İstanbul’un işgalinin ardından Roma İmparatorluğu’nun varisi kabul edilen Fatih Sultan Mehmet, 1058 yıllık Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’na son verdi. Bu olay bazı tarihçiler tarafından Orta Çağ’ın sonu ve Yeni Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edildi. Bir zamanlar güneşin batmadığı köklü Osmanlı İmparatorluğu’nun şekillenmesini sağlayan büyük han Fatih Sultan Mehmet’i 10 maddede tanımaya çalışalım.

Şehzade II. Mehmet Kimdir?
Fatih Sultan Mehmet veya II. Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahıdır. 30 Mart 1432’de doğmuştur. Babası II. Murat, annesi Hüma Hatundur.
Anlatılanlara göre; Şehzade Mehmet konuşmayı öğrendiği ilk günden itibaren sorular sormaya başlamıştı. Çevresindeki birçok şeyin anlamını merak eden şehzade, sorularıyla hocalarını zorlardı. Onu tatmin edebilecek bilgi birikimine sahip tek kişi, dönemin önde gelen alimlerinden Molla Gürani’ydi.


Eğitimi
Molla Gürani’nin yanında hocasının birikimiyle kısa sürede Kur’an-ı Kerim’i hatmetmiş ve Farsça öğrenmişti. Doğu’nun ilminin yanında Batı’nın tarihini, bilimini ve felsefesini de öğrenen şehzade, Latince ve İtalyancayı ana diline yakın seviyede konuşuyordu. Ders vaktinin dışında da hocalarına Makedon kralı Büyük İskender’in, Roma İmparatoru Sezar’ın Spartalıların, Truvalıların hikayelerini anlattırıyordu. Şehzade Mehmet, Truvalılar ile Yunanlar arasında geçen savaşı anlatan Homeros’un İlyada’sını orijinal aslından okuyabilmek için Antik Yunanca da öğrenmişti.

Tahta Çıkışı ve Tahttan İnişi
Sultan II. Murat, oğlu veliaht şehzade Alâeddin’i kaybedince büyük bir üzüntüye kapılmıştı ve yeni veliaht şehzade Mehmet olmuştu. II. Murat tahtı oğlu şehzade Mehmet’e bırakıp haçlılarla barış anlaşması imzalayarak tahttan çekildi. Haçlılar Osmanlı tahtının başına 12 yaşında bir çocuğun geçmesini fırsat bilerek anlaşmayı bozdular. II. Mehmet paşaların ve vezirlerin baskısına rağmen tahtı geri vermek istemiyordu. Fakat savaşa henüz hazır olmadığını ve askere otoritesini kanıtlayamayacağını gayet iyi biliyordu. Bu sebeplerden ötürü, tahttan çekildi.

Tarihi Mektup
Babası II. Murat’a yazdığı tarihe geçen mektup bugün hâlâ etkisini korumaktadır:
“Ey benim canım babam! Eğer padişah sizseniz lütfen ordunun başına geçiniz. Yok eğer ben padişahsam, emrediyorum ordunun başına geç.”

Kralın Dönüşü
7 yıl boyunca kendini hiç durmadan geliştiren Şehzade Mehmet, Konstantin’i fethetmek için birçok plan yapmıştı. 1000 yıldır aşılamayan 22 km uzunluğunda, 4,5 metre genişliğinde kalın Bizans surlarını delebilecek 680 kiloluk gülleleri ateşleyebilen toplar tasarlamıştı. 1451 yılında Sultan II. Murat’ın vefatı üzerine Edirne’ye gelerek yenide tahta geçen 20 yaşındaki Sultan Mehmet artık çok daha güçlüydü.

Büyük Hayale Doğru Yürümek: Konstantin’in Fethi
Bizans bir savaşa girdiği zaman, başta Cenevizliler olmak üzere birçok ülke onlara boğaz yoluyla yardım ediyordu. Bu yüzden ilk iş, boğazın kontrolü ele alınmalıydı. Sultan II. Mehmet, bu sebeple Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı’nın inşa edilmesini emretmişti. Hisar, boğazın kontrolünün Osmanlıya geçmesini sağlayacaktı. Fakat bir sorun vardı. Hisardaki topların menzili Boğaz’dan geçen gemileri vurmaya yetmiyordu. Bu soruna çareyi yine Fatih Sultan Mehmet bulmuştu. Topları denize sıfır yerleştirmiş ve topların ateşlenme açısını da bizzat kendisi hesaplamıştı.


“Onlar korkularından denizi zincirleyecek kadar akıllı ise, biz gemileri karadan yürütebilecek kadar deliyiz.”
Gemileri karadan yürütmekle kalmamış, bölgenin coğrafi yapısını da çok iyi bildiği için gemilerin hangi yollardan gideceğini de kendi seçmişti. Savaştaki son büyük hamlesini de astronomi bilgisini kullanarak yapmıştı. Sultan II. Mehmet Han ayın ne zaman tutulacağını önceden hesaplamıştı. Osmanlı ordularının hem karadan hem geceden en büyük saldırılarını yaptıkları gece gökyüzü kırmızıya bürünmüştü. Bu manzarayı gören Bizans askerleri, komutanları ve halkı kıyametin koptuğunu düşünmüşlerdi. Moralleri tamamen bozulmuştu. Ve şehir kısa bir süre sonra düşmüştü.

Bir Rüyanın Gerçekleşmesi
29 Mayıs 1453 günü Sultan II. Mehmet alınılamaz denilen Konstantin’i zekası, hırsı ve çalışkanlığıyla fethederek bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmıştı. “Fatih” unvanını da bu büyük zaferle almıştı. Ve tarih artık bir efsanenin daha adını kaydetmişti.

Sona Yaklaşırken
Ömrünün büyük bir kısmını at sırtında fetihler yaparak geçirdi. Nasıl ki kılıcıyla toprakları fethediyorsa saraya döndüğünde de dönemin âlimleriyle bir araya geliyor ve sonsuz bilgi deryasına dalıyordu. Fatih Sultan Mehmet, 49 yaşında fazla doz ilaç verilerek belki de zehirlenerek vefat etti.

Büyük Kütüphanesi
Topkapı kütüphanesinde geometri kitabı Öklid, Homeros’un İlayda’sı, İncil lügati, İstanbul arkeolojisini anlatan bir kitap, tarım üzerine Yunanca 11 kitaptan oluşan bir koleksiyon, fabllar, tıp kitapları, taşlar ve hayvanlar hakkında bir kitap, Zebur’un Yunanca tefsiri, Büyük İskender’in fetihlerini anlatan bir kitap, Hz. Süleyman’ın sihir kitabı, Aristo’nun Oluşum ve Yok Oluş kitabı, Ege Denizinin atlası, bilinen dünyanın coğrafi haritaları ve çok daha fazlası vardı.
Her büyük başarının arkasında bir hayal yatar. İlhamımızı tarihimizden alıyor ve biz de tarihe yön verme gayesini içimizde taşıyoruz.