Hiçbir genetik faktör, çevre etkisinden bağımsız olmasa da ben yeteneğin doğuştan geldiğine inananlardanım. Bu yazımda sizlere sanat için doğmuş birinden bahsetmek istiyorum: Fazıl Say

Ailesi ve Çocukluğu
Fazıl Say, 14 Ocak 1970 tarihi Ankara doğumludur. Bana sorarsanız; Ankara, sanat için doğmuş insanların memleketidir. Hangi sanatçıya baksam ya Ankara doğumlu ya da hayatının bir dönemi Ankara’da geçmiş. Soğuk ve kırsal ikliminin en büyük tezatlığı, insanının bir o kadar sıcak ve samimi olmasından ötürü herhalde. Hem genetik hem de çevresel yönden müzik için evren tarafından desteklenmiş bir sanatçıdır sevgili Fazıl Say. Babası yazar, edebiyatçı ve müzikolog Ahmet Say’dır.
Kader, harekete geçmeyenlere asla yardım etmez (Sophokles), derler bilir misiniz?

Dudak damak yarığı ile dünyaya gelen Say, bebeklik döneminde bir ameliyat geçirdi ve yarık dudağı dikildi. Doktorunun üflemeli çalgı çalması önerisi üzerine melodika çalmaya başladı. Bu sayede müzik kariyerine dolaylı yoldan başlamış oldu.
Dört yaşında piyanoya başlayan Say, Ankara Devlet Konservatuarı’nda Üstün Yetenekli Çocuklar için Özel Statüde öğrenim görmeye başlamıştır. İlk bestesini 14 yaşında yaptığı söyleniyor.

Kariyerinin İlk Yılları
1987 yılında, konservatuarı bitiren genç piyanist, Almanya’nın DAAD bursuyla bu ülkeye gitti. Duesseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda ABD’li piyanist David Levine’in öğrencisi oldu. Dünyanın önde gelen Schubert yorumcularından olan Levine, “Yaratıcı Yorumculuk” açısından örnek bir piyanisttir. Fazıl Say, piyanist kimliğinde onu örnek almıştır.
1991 yılında, ‘Konser Piyanisti’ diplomasını alan besteci, Berlin’e yerleşerek profesyonel müzik yaşamına atıldı. Uluslararası ilk başarısı, Avrupa Birliği’nin düzenlediği Avrupa Piyano Yarışması’nda kazandığı ödüldür. Aynı yıl Berlin Senfoni Orkestrası’nın kendisine sipariş ettiği konçerto, bu orkestranın eşliğinde kemancı Götz Bernau ve bestecinin solistliğinde dünya prömiyeri olarak seslendirildi. 1992’de Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano ve oda müziği öğretmenliğine getirildi.

Dünya Birinciliği
1994 yılı, piyanist ve bestecimizin kariyerinde dönüm noktasıdır: Genç Konser Artistleri Avrupa Yarışması’nda birinci olduktan sonra, New York’ta yapılan kıtalararası yarışmada dünya birinciliğini aldı; Radio France Beracasa Vakfı, Paul A. Fish Vakfı, Boston Metamorphos Orkestrası, M. Clairmont Vakfı gibi kuruluşların ödülleriyle onurlandırılması, kariyerini New York’ta sürdürmesini sağladı.
1995 yılından günümüze uzanan süreç içinde tırmanışını sürdüren Fazıl Say, Fransa ağırlıkta olmak üzere Avrupa ülkelerinde ve beş kıtada etkinliklerini sürdürüyor ve günümüzün önde gelen şef ve orkestralarının eşliğinde konserler vermekte, ünlü salonlarda resitaller veriyor.

Birlikte Çaldığı Orkestralar
Fazıl Say kariyeri boyunca New York Filarmoni, Sankt Peterburg Filarmoni, Amsterdam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Çek Filarmoni, İsrail Filarmoni, Fransa Ulusal Orkestrası, Tokyo Senfoni gibi orkestralar eşliğinde konserler verdi.
2007 Floransa Festivali’nin kapanış konserinde Zubin Mehta’nın yönettiği Floransa Orkestrası ile yirmi bin kişi tarafından izlenen bir açık hava konseri verdi.

Kara Toprak
Yine 2007 yılında Montreux Caz Festivali’nde piyano jürisinin başkanlığını yapan Say’ın, Türk saz şairi Aşık Veysel’in”Kara Toprak” adlı halk şarkısından esinlenerek bestelediği piyano parçasını da içeren aynı başlıklı CD, Amerika Birleşik Devletleri’nde Billboard listelerinde 6. sıraya yükseldi. Ne mutlu bizlere!

Önemli Ödülleri ve Büyük Başarıları
1995 yılında Radio France/ Beracasa Vakfı Ödülü, Paul A. Fish Vakfı Ödülü, Boston Metamorphosen Orkestrası Solist Ödülü ve Maurice Clairmont Vakfı Ödülü’nü aldı.
1998 yılında Telerama Ödülü ve RTL Televizyonu Ödülü’nü aldı.
2000 yılında Le Monde de la Musique Ödülü, Diapason d’Or (Altın Plak) Ödülü, Classic Ödülü ve Le Monde Ödülü’nü aldı.
2007 yılında Floransa Müzikal Mayıs Festivali’nde yaşayan en büyük orkestra şeflerinden Zubin Mehta eşliğinde 20 bin kişiye açık hava konseri verdi.
2008 yılında Avrupa Birliği kendisine “Kültür Elçisi” unvanını verdi. 2016’da dünyanın en prestijli müzik ödüllerinden biri olan Beethoven İnsan Hakları, Barış, Özgürlük, Yoksullukla Mücadele ve İçselleşme Ödülü’ne layık görüldü.

İsmi ve Kaderi
Fazıl kelimesi Türkçe’de “faziletli, seçkin, üstün” anlamına gelir.
İnsanların isimlerini kaderlerini tayin eder mi bilmem ama bence sevgili Say, Fazıl isminin hakkını veren, dünyada sanatıyla alkışlanılması gereken nadir insanlardan biri. Ülkemde böyle bir sanatçının var olması, sanata olan inancımı daha da güçlü kılıyor. Başarılarını destekliyor ve kendisine saygılarıma sunarak tebrik ediyorum.
Sevgilerle…

Tüm Ödülleri
- Avrupa Birligi Piyano Yarışması, 1991
- Genç Konser Solistleri Yarışması Avrupa Birinciliği, 1994
- Genç Konser Solistleri Yarışması Dünya Birinciliği, 1995
- Radio France/Beracasa Vakfi Ödülü, 1995
- Paul A. Fish Vakfı Ödülü, 1995
- Boston Metamorphosen Orkestrası Solist Ödülü, 1995
- Maurice Clairmont Vakfı Ödülü, 1995
- Telerama Ödülü, 1998, 2001
- RTL Televizyonu Ödülü, 1998
- Le Monde de la Musique Ödülü, 2000
- Diapason d’Or ( Altın Plak ) Ödülü, 2000
- Classica Ödülü, 2000
- Le Monde Ödülü, 2000
- Avusturya Radyo-TV Ödülü, 2001
- Deutsche Phono Akademie ECHO Ödülü, 2001

Albümleri
- ‘Wolfgang Amadeus Mozart’, Warner Music France
- ‘Fazıl Say’, Troppenote Recordings
- ‘George Gershwin’, Teldec Classics International
- ‘Igor Stravinsky’, Teldec Classics International
- ‘Johann Sebastian Bach’, Teldec Classics International
- ‘Peter Ilyich Tchaikovsky’, Teldec Classics International
- ‘Franz Liszt’,
- ‘Johann Sebastian Bach, Teldec Classics International
- ‘Wolfgang Amadeus Mozart’
Türkiye’de Yetişmiş ve Dünya Çapında Tanınan En Başarılı Müzisyenlerden Biri: Fazıl Say yazımız da ilginizi çekebilir.
BONUS
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin
Bana yol göstermelisin
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi
Nedir; dedim bu yaşamak?