Bir alternatif tıp yöntemi kabul edilen Reiki, 20. yüzyılın başında Japonya’da ortaya çıkmıştır.
Eski şifa yöntemlerini araştıran Mikao Usui tarafından günümüze taşınan Reiki, enerji aktarımı ile ruhsal ve fiziksel şifa vermeye dayalı bir tekniktir. Kökeni, binlerce yıl önce uygulanan ve enerji ile iyileşme yöntemi olan Raku-Kei’ye dayanmaktadır.
Japoncada REİ, her yerde var olan; Kİ ise, ruhsal yaşam enerjisi anlamlarını taşımaktadır. Evrensel yaşam enerjisi olarak tercüme edilen Reiki’nin ezoterik açıklaması, yüce kaynağın bilincini taşıyan, ruhsal amaçla çalışan yaşam gücü enerjisidir.
Bir din ya da inanç sistemi değildir. Bu yüzden her yaştan, herkes tarafından uygulanabilir.
Herhangi bir hastalığın tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmamış olsa da bazı araştırmalar Reiki’nin ağrıları azalttığını ve iyileşme sürecine katkıda bulunduğunu ortaya koymuştur. Bazı araştırma sonuçlarında ise, plasebo etkisi oluşturduğu belirtilmiştir.
Herkes tarafından kabul edilen bilimsel bir kanıt olmasa da dünyanın pek çok yerinde Reiki klinikleri bulunmaktadır.
Mikao Usui, Reiki şifa yöntemlerinin uygulandığı Usui Reiki Ryoho Gakkai isimli bir organizasyon kurmuştur. Bu organizasyon günümüzde de çalışmaya devam etmektedir.
Reiki’nin Batı’da yayılmasını sağlayan, Mikao Usui’nin öğrencisi Chujiro Hayashi’nin öğrencisi Hawayo Takata’dır.
Reiki’nin beş prensibi vardır:
- Sadece bugün, hiçbir şeye kızma, öfkelenme.
- Sadece bugün, hiçbir şey için endişelenme.
- Sadece bugün, sahip olduklarına şükret.
- Sadece bugün, tüm insanlara karşı nazik ol.
- Sadece bugün, kendini işine ada.
Fiziksel, zihinsel veya psikolojik rahatsızlıkların tümünde uygulanabilir. Çünkü, hastalıkların enerji dengesizliklerinden, yaşam enerjisinin düşmesinden ve negatif enerjiden kaynaklandığına inanılıyor.
Reiki’nin beden ile ruhu dengeleyerek yaşam enerjisini artırdığı ve güçlendiği, böylece daha sağlıklı olmayı ve sağlığı korumayı sağladığı düşünülüyor.
Çok sayıda Reiki uygulamacısı (sensei / usta) ve kimi araştırmalar Reiki’nin;
- Birçok hastalığın tedavi sürecinde tamamlayıcı teknik olarak kullanıldığını,
- Zihinsel ve bedensel gerginliği azalttığını,
- İlaçların yan etkisini azalttığını,
- Yorgunluğu ve isteksizliği giderdiğini,
- Pozitif enerjiyi arttırdığını,
- Ruhsal farkındalığın ve sezgisel yeteneklerin artmasına yardımcı olduğunu,
- Yaşam enerjisini arttırdığını,
- Beden-zihin-ruh dengesinin kurulmasını sağladığını,
- Stres, endişe ve korku duygularının aşılmasına yardımcı olduğunu,
- Düşüncelerin netleşmesini sağladığını,
- Odaklanmaya yardımcı olduğunu,
- Öfke ve nefret gibi kişiye zarar veren duyguların azalmasını sağladığını, vb. ifade ediyor.
Reiki’ye göre insan, fizik bedenden ve enerji bedenden oluşuyor.
Bedendeki önemli enerji merkezlerine ise, Sanskritçede ateş çarkı veya tekerlek anlamına gelen ‘Çakra’ deniyor.
Yedi temel enerji merkezi (çakralar) hormonal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde ya da yakınında konumlanmış ve omurgayla kesişmektedirler.
Reiki ve yoga gibi çeşitli uygulamalarla kapalı çakraların açıldığına, böylece arınma ve şifalanmanın gerçekleştiğine inanılmaktadır.
Teknik bilginin öğrenilmesine ek olarak bir Reiki ustası tarafından öğrencisine Reiki kullanma yeteneğini aktarmasıyla (el vermek) kişi, Reiki’yi uygulamaya başlayabilir.
El verme, yeteneğin aktarılması işlemi öğrencinin enerjiye uyumlanması anlamına gelir.
Reiki ustaları, Reiki’nin bir zekası ve bilinci olduğunu belirtmektedir. Bu yüzden Reiki ne amaçla kullanılırsa, enerji, o enerjiye ihtiyaç duyan alana yönelmektedir.
BONUS
Reiki’nin Kundalini, Karuna Ki, İmera ve Violet Flame gibi kendi içinde ayrılan şifa sistemleri ile Takyon, Altın Üçgen gibi farklı frekanslarda ve amaçlarda kullanılan araçları da bulunmaktadır.
Not I: Listemizi hazırlarken –görece- objektif olduğuna inandığımız çok sayıda kaynaktan faydalandık. Konuyla ilgili karşılaşacağınız kaynaklarda birbirine yakın da olsa farklı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Not II: Liste yalnızca bilgilendirme amacıyla bir kaynak olarak hazırlanmıştır. İçerisinde yer alan teknik ve uygulamalar, uzmanlara danışılmadan denenmemelidir.
