Orta Asya halk edebiyatının başyapıtlarından biri olan Binbir Gece Masalları, sözlü anlatı geleneğinin derlenmesiyle ortaya çıkmıştır.
Yazılış tarihi ve yazarı bilinmeyen Binbir Gece Masalları, iki yüzden fazla masalın toplamından oluşur.
Yapılan araştırmalar, masalların tek bir yazarının olmadığını ve masalların Hint, Fars, Arap ve Mısır kültürlerinin bir harmanı olduğunu gösteriyor.
‘Eskilerin yaşam öyküleri, zamanımızda yaşayanlara örnek oluştursun; böylece bir kimse kendinde başkasının başına gelenleri öğrenerek geçmişteki insanların serüvenlerini ve söylediklerini dikkatle göz önünde tutup onurlandırarak kendini ıslah etsin! Ve dahi geçmişin öykülerini, sonrakilere ders oluştursun diye saklayanlara da hamdolsun!’
Binbir Gece Masalları’nın Başlangıcı
Orta ve Doğu Asya ile Kuzey Afrika kültürlerinden farklı motifler içeren Binbir Gece Masalları, dönemin sosyokültürel, ekonomik ve coğrafi özelliklerini canlı bir şekilde okuyucuya aktarır.
İslamiyet’ten önceki dönemden başlayarak ağırlıklı olarak 8. yüzyılda hüküm süren Abbasi halifelerinden Harun Reşit dönemindeki olaylar konu edilir.
9. yüzyılda Ebu Abdullah Muhammed el-Gahşigar tarafından derlendiği düşünülen masallara, anlatıcı rolünde olan Şehrazat karakterinin 14. yüzyılda eklendiği tahmin ediliyor.
Binbir Gece Masalları’nın Ana Çerçevesi
Masallar Baş Vezirin kızı Şehrazat ile Fars Sultanı Şehriyar’ın hikayesinden doğar.
Şehriyar, Hindistan ile Çin arasında bir adada ya da başka versiyonlarda, Hindistan ve Çin’i içine alan coğrafyada hüküm sürmektedir.
Eşinin kendisini aldattığını öğrendikten sonra kadınların sadakatsiz ve nankör olduğuna inanan Şehriyar, eşini öldürttükten sonra her gece yeni bir gelin almaya ve tan vakti bu gelinleri öldürtmeye başlar. Bu bir süre devam ettikten sonra Şehrazad bir plan kurar ve Şehriyar’ın yeni eşi olmak için babasını ikna eder.
Şehrazad, kardeşi Dünyazad’ın masal dinlemeden uyuyamadığını söyleyerek evlendikleri geceden itibaren her gece masal anlatmaya başlar. Ancak tam gün doğumunda, masalın en heyecanlı yerine gelindiğinde masalı yarım bırakır.
Masalın sonunu merak eden Şehriyar, Şehrazad’ın ertesi gece masala devam edebilmesi için ölümünü o gecelik erteler.
Binbir Gece Masalları, Şehrazad’ın Şehriyar’a anlattığı masallardır.
Bu süreçte Şehrazad ile Şehriyar’ın üç erkek çocuğu olmuştur ve sona gelindiğinde, Şehriyar Şehrazad’ın sadakatine inanmıştır.
1001 Gece Masalları’nda hikaye, hikaye içindedir. Ana kahramanlar ve olayların dışında çok sayıda başka kahraman ve olay da yer alır.
Her bir hikaye diğerlerinden bağımsız olsa da bütünün parçasıdır.
Eserin Batı Dillerine İlk Çevirileri
Binbir Gece Masalları, Antoine Galland tarafından, 1704 ile 1717 arasında Arapça derlemeden faydalanılarak Fransızcaya çevrilmiştir.
Toplam 12 cilt olan bu çeviride Arapça derlemede bulunmayan ancak Galland’ın Halepli Maruni bir masalcıdan duyduğu Alaaddin’in Lambası ile Ali Baba ve Kırk Haramiler de yer almaktadır.
Eserin İngilizce çevirisi ise, kendisinden öncekiler gibi The Arabian Nights olarak, Sir Richard Burton tarafından yapılmıştır. Fakat Burton, daha önce yapılan çevirilerin aksine orijinal metine bağlı kalmış ve masallara sansür uygulamamıştır.
Eser Türkçeye tam metin halinde ilk kez Alim Şerif Onaran tarafından çevrilmiş ve 16 cilt olarak yayımlanmıştır.
800’lü yıllardan itibaren Bin Gece (Alf Layla) ismiyle pek çok kez Arapça derlemesi yapılan eserin, daha önce yazılmış Bin Efsane (Hazar Afsanah) isimli Fars eserinin kısaltılmış bir versiyonu olduğu düşünülüyor.
Eser bugünkü ismi olan Binbir Gece’yi (Alf Layla wa-Layla) Orta Çağ’da almıştır.
Bu isim ile esere, Arap matematik çevrelerinde sonsuzluğu sembolize eden 1000 sayısının ötesinde, yani ‘sonsuzluğun ötesinde’ anlamının kazandırıldığı tahmin ediliyor.
Danstan müziğe kadar farklı sanat dallarında pek çok esere ilham kaynağı olan Binbir Gece Masalları, çok defa sinemaya, tiyatroya ve televizyon yapımlarına uyarlanmıştır.