Pandemide oynanan Şampiyonlar Ligi’nde taraftar hariç yine her şey var. Kaliteli futbol, tempolu maçlar ve taktik savaşları… İzlediğimiz çeyrek finalin ardından Manchester City, PSG, Chelsea ve Real Madrid yarı finale çıkan takımlar oldu. Sonrasında Manchester City ile PSG ve Chelsea ile Real Madrid eşleşti.
Chelsea x Real Madrid (İlk Maç)
Yarı final maçlarının başlangıç gününde ilk maç, Real Madrid’in ev sahipliğinde oynandı. Aslında Liverpool’u da eledikten sonra, bu tura herkesin favori olarak gösterdiği takım Real Madrid’di. Ancak Tuchel ve ekibinin sahada gösterecek çok şeyi vardı. Chelsea, Tuchel geldiğinden beri 3-4-2-1 ya da 3-5-2’lik performansıyla; topla daha yaratıcı, topsuz daha etkili ve daha az gol yiyen bir takım olmuştu. Real Madrid maçına da bu 3-4-2-1 ile başladı Chelsea. Real Madrid’de bu üçlü savunma ve kanat bekleri ile daha iyi eşleşmek için 3-5-2 kullandı.
İki üçlü savunmanın mücadelesinde ilk 25 dakika Chelsea tamamen kontrolü aldı ve 14. dakikada golü buldu. Orta sahada teknik olarak çok üstün bir Real Madrid olsa da, Jorginho’nun -belki de- kariyerindeki en iyi savunma performansı ve Kante’nin kesicilik dışındaki diğer özelliklerini yüksek seviyede kullanması, baskıda Modric, Kroos, Casemiro üçlüsüne karşı çok başarılı olması; Real Madrid hücumunu, savunmadan orta saha bağlantısı ile hücuma geçişlerini hayli kısıtlamıştı. 25 dakika çok iyi oynayan her oyuncusundan katkı alan Chelsea, bu süreçte skoru çok farklı yapabilirdi ama başka gol bulamadı. Kusursuz oynanmış 25 dakika sonrasında, 29. dakikada gol yedi. Çok şanslı şekilde, o 30 dakikadan beraberlik ile çıkan Real Madrid “winner” takım oluşunu göstermişti.
PSG x Manchester City (İlk Maç)
Bir diğer eşleşmede, PSG ev sahipliğinde ilk maç oynandı. Burada da iki 4-3-3’ün mücadelesi vardı. PSG’nin sorun çözmek konusunda usta olan ileri üçlüsü ve mücadele gücü yüksek orta sahasına karşı, City’nin en iyi 11’i sahte forvette De Bruyne ve hücumcuların hepsi teknik, sorun çözücülerdi. Maç içinde Guardiola, Cancelo’yu zaman zaman sahte bek, zaman zaman çizgi beki olarak kullandı.
Karşılıklı tempo ile başlayan maçta, 15. dakikada duran toptan golü buldu. PSG, ilerideki yetenekli ayaklarının yanında duran toplarda da çok tehlikeli savunma oyuncuları olduğunu gösterdi ve sonrasında bir kontrol oyununa geçti.
Bu kontrol oyununda savunmayı 4-4-2 yapan rakibini, önce ikili Mbappe, Neymar seti, sonrasında dörtlü orta saha ve geri dörtlü ile karşıladı. Artık City’de alışık olduğumuz bir bek ve 3. stoper diğer bekin ise, orta sahaya dönüştüğü sistemde, 3-3-4 ya da 3-2-5 şeklinde set hücumu yaparken; PSG’nin bu set savunmasını hem orta sahada hem ileri uçta sayısal üstünlük sağlamaya çalışırken gördük.
İlk yarı 1-0 PSG üstünlüğü ile biterken, sorun çözmesi gereken artık City’di. Ve çözdüler de. İleride çok iyi bir fırsat yaratıcısı olan De Bruyne’nin orta şut karışımı vuruşu ile beraberliği yakaladıktan 7 dakika sonra, serbest vuruştan Mahrez ile golü buldular. Böylece, 2-1’i yakaladılar. Golden 6 dakika sonra PSG’nin orta sahadaki enerji kaynağı Gueye kırmızı kart görünce, PSG için işler iyice zora girdi ve City deplasmandan iyi bir skorla döndü.
PSG x Manchester City (İkinci Maç)
İlk maçta deplasmanda iki gol atıp büyük avantaj yakalayan City, ikinci maçı evinde oynuyordu. Maç öncesi Mbappe’nin sakatlığının ve orta sahada Gueye’nin kart cezalısı olması, PSG oyun sistemini değiştirmese de, en önde Mbappe yerine Icardi olması oyunu hayli etkilemişti. Bu maç da önceki gibi, iki 4-3-3’ün mücadelesi olmadı. PSG aynı sistemde 4-3-3 oynasa da, Guardiola yine cebinden farklı bir şey çıkardı ve iki tane sahte forvetli sistem ile 4-4-2 oynadı.
Önceki maçın aksine bu maç ilk 15 dakika daha yoğun ve pozisyonlu geçti. PSG ilk 10 dakika gol bulmak için rakibinin üstüne gitti, ancak 11. dakikada bize Ederson harika bir pas izletti. Bir kalecinin ayağının böyle olması zaten orta saha orjinli, teknik oyuncular üzerine kurulu yapı da olduğu için tüm alanı ve tüm akımı rahatlatıyor. Bernardo ve De Bruyne ileride çift sahte forvet oynarken pas kalitesi yanında ekstra getirdikleri bazı şeyler de oldu. Geçiş oyununda ya da topu aldığında iki sahte forvet hem orta sahadaki dörtlü hem de yerleştikten sonra iki kanat ile çok iyi bağlantı oyunu oynadılar.
Guardiola’nın eşleşmelerde topa daha az sahip olan taraf olduğunu neredeyse hiç görmemiştik. Ancak ikinci maç ve ilk maçtaki bazı kısımlar topu rakibe verdiğini gördük. Guardiola’nın bu hamlesi geçişte çok etkili olan ileri uç oyuncularını dar alana hapsetti ve çok da başarılı oldu. Ayrıca rakibin geçiş oyunundaki etkinliğini kısıtlamanın yanında, iki golü de set hücumunda bulmayarak rakibi kendi silahı ile vurdu diyebiliriz.
İlk maçı 2-1 kazanmasının ardından evinde 2-0 kazanan City, Guardiola ile ilk kez finale çıktı.
Chelsea x Real Madrid (İkinci Maç)
Diğer yarı final eşleşmesinde ise, yine üçlü savunmaların savaşı vardı ve yine 3-4-2-1 oynayan ancak bu sefer sağ tarafta Havertz kullanan Tuchel’e karşı Zidane Vinicius’tan sağ kanat bek yapmış ve Hazard’ı Benzema ile ileri uçta kullanmıştı. Sahada 3-4-2-1’e karşı 3-5-2 vardı.
Bu maç ise, Chelsea’nin tamamen topsuz kurguladığı ve rakibe topu verdiği bir maçtı. Ancak bu kurguda bile Chelsea, maçın temposunu ayarlayan taraftı. Yine Kante ve Jorginho’dan üst düzey iki yönlü katkı alan Chelsea’de özellikle Kante, Real Madrid orta sahasının hatta hücumdaki oyuncuların tamamının korkulu rüyası oldu. Baskıda yorulmayan ve her topu isteyen Kante, bu maç ekstra olarak 9 başarılı dripling yaptı ve bunların ikisinde hücumu başlatarak golde büyük etmen oldu.
Sene başından beri istenilen veremeyen Werner, hücumdaki partneri Havertz ile bu sezonki en iyi maçını çıkardı diyebiliriz. Zaten ilk gol de Havertz’in şutunu Werner’in tamamlaması ile geldi. Sadece dinamizmi ve kontra oyunundaki etkinliği ile değil, bu sefer bağlantı oyunundaki etkinliği ile de öne çıkan Werner, özellikle ilk golde Ramos’un önünde bağlantıyı kurarak golün olmasını sağladı.
Real Madrid tarafında ise, %68 topla oynarken yalnızca 0.49 beklenen gol istatistiği set hücumunda, bu maç ne kadar etkisiz olduğunun göstergesiydi.
Final İstanbul’da, Finalistler İngiltere’den
Real Madrid ve PSG gibi iki güçlü rakibi eleyen iki İngiliz ekibi, 29 Mayıs’da kozlarını paylaşacaklar. Tuchel’in Chelsea’de yarattığı çok az gol yiyen sistem ve Guardiola’nın bu sene değiştirdiği iki taraflı kusuruz oyun arasından bir şampiyon çıkacak ve zevkle izleyeceğiz.