Çağdaş Türk sanatının en üretken isimlerinden biri olan Bedri Rahmi Eyüboğlu, resimden şiire, mozaik panodan monografiye kadar sanatın neredeyse her alanında eserler verir. Tam bir sanat insanı olan Bedri Rahmi, hayatı boyunca Anadolu’yu kendine özgü üslubuyla resmeder.
Gelin, hep birlikte sanatçının yaşam öyküsüne ve eserlerine daha yakından bakalım.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mehmet Rahmi ve Lütfiye Hanım’ın ikinci çocukları olarak Giresun’un Görele ilçesinde dünyaya gelir. Çocukluğu Ankara, Kütahya, Artvin gibi Anadolu’nun farklı yerlerinde geçer. Babası Mehmet Rahmi, 1925 yılında ikinci dönem TBMM milletvekili seçilince Trabzon’a yerleşirler. Lise eğitimini bu şehirde tamamlar. Okulunda görev yapan resim öğretmeni Zeki Kocamemi, Bedri Rahmi’nin resim yeteneğini hemen keşfeder.
Bedri Rahmi Eyüboğlu lise yıllarında sadece resme değil, edebiyata da ilgi duymaya başlar. İlk şiirlerini Trabzon’da okurken kaleme alır. 1929 yılına gelindiğinde, şimdi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne girer. Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi olarak resim sanatıyla ilgili ilk akademik çalışmalarını yapmaya başlar.
1930 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirmeden ağabeyinin yanına Paris’e gider. André Lhote Atölyesi’nde çalışmaya başlayarak usta ressamların eserlerini kopyalamaya başlar. Van Gogh, Gauguin ve Cezanne gibi isimler onu resim sanatına bağlayan isimler olur. Bu sırada ileride hayatını birleştireceği eşi Eren Eyüboğlu (Ernestine Letoni) ile tanışır. Bu sırada Türk kilimleri ve minyatürleri üzerine çalışmalar yapmaya başlar. 1933 yılında yaptığı Yavuzlu ve Gülcemalli resimleri büyük ses getirir. Aynı yıl Londra’ya gider ve yıl sonunda Türkiye’ye döner.
Bedri Rahmi, Türkiye’ye döndükten sonra Yeni Adam Dergisi’nde ressam olarak çalışmaya başlar. Bu sırada şiirleri de çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. 1935 yılında ilk kişisel resim sergisini Bükreş’te açar. Bir süre çeşitli kurumlarda çevirmenlik görevi üstlenir. Aynı zamanda dönemin en çok okunan gazetelerinden biri olan Tan Gazetesi’nde çeşitli yazıları yayınlanır. 1936 yılında Eren Eyüboğlu ile evlendikten sonra Tekel Genel Müdürlüğü’nde vitrin düzenleyicisi olarak işe girer. 1936 yılında ise Güzel Sanatlar Akademisi’nin diploma yarışmasında “Hamam” isimli eseriyle birinci olarak okuldan mezun olur.
1937 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Resim bölümünde asistan olarak göreve başlar. Böylece akademik kariyerine ilk adımını atmış olur. Asistanlık yıllarında eski hocası Nazmi Ziya Güren’i konu alan bir inceleme kitabı hazırlayarak yayınlatır. 1938 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yurt gezileri kapsamında Edirne’ye gider. Yurt gezileri sırasında Bedri Rahmi’nin sanatı büyük ölçüde şekillenir. Sanatçı kimliğine artık Anadolu’ya özgü görüntüler hakimdir.
1938 yılına gelindiğinde Bedri Rahmi, Ses Dergisi’nin yazarları arasına katılır. Bu dergide sadece yazıları ve şiirleri değil resimleri ve desenleri de yayınlanmaya başlar. 1941 yılında ilk şiir kitabı Yaradana Mektuplar yayınlanır. Tıpkı resimlerinde olduğu gibi şiirlerinde de halk sanatından seçtiği motifleri büyük bir ustalıkla kullanır. Eyüboğlu, mimar ve sanatçıların iş birliği içinde olması gerektiğine inanır. Bu nedenle zamanla duvar resimlerine ilgi duymaya başlar. İlk duvar resmini ise 1943 yılında Ortaköy Lido Yüzme Havuzu için yapar.
Bedri Rahmi Eyüboğlu 1950 yılında Ankara Üniversitesi’nde 150 resimden oluşan Retrospektif sergisi düzenler. Aynı yıl Kariye Camii’nin düzenlemesini yaparak Bizans mozaiklerine ilgi duymaya başlar. Bu sırada düzenli olarak el yazması eserler üretmeye devam eder. 1953 yılında bu yazmalar Philadelphia Print Club’da sergilenir. Time dergisi Bedri Rahmi’nin büyüleyici güzellikteki yazma ve baskılarına tam iki renkli sayfa ayırır.
Bedri Rahmi tam bir sanat insanıdır. Resim alanında büyük başarılar kazandığı sıralarda yazma tutkusundan da hiçbir zaman vazgeçmez. Yeni Sabah ve Cumhuriyet gazetelerinde gündeme ve sanata dair yazılar yayınlar. 1953 yılında üçüncü şiir kitabı Tuz, 1956 yılında ise Canım Anadolu isimli kitabı yayınlanır.
1960’lı yıllar boyunca resim alanındaki çalışmalarını daha çok büyük mozaikler yaparak sürdürür. İstanbul’un simge yapılarına mozaik yapmakla birlikte, yurtdışındaki mozaikleriyle de adından söz ettirir. 1961 yılında Rockfeller Bursu’yla Amerika’ya gider. Burada Kaliforniya Üniversitesi’nde iki yıl profesör olarak çalışır. Amerika’da bulunduğu sırada New York Modern Sanatlar Müzesi, Bedri Rahmi’nin pek çok eserini satın alır.
Bedri Rahmi 1975 yılında Pankreas kanseri nedeniyle hayata gözlerini yumduğunda ardında çok değerli eserler bırakmıştır. Hiçbir sanat akımına bağlı kalmadığı gibi sanatın neredeyse her alanında da eserler üretmiştir. Ölümünden sonra Bedri Rahmi adına pek çok sergi düzenlenmiştir. Sanatçının belgesel filmleri çekildi. 2009 yılında ise, İskilip’te Bedri Rahmi adına bir müze açılmıştır.