Deniz Gezmiş, idamının üzerinden neredeyse yarım asır geçmiş olsa da, milyonların andığı ve görüşlerini takip ettiği bir kişi oldu.
Deniz Gezmiş, öğretmen bir çiftin çocuğuydu. 27 Şubat 1947’de Ankara Ayaş’ta doğdu ve genç yaşında, henüz 25 yaşında mücadele ve protestolarıyla doldurduğu hayata 6 Mayıs 1972’de gözlerini yumdu.
Aşırı solcudur aşk. Bu yüzden insanların sol yanını hedef alır. Ve aşk bu kadar solcuyken içinden sağ çıkmak imkansızdır.
Liseyi İstanbul’da okudu. Lise yıllarında sol görüş ile tanıştı ve genç yaşta eylemlere katıldı.
Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içerisinde fazla şeyler yapabilmektir.
18 yaşında Türkiye İşçi Partisi Üsküdar İlçe Başkanlığına aday oldu. 31 Ağustos 1966’da temizlik işçilerinin Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında Türk-İş yöneticilerini protesto ederken gözaltına alındı. Böylece ilk defa göz altına alınmış oldu.
1966 yılı Kasım ayında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite eğitimine başladı. Kıbrıs Mitingi esnasında ABD bayrağını yakmasından dolayı gözaltına alındı.
Yaptıklarımızın haklı oIduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. (…)
30 Ocak 1968’de Hukuk Fakültesinde Devrimci Hukuklular Örgütü’nü kurdu. Fen Fakültesinin konferans salonunda konuşma yapan Bakan Seyfi Öztürk’ü protesto ederek tutuklandı. 56 gün tutuklu kaldıktan sonra 2 Mayıs 1968’de tutuklu yargılanarak serbest bırakıldı.
Öteden beri arz etmiş olduğum gibi, bu ülkede Anayasa’yı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa’yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa’nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz.
23 Haziran 1969’da FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu) Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte program hazırladıktan sonra hakkında tutuklama kararı çıkmasından ötürü Filistin’e kaçtı.
1 Eylül 1969’a kadar Filistin’de silahlı bir eğitim kampında kaldı. Üniversiteyi işgalinden dolayı Hukuk Fakültesi’nden atıldı. Okulda yapılan araştırmalarda Deniz Gezmiş’e ait olduğu öne sürülen silahlar ele geçirilince 20 Aralık 1969’dan 18 Eylül 1970’e kadar hapis yattı.
Hapisten çıktıktan sonra Hüseyin İnan ve Sinan Cemgil ile birlikte THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) kurdu. Türkiye’nin ilk silahlı siyasi örgütü THKO, bağımsız ve demokratik Türkiye mücadelesi yürütüyordu. 4 Mart 1971’de yayınladıkları bildiri ile örgüt kamuoyuna tanıtılmış oldu.
Burada ölen yalnızca bedenimdir ki zaten ölümlüydü ve ölecekti. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak.
11 Ocak 1971’de Ankara İş Bankası, Emek Şubesi’nin soygununda yer aldı. 12 Mart darbesinden sonra Yusuf Aslan ile Sivas’a ilerlerken motosikletlerinin bozulmasının ardından gelen ihbarla 16 Kasım’da tutuklandı. 9 Ekim 1971’de idama mahkum edilmişti. 6 Mayıs 1972 tarihinde, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan ile birlikte 01.00-03.00 saatleri arasında Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edildi.
ÖIdürdün mü sandın beni cellad, 6 Mayıs’ta? Say bakalım o günden bugüne doğan çocukların adını. Kaçı Cellad, kaçı Deniz?
Cenazesinin devrimci arkadaşı Taylan Özgür’ün yanına gömülmesini istedi. İdam sehpasındaki son sözleri “Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler! Kahrolsun kapitalizm!” oldu.
İdamından sonra onun adına pek çok şiir yazıldı, pek çok söz söylendi ve her devrin devrimcilerinin sembolü oldu. İdamından önce babasına bir mektup ve el yazısıyla yazdığı şiir kaldı ondan geriye. İşte, o şiir:
Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
Darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
Kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
Sunmayacak mıyım
İnsanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
İnsanlara?