunta şeklinde iktidarda kaldı. MBK yayımladığı bildiriler (tebliğler) aracılığıyla ülkeyi idare etti.
İhtilal öncesi başını Madanoğlu’nun çektiği subaylar, darbenin gerçekleşmesi halinde sivil mevkilerde yer almayacaklarına dair yemin ettiler. Lakin, ihtilalin akabinde MBK kendi içinde fikir ayrılıkları yaşadı. İhtilalden önce İzmir’deki yazlığında izinde olan Cemal Gürsel Paşa, ihtilalden sonra Cumhurbaşkanı oldu. MBK üyeleri, senato üyeleri olarak siyasi faaliyetlerde yer almaya devam etti. Darbenin fiili lideri Cemal Madanoğlu ise, Senato Üyesi olmadan evvel istifa etti.
Yeni Anayasanın Yapım Süreci
İhtilal sabahı, ihtilalci subaylar tarafından verilen bir emirle; İstanbul Üniversitesi’nden Rektör Sıddık Sami Onar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Naci Şensoy, Ragıp Sarıca, Tarık Zafer Tunaya, Hüseyin Nail Kubalı ve İsmet Giritli gibi Anayasa Hukuku alanında çalışan akademisyenler askeri bir helikopterle Ankara’ya getirildi ve yeni Anayasa’nın hazırlıklarına başlandı. Halkı temsil gücünün daha iyi olacağına inanılan bir Kurucu Meclis oluşturuldu.
Kurucu Meclis’e bağlı 20 kişilik Anayasa Komitesi Anayasa’yı hazırladı ve 9 Temmuz 1961’de yeni Anayasa için referandum yapılarak %60.4 kabul oyuyla 1961 Anayasası yürürlüğe girdi.
Hazırlanan Yeni Anayasanın Özellikleri
1961 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en özgürlükçü Anayasası olarak anılmaktadır. Bireylerin gösteri ve örgütlenme özgürlükleri, üniversite özerkliği, yargı bağımsızlığı, çoğulcu demokrasi, sosyal devlet gibi temel konular Anayasada işlenmiştir. Çoğu hukukçu özgürlüklere bu denli önem atfedilmesine karşılık bu özgürlüklerin kullanım mekanizmaları konusunda eksiklikler olduğu görüşündedir.
Yassıada Duruşmaları
İhtilal gerçekleştikten sonra, yakalanan Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, çeşitli bakanlar ve Demokrat Parti milletvekilleri tutuklanmak üzere Marmara Denizi’nde yer alan Yassıada’ya nakledildiler.
İhtilalden sonra kabul edilen bir yasayla birlikte Demokrat Parti yöneticileri ve ilişkisi olanların yargılanması amacıyla Yüksek Adalet Divanı’nın kurulmasına karar verildi. Yüksek Adalet Divanı’nın vereceği kararlar kesin olmuş ve herhangi bir itiraz, temyiz yolu öngörülmemiştir. Yalnızca Divan’ın vermiş olduğu infaz kararları MBK’nın onayına sunulmuştur.
Eski Genelkurmay Başkanı’nın da aralarında bulunduğu toplam 592 sanık Anayasayı ihlal gibi suçlardan yargılanmışlardır. 14 Ekim 1960’sa başlayan Yassıada Davaları, 15 Eylül 1961’de karara bağlanmıştır.
Bu 592 kişiden 31 kişi müebbet, 15 kişi idam cezasına çarptırılmıştır. İdam cezasına çarptırılan 15 kişi MBK’nın onayına sunulmuuş ve MBK, Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam kararını onaylamıştır. Devrik Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın idam kararı ise, 65 yaş üstünde bulunduğu için müebbet hapis cezasına çevrilmiştir.
Adnan Menderes’in İdamı
İdamları MBK tarafından onaylanan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın infazı 16 Eylül 1961’de İmralı’da gerçekleştirilmiştir.
Tutanaklardan Adnan Menderes’in, idam edileceği günün sabahı intihar girişiminde bulunduğu kaydedilmiştir. Fakat Menderes’in bu girişimi başarılı olmamıştır. Yassıada’da tutuklu kaldığı süre içerisinde görevli askerler tarafından sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı iddia edilen Menderes, 17 Eylül 1961’de İmralı Adası’na götürülerek saat 13.21’de idam edilmiştir.
1990 yılında meclis kararıyla idam edilen Menderes ve iki arkadaşının itibarları iade edilmiş ve naaşları İmralı’dan, Topkapı’ya taşınmıştır.
Sonuç
Dünya üzerindeki bütün demokrasiler bazı zamanlarda antidemokratik uygulamalarda karşı karşıya kalmaktadır. İhtilaller demokrasilerin sancılarıdır. 27 Mayıs da Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ihtilallerden ilkidir. 1961 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk ihtilal anayasasıdır. Adnan Menderes, Türkiye Cumhuriyeti’nin idam edilen ilk ve tek başbakanıdır. 27 Mayıs ve akabinde cereyan eden hadiseler günümüzde hala tartışılmaktadır.