Merhaba, bu listemde liderlik ile ilgili en belirgin 10 kavramı sıralayacağım. Böylece liderliğin özünde ne olduğu ve nasıl olması gerektiği de zihinlerimizde şekillenmiş olacak.
En basit tabiriyle lideri, “bir grup üyelerinin izlediği kişi” olarak tanımlayabiliriz. Belirli bir zaman diliminde bireylerle müşterek yaşam alanını paylaşan lider, grup amaçlarını gerçekleştirmek üzere elini taşın altına koyar. Bireylerin faaliyetlerini etkiler, yönlendirir. Grup ise, gönüllü olarak ya da ortak amaca yönelik kişisel fayda gözeterek liderin izinden gider.
Hiç şüphesiz liderlik, tarihsel süreç içerisinde çok boyutlu, kapsamlı ve iç içe geçmiş yapılarla karşımıza çıkmıştır. Bu ise liderlik konusunu, hakkında en sık araştırma yapılan konulardan biri haline getirmiştir.
Aşağıda liderlik kavramını farklı yönleriyle anlamamızı sağlayacak 10 terim ve açıklaması yer alıyor.
Kritize Edilebilirlik – Farklı Yorumlanabilirlik
Liderlik hakkında, farklı zamanlarda farklı boyutlardan ele alınıp farklı tanımlar geliştirilmiştir. Bazen bir kişisel özellik olarak ele alınan liderlik, bazen sosyal statü ya da davranış kalıbı/örüntüsü olarak yorumlanmıştır.
“Lider bir bireydir ancak liderlik davranış biçimidir.” diyen de olmuş, lider ve birey arasında çift yönlü etkileşim olduğunu öne süren de… Ancak sanırım tüm bu tanımlamaların en ağır basan özelliği, “etkileme ve yön verme” kabiliyetine dayalı oluşudur.
İkna Kabiliyeti
Bir liderin grubu eyleme geçmeye ikna edebilmesi şarttır. Bunun için öncelikle grup güdülenir, ortak amacın doğruluğuna ve yapılabilirliğine inandırılır ve bu yönde motive edilir.
Yani, lider vasıflı kişinin grubu etkileme, yönlendirme ve yönetme meziyetlerini kendisinde barındırıyor olması gerektiği söylenebilir. Etkilemenin olumlu ve istenen yönde olması gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor.
Kişi ve Grup Potansiyelini Açığa Çıkarma
Lider, o örgütteki insanları ve tüm potansiyeli keşfeder, sınırlarını bilir ve gerçekçi tespitler ışığında başarıya ulaştırır. Söz gelimi, eyleme sıfırdan başlayan ve hiçbir ön bilgisi bulunmayan bir grubu yönetmesi gerekiyorsa, eksikliklerin kabul edilip grup üyelerinin tam donanıma sahip olmaları sağlanmalıdır. Fakat işinin erbabı diyebileceğimiz kadar tecrübeli bir grupla çalışılıyorsa, daha profesyonel adımlar atmada, cesur ve kararlı olmalıdır.
Uzlaşmacı Lider (Favorim)
Liderlikle ilgili okuduğum bir makalede farklı lider tipleri tanımlanmış olduğunu gördüm.
Bunların arasında ilgimi çekenlerden bazıları;
- Başarı odaklı olup grup üyelerini ihmal eden liderler,
- Grup üyeleriyle güçlü iletişimde fakat başarı şartını ıskalayan liderler,
- Hem başarıyı ülküsünden vazgeçip hem de grup üyelerine yabancılaşan liderler.
Benimse bu tipolojiler arasında en makul bulduğum “uzlaşmacı lider” idi. Bu modelde lider hem grup üyelerini küstürmez hem de başarıya odaklanır. Amaçlara doğru sağlam adımlarla ilerlerken üyelerin gereksinimlerini de göz ardı etmez. Zaman zaman başarıya odaklı zorlamalar yapsa da üyeleri ödül ve jestlerle mutlu etmeyi de ihmal etmez.
Takım Olmaksa Tamamen “Kısmet” İşi
Okuduğum makaleler arasında elbette ki talihsiz liderlerin durumundan da bahsedilmiş. Bu anlamda özellikle vurgulayalım ki;
“LİDER ELİNDE ASASI BULUNAN BİR SİHİRBAZ DEĞİLDİR.”
Elbette olanaksız koşullarda performansını olduğu gibi gösteremeyebilir. Grup üyelerinde “Takım Ruhu – Aidiyet Hissi” bulunuyorsa, yaptıkları olumlu sonuçlar verir. Ancak takım ruhundan uzak ve yetersiz, ilgisiz/isteksiz bir ekibi yönetmekle görevlendirilmişse, esefle söylemek gerekir ki, fazla da bir şansı bulunmayacaktır o liderin.
Lider, Grubunu Temsil Edebilmeli
Temsil etmek, literatürde “bir grubun ya da zümrenin tüm özelliklerini üzerinde barındıran bir örnek teşkil etme ve gerektiğinde zümre hakkında söz söyleme yetkisine sahip olmak” tır. Ancak okuduğum makalelerde gördüm ki toplum nazarında buna biraz daha fantastik bir anlam yükleniyor. Zira anketler ve derecelendirme ölçeklerine koyulan;
- “Her durum ve şartta grubunu savunmalı.”
- “Lider grubunun açığını kapatmalı.”
- “Yetersizlikleri grup dışındaki bireylere yansıtmamalı.”
maddelerini işaretleyenlerin çoğunlukta olduğunu gördüm. Tüm bunları birlikte yorumlayacak olursak, denilebilir ki, grubunu liyakatiyle temsil eden bir lider, onu dış dünyaya karşı olabildiğince pürüzsüz, nizam ve intizam içinde olduğu şekliyle anlatmalıdır.
Bireysel Farklılıklar, Değişen Amaçlar
Her ne kadar grupta ortak hedefe odaklanma olgusundan bahsetsek de grup üyelerinin kişisel amaçları birbirlerinden farklılaşabilir. Lider bunları da göz önünde bulundurarak müşterek bir hedef belirlemelidir. Ancak bunu yaparken de bir üyenin amacının diğeriyle çelişmediğinden emin olmalıdır. Yine bu bağlamda konuşacak olursak, yapılacak eylem ve faaliyetlerin de üyelerin fiziki – ruhsal yapılarına uygunluk şartı taşıması gerektiği söyleyebiliriz.
Güç Yetkisini Kullanma, Gerektiğinde Hükmetme
Hükmetme kavramı, liderin üyelere tanıdığı serbestlik ve sınırların boyutunu ifade eden kavramdır. Hükmetme refleksleri yüksek bir lider, daha kesin kurallar koyarken, hükmetmeyi aşırı otokratik bulan bir lider ise kurallar konusunda daha esnek olacaktır. Bu ise tamamen liderin kişisel tecrübelerine dayanarak ve grup dinamiklerini tanıyarak belirleyebileceği bir husustur.
Liderlerin güç yetkisini kullanmasına ise bir çeşit hegemonya diyebiliriz. Ama sakin olun! Her hükmetme baskın otorite anlamı taşımayacağı gibi, hegemonya da kabul görmüş ve razı olunmuş olabilir. Zira bazen ortak hedefe yönelik faaliyet göstermede, birinin telkin edici konumda bulunması, bireyler arasında yaşanabilecek beklenmedik bir kaosun önüne geçebilir.
Max Weber’in Karizmatik Otoritesi
“Karizmatik Otorite” 19. yüzyılın döneme damgasını vurmuş sosyologlarından Max Weber’in kuramıdır. Kendisi kuramı geliştirirken Hıristiyanlığın Katolik Kilisesi’ndeki ayinlerin işleyişinden esinlendiğinin itirafında bulunur.
Bu kavrama göre “Karizmatik Otorite”; doğruluğuna ve hakkaniyetine kendini inandırmış, kendisini coşkuyla izleyen takipçileri bulunan lider kimse, güç-yetke sahibi kişidir. Karizmatik Otorite, ilahi bir gücün kanatları altındadır. Bu yüzden takipçilerini efsunlayıp büyülemişçesine etkisi altına alır. Grup üyeleri onun kendilerini bitimsiz bir huzura ulaştıracağına kesin bir inanç içerisindedirler. Bu yüzden söylediklerine koşulsuz itaat ederler.
Weber’in kuramından çıkaracağımız sonuç ise tartışmasız şu olacaktır:
“Bazen koşulsuz itaat, başarıya ulaştıran temel unsurdur.”
Mutluluk Veren Liderlik
Liderlikle ilgili en belirgin bazı kavramları sıraladıktan sonra, son maddemi Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig” kitabında tasvir ettiği, kendisi mutmain ve halkını da mutlu etmeyi başarmış yöneticinin özelliklerine ayırmak istedim. Buna göre Kutadgu Bilig’de geçen ideal liderin vasıfları aşağıdaki gibi olmalıdır:
- Lider sabır ve sükûnetli olmalı
- Alçak gönüllü ve ılımlı olmalı
- Doğru sözlü ve dürüst olmalı
- Seçkin ve iyi tabiatlı olmalı
- Adil olmalı, hakkı gözetmeli; doğru kanunları koyarak halkın refahını artırmayı bilmeli
- Hayâ ve takva sahibi olmalı
- Cesaretli olmalı
- Fesat ya da kötü kalpli değil iyilik yapmayı seven olmalı; halkına zulmetmemeli
- Yanlış alışkanlıklardan uzak olmalı
- Cömert olmalı, hizmette bulunanları ödüllendirmeli
- Etik değerlerin bilincinde olmalıdır.
Bu listemde genel olarak liderlikle doğrudan ilintili temel bazı kavramları sıraladım. Hiç unutmayalım ki, seçkin bir liderden yoksun olan oluşumlar, geleceğe dönük isabetli hedefler belirleyemezler. Geleceğe sağlam adımlarla ilerlemenin ve huzurun, refahın yolu ise doğru lider öncülüğünde hedefe ilerlemekten geçer.
Umarım liderlik algınızı pekiştirmede bu listem sizlere yardımcı olmuştur.