1 Kasım 2022

Fransız Sinemasının Kurucularından Jean-Luc Godard ve 10 Unutulmaz Filmi

Deniz Özöztürk

~9dk

Kısaca Jean-Luc Godard Sineması

1960’lı yıllarda ortaya çıkan sinema akımı “Fransız Yeni Dalgası”nın en önemli temsilcilerinden biri olan Jean-Luc Godard (1930-2022), yazdığı senaryolar, film eleştirileri ve çektiği filmler ile sinema tarihinin en önemli yönetmenlerindendir. Neredeyse 50 yıl süren kariyeri boyunca film kavramına bakışı ve filmlerinde ele aldığı konular değişse de Godard’ın bütün filmlerinde daha önce yapılmamış ve söylenmemiş olanı aramakta olduğu görülmektedir. Onu sinema tarihindeki en yenilikçi yönetmenlerden biri yapan da işte bu arayışıdır.

Hayatını Yaşamak (Vivre sa vie: Film en douze tableaux, 1962)

IMDB Puanı: 7.9/10

Oyunculuk hayaliyle kocasını ve çocuğunu bırakan, fakat işlerin ters gitmesiyle Paris sokaklarında fahişelik yapmak zorunda kalan Nana’nın (Anna Karnina) anlatıldığı film, farklı temaların ele alındığı 12 kısımdan oluşmaktadır. Nana ve ünlü filozof Brice Parain’in kafedeki sohbetleri filmin öne çıkan sahnelerindendir.


Serseri Aşıklar (À bout de souffle, 1960)

IMDB Puanı: 7.7/10

İlk uzun metraj filmi olan Serseri Aşıklar’da Jean-Luc Godard, seyirciye yanlışlıkla bir polisi öldüren araba hırsızı Michael (Jean-Paul Belmando) ve onun Amerikan sevgilisi Patricia’nın (Jean Serberg) hikayesini anlatır. Filmin hikayesini ünlü Fransız yönetmenler François Truffaut ve Claude Chabrol kaleme almış, Godard senaryolaştırmıştır. İki aşığın konuştuğu araba sahnesinde kullanılan “jump cut” adı verilen kesmeler filme ayrı bir hava katmış ve Godard’ın hikâye anlatımında sinematik ögeleri nasıl ustaca kullandığını seyirciye kanıtlamıştır.   

Çete (Bande à part, 1964)

IMDB Puanı: 7.6/10

Franz (Sami Frey) yeni tanıştığı Odile (Anna Karina) isimli sinefil ve yalnız kadından, babaannesinin evinde sakladığı paraları öğrenir. Franz ve arkadaşı Arthur (Claude Brasseur) Odile’i ikna ederek mükemmel bir soygun planlarlar. Fakat işler istedikleri gibi gitmez. Bernardo Bertolucci’nin The Dreamers (Düşler, Tutkular ve Suçlar, 2003) adlı filmde bu filmden kesitler kullanılmıştır.

Çılgın Pierrot (Pierro le fou, 1965)

IMDB Puanı: 7.5/10

Mutsuz evliliğinden sıkılmış Ferdinand Griffon (Jean-Paul Belmondo), karısı ve çocuklarını bırakıp çocuk bakıcıları Marianne (Anna Karina) ile Akdeniz kıyılarına kaçmaya karar verir. Bu yolculuklarında kriminal olaylara karışacak, gangsterlere bulaşacak ve başlarına türü belalar açacaklardır. Filmin senaryosu Lionel White’ın Obsession adlı kitabından serbest bir uyarlamadır. Çılgın Pierrot; görüntüleri, kullanılan müzikleri ve akıcılığı ile izleyiciye güzel bir film deneyimi sunar.

Nefret (Le mépris, 1963)

IMDB Puanı: 7.5/10

Yapımcı Jeremy Porokosh (Jack Palance) Homeros’un Odysseia eserinin film uyarlaması üzerinde birlikte çalıştığı yönetmenin gişede yeterince başarılı bir film ortaya çıkaramayacağını düşünür ve senaryo üzerinde değişikliler yapması için senarist Paul Javal’ı işe alır. Paul sete giderken karısı Camille de ona eşlik edecek ve sette yaşanan olaylar çiftin evliliklerinin çatırdamasına yol açacaktır. Başarısız yönetmen rolünü Alman sinemasının öncü yönetmenlerinden olan Fritz Lang’ın canlandırmış olması, filmle alakalı tatlı bir detaydır.

Kadın kadındır (Une femme est une femme, 1961)

IMDB Puanı: 7.4/10

Anne olmak isteyen egzotik dansçı Angela (Anna Karina), baba olmaya hazır olmayan sevgilisi Émile (Jean-Cladue Brialy), Angela’ya aşık ve baba olmaya aday Alfred (Jean-Paul Belmondo) arasında yaşananların anlatıldığı müzikal tarzında bir film olan Kadın Kadındır, ayrıca Godard’ın ilk renkli film olma özelliğinden dolayı önem taşımaktadır.

Masculin féminin (1966)

IMDB Puanı: 7.4/10

İdealist ve entelektüelliğe odaklı bir genç olan Paul ve şarkıcı, pop sanatçısı Madelenie arasındaki ilişkinin anlatıldığı Masculin Feminin filmi ile Jean-Luc Godard, izleyicisine 60’lı yılların Fransız gençliğini, “Marx ve Coca-Cola’nın çocukları”nın trajikomik yaşantısını eleştirir.

Le petit soldat (1963)

IMDB Puanı: 7.1/10

Oldukça tartışmalı bir konu olan Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nı konu alan film; savaşın iki farklı cephesinde yer alan foto muhabir Bruno Subor (Michel Subor) ve onun âşık olduğu gizemli kadın Veronica’yı (Anna Karina) anlatır. Film aslında Godard’ın ikinci uzun metraj filmidir; fakat politik içeriğinden dolayı filme sansür uygulanmış ve film 1963’te, tamamlandıktan üç sene sonra, vizyona girebilmiştir. Filmin ana karakteri Bruno’nun “Fotoğraf gerçek… sinema saniyede 24 kere gerçektir.” sözü Godard’ın sinemaya bakışını gösterir niteliktedir.

A Married Women (Une femme mariée: Suite de fragments d’un film tourné, 1964)

IMDB Puanı: 7.1/10

Film eşi ve sevgilisi arasında kalmış bir kadın olan Charlotte’un (Macha Méril) hikayesini anlatmaktır. Eşi Pierre (Philippe Leroy) ve üvey çocuğu ile Paris banliyösünde yaşadığı burjuva hayatının ona sunduklarından memnun olan Charlotte’un eşi ile arasındaki tutku sönmektedir. Charlotte, kaybettiği bu tutkuyu sevgilisi Robert (Bernard Noël) ile bulmuş olsa da amatör oyuncu sevgilisinin ona karşı olan duygularından da emin olamamaktadır. Gelişen olaylar ne eşine ne de sevgilisine duyduğu aşktan emin olmayan kadını bir seçim yapmaya zorlayacaktır. Filmde anlatılan hikâyenin arka planında İkinci Dünya Savaşı’nın ve holokostun izlerini görmek mümkündür.

Alphaville (Alphaville, une étrange aventure de Lemmy Caution, 1965)

IMDB Puanı: 7.0/10

Lemmy Caution Alphaville şehrine gidip orada kayıp ajan Henri Dickson’ı (Akim Tamiroff) bulmak ve şehirde olup biteni öğrenmek üzere görevlendirilmiş bir hükümet ajanıdır. Alphaville şehrini ilginç kılan Profesör VonBraun’un ürettiği Alpha90 adlı bir makinenin teknolojik diktatörlüğünde yönetilmesidir. Şehirde makine tarafından şiirsellik, aşırı duygular, sorgulama gibi insana ait özellikler yasaklanmıştır. Distopik bir bilim-kurgu olması ve içerdiği politik mesajlarıyla film izleyenlere George Orwell’in 1984 adlı romanını hatırlatabilir.

Ayrıca Lemmy Caution aslında Peter Cheyney’in ünlü suç romanı serisinin karakteridir ve serinin film uyarlamalarında da Alphaville filminde olduğu gibi Eddie Constantine tarafından canlandırılmıştır.

BONUS I

Week End (1967)

IMDB Puanı: 7.0/10

Week End sıradan bir çiftin aile ziyareti için kırsala giderken trafikte sıkışmasıyla başlayan sürreal bir yol hikayesidir. Çiftin yolculukları boyunca başlarına gelen talihsizler ve karşılaştıkları engeller ile burjuvazi ilginç bir şekilde eleştirilmiştir.

BONUS II

La chinoise (1967)

IMDB Puanı: 6.9/10

La Chinoise bir grup gencin kırmızı el kitabı etrafında toplanıp Mao’yu incelemesini anlatan ve güçlü politik mesajlar içeren bir filmdir. Filmin oyuncu kadrosunda Jean-Pierre Léaud, Anne Wiazemsky, Michalel Semeniako, Juliet Berto gibi isimler yer almaktadır.

10 Maddede Sinema Akımları ve Sinemada Auteur Kuramı yazılarımız da ilginizi çekebilir.

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button
Deniz Özöztürk

Deniz Özöztürk

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.