Duomo Kathedrali
İnşası 500 yıl kadar sürmüş bu kilisenin restorasyon çalışmaları hala ara ara devam etmekte. Dış kısmında Madonnina adlı altın bir heykel var ve İtalya geleneklerine göre, Milano’daki hiçbir bina bu heykelin yüksekliğini geçecek şekilde inşa edilemiyor.
Buraya geldiğinizde bir türlü kiliseyi fotoğrafa sığdıramayabilirsiniz. Tavsiyem, kameranızı yere en yakın biçimde konumlandırıp farklı bir açıyla aşağıdaki gibi çekmektir.
Galleria Vittorio Emanuele II
Piazza del Duomo’nun hemen yanında bulunan bu yer, bir açık hava alışveriş merkezidir. İçinde dünyaca ünlü markaların mağazalarının olduğu ve aslında beni her gittiğimde hayretler içinde bırakan bir mekan. Çünkü dünya üzerinde açlık, yoksulluk gibi kavramların hiç olmadığını ve binlerce Euro’nun bir eşyaya ne kadar kolay verildiğini, minimalist yaşamın hiçe sayıldığını ve mankenlerin podyumdaymışcasına burada süzüldüğünü gördükçe, gerçek dünyanın varlığını sorguluyorsunuz.
Hac şeklinde tasarlanan yapının sekizgen merkezinde 4 kıta (Asya, Avrupa, Afrika, Amerika) ile tarım, bilim, sanat ve endüstriyi temsil eden mozaikler yer almaktadır.
Sforzesco Şatosu
Milano kentinin, deyim yerindeyse, göbeğinde bulunan ve 15. yüzyıldan kalma tarihî bir kaledir. Sforzesco Kalesi kapladığı alan açısından, içinde bulunan yeşil alan ve yapısal özellikleri ile sadece Milano veya İtalya’nın değil, aynı zamanda Avrupa’nın da en büyük kalelerinden biridir.
İçerisinde 20’ye yakın sergi yeri ve müze bulunmaktadır. Girişi ücretlidir, ama güneşli bir zamanda giderseniz parklarında kahvenizi alıp, şehir hayatından biraz olsun uzaklaşabilirsiniz.
Santa Maria delle Grazie – The Last Supper
Bu kiliseyi ilk gördüğünüzde ‘e, niye geldim ben şimdi buraya?’, demeniz çok normal. Çünkü dışardan bakıldığında eski, minik bir kilise. Fakat içerisinde bulunan Leonardo da Vinci’nin en meşhur eserlerinden The Last Supper – Son Akşam Yemeği, bu bazilikanın duvarına yapılmıştır. Şimdi gelelim işin en turistik tarafına, bazilikaya giriş ücretsiz, fakat sadece bu eseri görmek için aylar öncesinden bilet almanız gerekiyor. Bilet fiyatı günden güne değişiklik gösterebildiği için tavsiyem, resmi sitesinden bakmanızdır.
Leonardo da Vinci’nin Son Akşam Yemeği eseri ile ilgili detaylı bilgiye Son Akşam Yemeği Tablosu Hakkında Bilmemiz Gerekenler ve Sanatseverler için 10 Eşsiz Rönesans Tablosu yazılarımızdan ulaşabilirsiniz.
La Scala
1776 yılında, bir karnavalın galasında yanan Teatro Regina Ducale’nin yerine, La Scala, 1778 yılında inşa edilmiştir. Gösterilerin biletleri aylar öncesinden satışa sunulmakta ve kısa sürede biletler tükenmektedir. Eğer bilet bulamazsanız üzülmeyin. Sabah saatlerinde opera binasının önünde sıraya girerseniz ayakta izlemek için uygun fiyatlara bilet satın alabilirsiniz. İçeri girdiğinizde sizleri görkemli bir salon, Rönesans Avrupası’nın etkileyici mimarisi ve müziğin büyülü dünyası beklemektedir.
Bosco Verticale
Tamamen bir proje ürünü olan bu yapı, şehrin merkezinde bulunan dikey bir orman. Kirliliğin etkisini azaltılacağı hayali ile inşaa edilmiştir. İki kuleden oluşan bu apartmanlarda yaklaşık 900 ağaca ve 2000 çeşitli bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında bitkilerin yemyeşil olmasında dolayı turist akınına uğrayan bu yapılar gelecek mimari eserler için umut verici.
10 Corso Como
Milano’daki en güzel ‘Instagram spot’ denilen yerlerden biri bu cafe/restoran. Çiçeklerle doldurulmuş bir mekan, farklı tasarımlı masalar ve etkileyici yeşillikler ile gerçekten bir sanat şehrinde olduğunuzu anlıyorsunuz.
Eataly
Burası tam anlamıyla yeni akım alışveriş merkezilerinden biri. İçerisinde minik ama lezzetli pizzaların olduğu bir cafe, gözünüzün önünde yapılan kocaman çikolatalar, çeşit çeşit İtalya’ya özgü meyveler, sebzeler, makarnalar ve şekerlerin olduğu, su almaya gireceğim deyip 2 alışveriş torbası ile çıkacağınız, annenizi kesinlikle sokmamanız gereken çok tehlikeli bir yer.
Monumental Cemetery
Burayı Google’a yazıp aradığınızda, ‘nasıl yani mezarlığa mı gideceğim Milano’da?’, dediğinizi duyar gibiyim. Evet, lütfen bu mezarlığa gidin, çünkü çoğu sanat müzesinde daha güzel ama aynı zamanda ürkütücü ve ölüm kadar gerçek. Heykellerin netliğini görünce ve bunların yıllar, hatta yüzyıllar önce yaşamış insanlarşa bağdaştırınca tüyleriniz ürperiyor ve kendinizi tam bir gerilim filminde gibi hissediyorsunuz. Bu arada kapanış saati 18:00 ve tamamen ücretsiz.
Navigli
Son olarak, 5 kanaldan oluşan ve kanalları birbirine köprülerle bağlanmış küçücük bir Venedik vaat ediyorum.
Gün batımı izlemeye ve geleneksel aperetivoların tadını çıkarmaya gelinebilecek, ama eğer şanslıysanız vintage pazarları da görebileceğiniz, akşamları çok romantik olan bir yer. Her bütçeden insana hitap eden bu yerde, isterseniz deniz ürünleri tadabilir, isterseniz bira turuna katılabilir veya aperetivonuzu alıp kanalda Milano’nun yorgunluğunu atabilirsiniz.
