25 Mart 2025

Kültür, Kimlik ve Alışkanlıklar: Davranışlarımızı Şekillendiren 10 Sosyolojik Gerçek

Burcu Tur Yüksel Akay

~7dk

‘Kültür Şoku’ yaşamak için uzaklara seyahat etmemize gerek yok

Kültür şoku, kişinin alışkın olduğu kültürel ortamdan farklı bir ortama girdiğinde yaşayabileceği bir durum olarak tanımlanabilir. Ancak genel kanının aksine, kendi toplumumuz içinde de kültür şokunu deneyimleyebiliriz.

Örneğin; yeni bir işe başlamak, farklı bir şehre taşınmak ya da alışkın olunmayan bir sosyal gruba dahil olmak, aynı toplum içinde kültür şoku yaşamamıza sebep olabiliyor.

yolculuk havaalanı

Kültürümüzü yansıtan unsurlar

Gülmekten hediyeleşmeye kadar hayatımızın birçok noktasında algımızın ve davranışlarımızın kültürümüze göre şekillendiğini hepimiz kolaylıkla fark edebiliriz. Bu unsurlardan biri de yemek yeme alışkanlıklarımız. Bu noktada hem ne yediğimizi hem de nasıl yediğimizi kültürümüz şekillendiriyor. Elle yemek yemek, çubuk kullanmak ya da sofrada belirli bir düzende oturmak, ait olduğumuz kültürü yansıtıyor. Örneğin; bazı toplumlarda yemek paylaşımı veya ortak tabaktan yemek yaygınken bazı kültürlerde bireysel porsiyonlar tercih ediliyor.

Ayrıca yemek kültürü, birçok toplumda sosyal bağları güçlendirmenin yanı sıra geleneklerin de bir parçası olarak yaşamaya devam ediyor.

Çöp Şiş
Photo by ENESFİLM

Ritüelleri neden seviyoruz?

Ritüeller, insanlığın tarih boyunca sürdürdüğü en güçlü sosyal davranışlardan biri.

Düğünlerden cenazelere, doğum günlerinden yılbaşı kutlamalarına kadar birçok ritüel, topluluk içinde kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor. Ayrıca uzmanlar, ritüellerin aidiyet duygumuzu güçlendirerek hayatımızdaki belirsizlik ve stresle başa çıkmamızda önemli bir rol oynadığını belirtiyorlar.

dilek ağacı

Kişisel alan ve mahremiyet algımız nasıl şekilleniyor?

Kişisel alan algımız, mahremiyete nasıl baktığımız veya samimiyet göstergesi olarak kabul ettiğimiz durumlar, içinde yaşadığımız toplumun normlarıyla şekilleniyor.

Örneğin; Akdeniz ve Orta Doğu toplumlarında fiziksel temas ve yakın mesafe samimiyetin göstergesiyken, İskandinav ülkelerinde bu durum, kişisel alan ihlali olarak algılanabiliyor.

friendship

Dil, düşünce biçimimizi etkiler mi?

Farklı diller konuşan insanların dünyayı farklı şekillerde algıladıkları bilinen bir gerçeklik. Hopi yerlilerinin dilinde zaman kavramının Batı dillerindeki gibi geçmiş, şimdi ve gelecek olarak ayrılmadığı için zamanı daha akışkan bir şekilde algılamaları bunun en belirgin örneklerinden biri.

Ayrıca dilin insanların düşünme biçimlerini şekillendirdiğini gösteren birçok araştırma, yeni bir dil öğrenmenin dünyayı algılama biçimimizi genişletebildiğini kanıtlamıştır.

sohbet

Beden dili evrensel midir?

Özellikle dilini bilmediğimiz biriyle iletişim kurarken sıklıkla başvursak da beden dili evrensel değil.

Örneğin; Batı toplumlarında başı yukarı aşağı sallamak ‘evet’ anlamına gelirken bazı Orta Doğu ülkelerinde ‘hayır’ anlamına geliyor.

Peki, renkler?

Renkler, kültüre bağlı olarak çok farklı anlamlar taşıyabilir. Örneğin; beyaz Batı kültürlerinde saflık ve masumiyetin simgesi olarak görülürken Çin ve Hindistan’da yas rengidir. Kırmızı birçok toplumda tutkuyu ve enerjiyi temsil ederken, bazı kültürlerde tehlike veya uyarı anlamına gelebilir. Kültürel renk algıları, günlük hayatımızdan pazarlama stratejilerine kadar geniş bir etki alanına sahiptir.

yas

Tabuları neden yaratıyor, neden sürdürüyoruz?

Genellikle ahlaki, dini veya sağlıkla ilgili kaygılar sonucunda ortaya çıkan yazısız kurallar olarak tanımlayabileceğimiz tabular, çoğu zaman güçlü duygusal tepkilere sebep oluyor. Örneğin; birçok toplumda ensest ve yamyamlık kesinlikle kabul edilemez. Bazı toplumlarda ise, sol elle yemek yememek gibi basit bir alışkanlık da tabu olabiliyor.

Uzmanlar, tabuların sürmesinin toplum içindeki uyum ve düzeni sağlamakta kritik bir rolü olduğunu belirtiyorlar.

Neden sosyal gruplara dahil olma ihtiyacı duyuyoruz?

Doğamız gereği sosyal varlıklar olduğumuzu ve tarih boyunca birlikte hareket etmeyi tercih ettiğimizi hepimiz biliyoruz.

Bir gruba dahil olma isteğimizin kökeninde, hayatta kalmamızı kolaylaştırmasının yanı sıra aidiyet hissimizi güçlendirmesi, sosyal destek sağlaması ve ortak amaçlar doğrultusunda iş birliği yapmayı kolaylaştırması yatıyor. Bunların yanı sıra birlikte olduğumuzda hayatlarımızın daha anlamlı olduğunu da hissediyoruz.

göçmen nüfusunun en çok olduğu 10 ülke cover
Photo by Shane Rounce on Unsplash

Yeni bir araştırma dönemi mi başladı?

İnternet ve sosyal medyanın insanların yaşama biçimini, davranışlarını ve alışkanlıklarını kökten değiştirdiğini ve bunun yeni bir kültürel evrim olduğunu daha önce de duymuş olabilirsiniz. Başta sosyologlar ve antropologlar olmak üzere birçok alanda yeni araştırma konuları ortaya çıkıyor.

Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir; dijital dünyada kimliklerimizi ve sosyal ilişkilerimizi nasıl inşa ediyoruz, sosyal medya aracılığıyla oluşturduğumuz ya da dahil olduğumuz topluluklar hayatlarımızı nasıl etkiliyor, geliştirdiğimiz dijital ritüeller neler, vb.

Kapak Fotoğrafı: Photo by Andriyko Podilnyk on Unsplash

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button
Burcu Tur Yüksel Akay

Burcu Tur Yüksel Akay

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.