2 Mayıs 2021

10 Maddede Modern Futbola Kısa Bir Bakış

Efe Serhat Keleş

~13dk

Futbol, ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar, her menajer tarafından farklı yorumlanmış, farklı strateji ve formasyonlar ile sahaya getirilmiştir. Menajerler oyuncuların yetenek tavanına göre ve rakipleri kısıtlama amacı ile farklı formasyon ve taktik anlayışları benimsemiş, takımlarını bu anlayışa göre sahaya dizmişlerdir.

modern futbol saha

Kılıçlar ve Kalkanlar

Her menajer oyuna farklı baktığından, birbirini kısıtlamaya ya da tamamen durdurmaya çalışan taktik anlayışlar ortaya çıkmıştır. Bazı takımlar, oyuncu kalitesi dolayısıyla; bazı takımlar ise, antrenör kararı ile korumacı, skoru tutan, oyunun temposunu düşüren, deyimi yerindeyse topu rakibe bırakan bir futbolu benimserken; bazı takımlar, tempoyu yüksek tutup, baskıyı ön planda bulunduran, topu rakibe vermek istemeyip verince de ‘gegenpress’ denilen ani pres ile alıp tekrar set hücumuna devam etmek istemiştir.

Kalkanlar: Akınları Savuşturmak

Bu formasyonların örneklerini, birçok eşleşmede izleme fırsatı bulduk. Hamleler karşılıklı uygulanırken belli amaçlar vardı. Artık üç stoperli, iki bek oyunculu, totalde beş savunmacılı sistemler; dört hücumculu sistemleri savunmak için sahaya sürülmüştür. Bazen de üçlü sistemler, oyun kurarken baskı karşısında sayısal olarak üstün olduğu için, savunmadan oyunu rahat kurmayı, atağı top kaybı yaşamadan başlatmayı hedeflemiştir. 

Elbette modern futbolda, sadece hücumcuların işi değildir hücum etmek. Bu nedenle rakip alana daha fazla kişiyle gitmek isteyen antrenörlerin bazen bir, bazen iki bek oyuncusunu hücuma çıkarması, yine sayısal üstünlüğü sağlamak için bir hamleydi. Bu tip hamleleri durdurmak için, tabi ki tek seçenek üç stoper bulundurmak değildir. Dörtlü savunma; yani iki stoper, iki de bek oyunculu yapıda, orta sahadan merkeze, kanatlardan ise kenarlara; yani rakip beklere yardım getirilmiştir ve alanı doğru eşleşmeler ile savunmak istenmiştir.

Modern futbolun öncülerinden olan Marcelo Bielsa da, günümüzde sıkça ‘man to man’, yani adam adama denilen ve her oyuncunun bir eşlemesi olan, futbolcuların eşleştiği oyuncunun adeta gölgesi olması istenen yapıyı kullanıyor ve bu sayede, kendi alanını doğru adam eşleştirmeleri ile savunmaya çalışıyor.

Bu tip, rakibi durdurmak amaçlı savunma taktiklerine Mourinho ve Guardiola eşleşmelerinin hepsinde rastlanabilir. Hem Real Madrid’de Barcelona maçlarında, hem de Tottenham’da City maçlarında yaptığı geçiş oyunu odaklı savunma, hayli sıkıntı yaratmıştır Manchester City hücumuna.

modern futbol

Kılıçlar: Akın Akın Gelmek

Savunmada, her ne kadar personel yeteneği kadar organizasyon, uyum ve rakibe göre doğru yerleşme önemli ise, hücumda da taktiksel zenginlik, doğru koşular ve sahayı en geniş şekilde kullanmak o kadar önemlidir. Bu genişletmeleri ve atılması gereken koşuları ,belki de şu an El Clasico’dan bile daha değerli,s eyir zevki yüksek maçlar olan Klopp ve Guardiola eşleşmelerinde görebiliriz.

Bunun yanı sıra, sadece iki hücumcu takımın maçlarında değil, bir savunmacı takım ile bir hücum odaklı takım maçlarında da iyi hücum setleri yüksek tempo ve iyi savunma yerleşimleri görmemiz mümkün.

Unutmamak gerekir ki; maç içinde iyi hücum, iyi savunmaya karşı yapıldığında zevk en üst noktalara çıkar. Katı savunmaları ve adam adama presleri aşmak, bu savunmaların arkasına geçmek içinse; kullanılan, iyi uygulandığında maçta gol ve pozisyon sayısını arttıran taktik ve formasyonlar vardır. Günümüz futbolunda, kağıt üstünde bir takımın nasıl dizildiğinden çok, saha içindeki üç bölgede rotasyonları nasıl yaptığı önemlidir. Buna örnek olarak; merkezde yaratıcı ve sahada fazlasıyla orta saha orjinli oyuncu ile oynayan Guardiola takımlarının beklerinden birini daha orta sahaya atıp merkezde bir kişi fazla olması ve bu sayede merkezdeki İlkay, Foden, De Bruyne gibi isimleri ceza sahasına sokup sayısal üstünlüğü sağlaması bu tip savunmaları kırmaya bir örnektir.

modern futbol

Heavy Metal Futbolu

Topla oynama konusunda ustalaşmış ve rakibi, kendi yarı alanından çıkarmayan takımların silahları elbette oldukça fazladır. Bu silahlardan birisi ve rakibi en zor durumda bırakanı ise, gegenpress yani top kaybından sonra ani yapılan prestir.

Bu takımlar, topu kaybettiklerinde rakip hücuma hazırlanırken topu kapıp tekrar rakibin üstüne gitmek isterler. Ön alanda yapılan bu pres, en uçtan en geriye kadar herkesin senkronize şekilde, doğru yerlere, doğru zamanda gitmesinden geçer ve günümüz futbolunda topu isteyen ve tempoyu yüksekte tutmak isteyen takımların hayli fazla kullandığı bir savunma şeklidir.

Ön alan presi haricinde, dinamizm ve yoğunluk ile rakibi sahada adeta köşeye sıkıştırmak istenir. Her ne kadar tam formunda olmasa da, Liverpool bunun en büyük örneğidir. Robertson ve Trent gibi iki teknik ve yetenekli beki ileride Firmino, Salah, Mane ve Jota gibi isimler ile atağa katmak, 4-3-3’de orta sahada Wijnaldum gibi bir enerji deposu, Henderson gibi bir teknik lider ile rakibi adeta boğmak Liverpool’un başarısının anahtarı. Elbette sadece Klopp ve Liverpool değil. Guardiola’nın City’si, Gasperini’nin Atalanta’sı, Hansi Flick’in Bayern’i de ön alanda rakipten üstün olmaya çalışan ve rakibi boğan takımlara yerinde örnekler olabilirler.

Gegenpress ne kadar tehlikeli bir silah ise, savunmadan topla, ayağa paslarla çıkabilmek de o kadar önemli bir silahtır.

Savunmadan topla çıkarken, size rahat oyun kurdurmamak üzere gelen rakibi teknik ayaklarla ve sayısal üstünlük ile aşabilir ve rakip yarı alanda sayısal üstünlüğü yakalayıp gol bulabilirsiniz.

Şimdi, bu presi aşmak için kullaılabilecek şablonlardan bahsedeyim. Üçlü savunmalar sayısal olarak topu baskıdan çıkarma konusunda daha rahat işleyen yapılardır. Ancak sistem iki stoperli ise, beklerinizden birini oyun kurulumuna dahil edebilirsiniz. Keza Guardiola, Kyle Walker ile bunu yapıp sahadaki dizilişi sahte bek Cancelo ile 3-3-4 ya da 3-2-5 olarak ayarlıyor ve baskıdan çıkıp hücumu başlatıyor.

Bir başka seçenek ise; iki stoper arasına bir teknik oyuncu koyup, 3-4-3 şeklinde baskıdan çıkıp atağı başlatabilirsiniz. Bu seçeneği, Klopp, stoperlerin arasında Fabinho’yu kullanarak uyguluyor. Yakın zamanda oynanan çeyrek final eşleşmesinde Real Madrid’in Liverpool baskısından ayağa toplarla kurtulup, hücumları başlattığını görmüştük. 

Zidane ise, stoperlerin arasında Toni Kroos ya da Casemiro’yu kullanmıştı.

İstikrar Abidesi: Alman Panzerleri

Her ligde üst üste birkaç sene şampiyon olan ya da her sene şampiyonluğa oynayan takımlar olur İtalya’da: Juventus, Milan, İnter; İngiltere’de ise, ‘big six’ olarak da adlandırılan Liverpool, Manchester City, United, Arsenal, Chelsea ve Tottenham bu takımlardandır. Ancak son dönemlerde, her takımın yarışmacı olduğu, en küçükten en büyüğe herkesin rakibine sorun yarattığı Bundesliga’da bir istikrar abidesi olan Bayern Münih, otuz kere lig kupasını alarak bizlere istikrar ve disiplini göstermiştir.

Son yıllarda da bu başarılarını devam ettiren ve geçen sene Hansi Flick ile Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan kulüp, modern futbol zevkini biz izleyenlere tattıran kulüplerdendir. Oyunları hakkında ise; gösterişten uzak, sakin ama etkili ve aynı zamanda akılcı futbol denebilir. Kalede deyim yerindeyse, çılgın bir libero kaleci Neuer. İleri uçta, başlı başına bir süper zeka olan Müller. Ayrıca, en basit tabirle gol makinesi olan, Lewandowski ile çok disiplinli ve istikrarlı işleyen bu sistem günümüz futbolunda hayli büyük yer kaplıyor.

almanya futbol

Modern Futbolda Neredeyiz?

Türkiye liginde de Bundesliga’ya benzer şekilde, her takım her an birbirine zorluk yaratabilir ve puanı çalabilir durumda. İngiltere ligine benzer şekilde bizim de büyüklerimiz her sene şampiyonluğa oynayan ekiplerimiz var. Ancak istikrar, disiplin ve ekonomik yönlerden lig dışına çıkıldığı anda Avrupa ile boy ölçüşemez duruma geliyoruz. Buna en büyük örnek ise; geçen sene lig şampiyonu olup bu sene küme düşmeme mücadelesi veren Başakşehir olabilir. Elbette bizim de Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde kupa mücadelesine giren, varlığını hissettiren takımlarımız oldu. Hatta 2000 yılında Avrupa Ligi ve sonrasındaki Süper Kupa’yı alan Galatasaray, Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı ve 2008’de Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final, 2012/2013 sezonunda Avrupa Ligi’nde yarı final yapan Fenerbahçe buna örnektir.

Avrupa Ligi

Avrupa Ligi, kırk sekiz takım ile grupların oynandığı ve gruplarını ilk iki sırada bitiren takımların son 32 turuna çıktıkları turnuvadır.

Yirmi dört takım ligdeki gruplardan; sekiz takım ise, Şampiyonlar Ligi’nde gruplarını üçüncü sırada bitiren takımlardan gelir ve son 32 turu oynanır. Turnuvada gruplar ve sonraki turlarda seyir zevki yüksek, Şampiyonlar Ligi kadar taktik ve teknik olarak üst seviyede olmasa da, çekişmeli eşleşmelerin olduğu bir ligdir ve günümüz futbolunda yeri hayli büyüktür. En başarılı takım ise, altı şampiyonluk ile Sevilla’dır.

Şampiyonlar Ligi

Şampiyonlar Ligi, gruplarda otuz iki takım ile oynanan ve ilk iki sıradaki ekiplerin son 16 turunda yer aldığı turnuvadır. Gruplardaki üçüncü takımlar Avrupa Ligi’ne giderken; dördüncü takımların veda ettiği Şampiyonlar Ligi’nde seyir zevki çok yüksek hatta merakla beklediğimiz maçlar oynanır. Bu maçların yanında seremonide çalan o müzik tüylerimizi diken diken eder.

Modern futbolda Şampiyonlar Ligi, neredeyse en büyük turnuvadır ve en başarılı takım on üç kez kazanan Real Madrid’dir.

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button

Efe Serhat Keleş

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.