Avcı-toplayıcı insan gruplarının, avladıkları hayvanların kemiklerini topladıkları ve başarılı avcıların da, bu kemikleri boyunlarına taktığı bilinmektedir. Bunun amacı, diğer avcı-toplayıcı gruplara mesaj vermektir: ‘Ben güçlüyüm.’ Tesbihin kökeni de, bir hali ile buraya dayanmaktadır.
Günümüzde hala deve kemiği, bizon boynuzu gibi malzemelerden tesbihler bulunmaktadır. En kıymetlileri de, kaplumbağa kabuğu ve fildişi tesbihlerdir.
Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkan Oltu taşından yapılan Oltu Tesbihler, ülkemizin en değerli tesbihleridir. Rusya’nın Güneyinde ve Gürcistan’da da Oltu çıkmaktadır. Fakat hiçbiri Erzurum’dan çıkan Oltu kadar parlak, saf değildir. Oltu taşı aslında ardıç ağacının fosilleşmiş halidir.
Osmanlı’da, Kuka (tropik bir meyvenin çekirdeği) tesbihler, eve gelen hekimlere sunulmaktaydı. Çünkü Kuka tesbihlerin, eldeki mikrobakterileri öldürdüğü o zamanlarda da bilinmekteydi. Burada amaç, bir nevi hekimin elinin sterilize olmasını sağlamaktır.
İnançlar tarihinde tesbih karşımıza ilk olarak Hinduizm ve Budizm’de, ardından Musevilikte ve en son İslamiyette görülmektedir.
Tesbihin imamesinin ucuna püskül, tepelik veya kazaziye ilave edilir. Trabzon’da birkaç aile tarafından üretilen kazaziyelerin bazıları, birçok tesbihten daha ağır işçilik gerektirir. Dolayısıyla gümüş tel işçiliği ile yapılan bu değerli kazaziyeler birçok tesbihten daha pahalıdır.
Aydın’da efelerin kullandığı tesbihler, geleneksel boncuk sayısının dışında 17’li veya 19’lu olarak imal edilirler. Kökeni bilinmemesine rağmen, efelerin aykırılığından ve aynı zamanda, tesbihi bellerindeki hançerlerinin ucuna taktıkları için 33’lü tesbihin fazla sarkmasından dolayı kısa üretildiği tahmin edilmektedir. Bu tesbihler Efe Boy tesbih olarak literatüre geçmiştir.
Zaza tesbihleri döngüsel değildir. Düz bir çizgi şeklindedir. Bir yerde başlar ve biter. Geleneksel tesbihler ise, döngüseldir.
Nepal’de rahipler (Monklar) kırmızı sicimden, kendi bileklerine göre değişken ve dualarına özel tesbihler yaparlar. Bu tesbihler bilekte taşınır. Hristiyanlıkta ise tesbihler boyuna takılır. Budizm’de tesbihler esnek malzemeden ve renkli, Hristiyanlıkta ise ağırlıklı olarak siyah taşlı ve zincirden yapılır.
Mustafa Kemal Atatürk’e ait, hem kendi kullandığı hem de sonradan hediye olarak koleksiyonunda bulunan tesbihler Anıtkabir’de sergilenmektedir.
Not: Görseller temsilidir.