Jack London’un, bulaşıcı bir hastalığın insanları nasıl etkisi altına alabileceğini ileri görüşlü bir bakış açısıyla yazdığı, çok beğendiğim ve sizin de beğeneceğinizi düşündüğüm “Kızıl Veba” eserinden 10 çarpıcı alıntıyı sizin için derledim.
Keyifli okumalar dilerim…
“Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de, güçlüsü de zayıfı da, hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da… Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu.”
“Yiyecek getirenlerse bizim kölelerimizdi. Ellerindeki bütün yiyecekleri kendimize alır, aç kalmayıp çalışarak bize yiyecek getirmeye devam etsinler diye onlara da azıcık bir şeyler verirdik…”
“İnsanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkûmdur. Sayımız artınca ve herkese yer olmadığını hissettiğimizde birbirimizi öldürmeye başlayacağız.”
“Bir yandan tüm bu salgınlar yaşanırken, bir yandan da yenileri çıkmaya devam etti çünkü dünyadaki kadın ve erkek sayısı çok artmıştı… İnsanlar daha kalabalık yaşadıkça yeni yeni mikroplar çıkıp salgın hastalıklara neden oluyordu…”
“Kitaplar olsun veya olmasın, içlerindeki eski gerçekler tekrar keşfedilecek, eski yalanlar tekrar devreye girecek, orada yazılan yaşantılar tekrar yaşanıp sonraki kuşaklara aktarılacak…”
“İnsanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkumdur.”
“Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır.”
“Uygarlığımızın ortasında, fakir semtlerimizde, işçi mahallelerimizde bir barbarlar, yabaniler ırkının doğmasına neden olmuştuk ve şimdi biz felaketi yaşarken onlar da vahşi hayvanlar gibi üstümüze saldırıyor, bizi yok ediyorlardı.“
“Her yandan yardım isteyen çığlıkların geldiği bu tür sahnelere fazlasıyla tanık olmak, insanın kalbini taşa çeviriyordu.”
“Uygarlık çöküyor ve artık herkes kendisi için yaşıyordu.”
BONUS
“Çocukluğumda ve gençliğimde bildiğim o muhteşem dünya silindi gitti. Artık yok.“
