Dünya Savaşlarının yaşandığı, sanayi ve teknolojinin akıl almaz şekilde geliştiği ve siyasal dengelerin tamamen değiştiği 20. yüzyılın en etkili sanat akımları:
Sürrealizm (Gerçeküstücülük)
‘Sürrealizm, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işlevini ortaya çıkarmak için başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında, düşüncenin yazılışıdır.’
Andre Breton
- Sürrealizm ya da gerçeküstücülük, 20. yüzyılın başlarında, I. ve II. Dünya Savaşlarının arasında Avrupa’da ortaya çıkmıştır.
- Sürrealist sanatçılar, Sigmund Freud’un psikanaliz yöntemin yola çıkmış ve bilinçaltının düşsel dünyasına yönelmişlerdir.
- Akım, temelini, akılcılığı yadsıyan Dadaizm’den alır.
- Sürrealist eserlerde, gerçek ve gerçekdışı iç içedir. Bilinçdışı gerçekler, tutarlı bir bütünlük taşımadan aktarılır.
- Temel düşünce; aklın, geleneklerin, alışkanlıkların ve ahlaki değerlerin süzgecinden geçirilmeden anlatılır.
- Sürrealizmin ilk örnekleri, 1500’lü yıllarda, ressam Hieronymus Bosch’un eserlerinde de görülür.
- 1924 yılında, şair Andre Breton Sürrealizm Manifestosu yazmıştır. Breton’a göre, sürrealizm, bilinç ile bilinçdışını birleştiren bir yoldur.
- Belli bir felsefeye dayandığı ve bir bildirisi olduğu için sürrealizm, akım olmasının yanı sıra bir ekoldür.
- Sürrealizmin etkisi, sanat dallarının yanı sıra Elsa Schiaparelli, Karl Lagerfeld ve Issey Miyake gibi moda tasarımcılarının çalışmalarında olduğu gibi, modada da görülür.
- En önemli temsilcileri arasında Salvador Dali, Paul Eluard, Louis Aragon, Andre Breton, Federico Garcia Lorca ve Philippe Soupault yer alır.
Ekspresyonizm (Dışavurumculuk)
- Ekspresyonizm, politik ve ekonomik sorunların yaşandığı 20. yüzyılın ilk yıllarında Almanya’da ortaya çıkmıştır.
- Empresyonizm, natüralizm ve pozitivizme tepki olarak doğmuştur.
- 20. yüzyılın en etkili sanat akımlarından olan ekspresyonizmde, doğa olduğu gibi aktarılmaz, duygular ve iç dünya ön plana çıkarılır. Sanatçılar, resimlerinde doğayı kendi estetik anlayışlarına göre düzenler ve nesnelerin biçimlerini deforme ederler.
- Ekspresyonizm, nesnelerin göründüğü gibi olmadığını, sanatçıda bıraktığı etkinin esere aktarılması gerektiğini savunur.
- Sanatçının öznel duygularının en iyi şekilde yansıtılması için geleneksel kuralların dışına çıkılmalı ve gerçeğin biçimi bozulmalıdır.
- El Greco ve Matthias Grünewald gibi ressamların eserlerinde de dışavurumcu bir etki görülmektedir. Ancak, 20. yüzyıldan sonra üretilen eserler ekspresyonist olarak isimlendirilir.
- Resimden edebiyata, heykelden mimariye ve tiyatroya kadar pek çok sanat dalında ekspresyonizm etkisinde eserler üretilmiştir.
- Ekspresyonizmin temsilcilerine Edward Munch, Oscar Kokoschka, Ernst Ludwig Kirchner, Ernst Barlach, Georg Kaiser, Ernst Toller, Franz Kafka, August Stramm ve Ernst Stadler örnek verilebilir.
Dadaizm
- Dadaizm, I. Dünya Savaşının yıkıcı etkilerine, dönemin sosyal hayat ve sanat üzerindeki katılığına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
- Var olan sanatsal düzeni reddeden Dadaistler, yapıtlarında alışılmış estetiğe yer vermez ve burjuva değerlerini alaşağı ederler.
- 1916 yılında, içlerinde Jean Arp, Richard Hülsenbeck, Tristan Tzara, Jacques Magnifico ve Marcel Janco’nun da yer aldığı bir grup sanatçı Dada Bildirisi’ni açıklanmıştır.
- Yerleşmiş anlam ve düzen kavramına karşı çıkan, biçimde ve dilde yeni deneyler yapan Dadaistlerin bir kısmı, 1922 sonrasında Sürrealizm akımına yönelmiştir.
- En önemli temsilcileri arasında Hugo Ball, Max Ernst, Marcel Duchamp, George Grosz, Jean Arp, Tristan Tzara ve Kurt Schwitters bulunur.
Fütürizm (Gelecekçilik)
- Fütürizm, 20. yüzyılın başlarında, İtalya’da ortaya çıkmıştır.
- Geçmişin estetik değerlerini ve geleneklerini reddeden fütüristler; modernleşme, makineleşme ve sürat kavramlarının toplumsal hayatın temeli olması gerektiğini savunmuşlardır.
- Her şeyin sürekli değiştiğini ve hareketin, yaşamın en önemli gerçeği ve kaynağı olduğunu ifade etmişlerdir.
- Fütürist eserlerde, genellikle, boşlukta yer değiştiren ve değişen temalar kullanılmıştır. Motorlar, bisikletler, fabrikalar, dansçılar, otomobiller, mekanik araçlar ve uçaklar en fazla kullanılan nesnelerdir.
- Fütürizmde taklidin hiçbir formu kabul edilmez. Özgün olmak önemlidir.
- Fütüristlere göre geçmişin sanat konuları terk edilmeli, sanatta ahenk ve güzel duygular hegemonyası ortadan kalkmalıdır.
- Neredeyse tüm sanat dallarında takipçisi olan fütürist sanat örnekleri, ürün tasarımında, modada ve gastronomide de görülür.
- Fütürizmin en önemli temsilcileri Filippo Tommaso Marinetti, Umberto Boccioni, Carlo Carra, Luigi Russolo, Gino Severini, Giacome Balla, Antonio Sant’Elia, Bruno Munarı ve Benedetta Cappa’dır.
Konstrüktivizm (Yapısalcılık)
- Rusya’da ortaya çıkan konstrüktivizm, 1917 Devriminin ardından etkin olmuştur.
- Fütürizm gibi, yeni bir dünyanın kurulması gerektiğini savunan konstrüktivistler, sanatçıların birer teknisyen, mühendis veya bilim insanı olarak çalışmalarının önemli olduğunu ifade etmişlerdir.
- Sanat için sanat fikrine ve gerçeğin tasvir edilmesine karşı olan konstrüktivistler, toplumsal faydası olan kullanılabilir nesnelerin, yeni biçimlerin kaynağı olduğunu savunmuşlardır.
- Endüstriyel malzeme ve teknikleri yüceltmiş ve geometrik kompozisyon anlayışını benimsemişlerdir.
- Sanat ve toplumu bütünleşme çabası göstermişlerdir.
- Sanatın neredeyse tüm dallarında etkisini gösteren konstrüktivizm modada da kısa süreli yer bulmuştur.
- Rusya’da Sosyalist Gerçekçilik resmi tutum olarak benimsendiğinde ortadan kalkmıştır.
- Akımın en önemli temsilcileri Vladimir Tatlin, Alexander Rodchenko, El Lissitzky ve Naum Gabo’dur.
Kübizm
- Empresyonizme (izlenimciliğe) karşı olan ve Paul Cezanne’nin doğayı geometrik cisimlere ayırma düşüncesinden yola çıkan Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından Fransa’da ortaya çıkarılmıştır.
- Kübistlere göre nesneler, yalnızca göründükleri gibi değil, görünmeyen yanlarıyla da ele alınmalıdır.
- Nesneleri geometrik şekiller olarak resmeden kübistler, görme duyusuna ve duyguya değil akla dayalı eserler üretmişlerdir.
- Sanatın doğayı taklit etmesi anlayışına ve klasik formlara karşı çıkan kübistler, parçalara ayrılmış nesnelerin farklı bölüm ve yönlerini bir araya getirerek yeni bir gerçeklik oluşturmuşlardır.
Pop Art
- Pop Art, 1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de birbirinden bağımsız olarak, soyut dışavurumculuğa tepki olarak ortaya çıkmıştır.
- Pop Artta, kişisellikten arındırılmış popüler kültür imgeler sunulur.
- Pop artta günün dünyasında yaşayan, sıradan insanı ve duygularını yansıtmak hedeflenir.
- Elit sanat anlayışına karşı çıkan sanatçılar, görsel etkinin çarpıcı olmasına odaklanmış, eserlerini entelektüel altyapıya oturtmamışlardır.
- Pop artın en önemli temsilcileri Richard Hamilton, Eduardo Paolozzi, Andy Warhol, Roy Lichtenstein ve Claes Oldenburg’tur.
Minimalizm
- 1960’lı yıllarda, sadeliği ve nesnelliği ön plana çıkaran sanat akımıdır.
- Soyut dışavurumculuğun şekle ve duyguya verdiği öneme tepki olarak ortaya çıkmıştır.
- Minimalist sanatçılara göre, nesne yalnızca nesnedir. Sanatçılar, nesnelerin tarihsel ve sembolik anlamlarını en aza indirmeyi amaç edinmişlerdir.
- Ağırlıklı olarak heykel ve müzik dallarında eserlerin verildiği minimalizmin temsilcileri arasında Carl Andre, Sol LeWitt, Robert Morris, Richard Serra, Philip Glass, Steve Reich, John Adams ve Yan Tiersen yer alır.
Pürizm (Arıtıcılık)
- Kübizmin bir parçası olan pürizm, kübizme tepki olarak ressam Amedee Ozenfant ile mimar ve ressam Le Courbusier tarafından ortaya konmuştur.
- Kübizmde yaygın olarak kullanılan süslemeleri reddeden Ozenfant ve Le Courbusier, eserlerinde yalın, açık ve net görünümlere dönmüşlerdir.
- Pürist sanatçılar, sevinç ve haz arasında kesin bir ayrım yaratarak değişmez nesneleri ifade etmişlerdir.
- Ölçüler ve sayısal uyum pürizmde önemlidir. Fonksiyonel bir tarz geliştirmişler, görsel sanatın ana amacının mutlak uyum olduğunu savunmuşlardır.
- Mekanik bir sanat diline sahip olan sanatçılar, sanatın insanlığın temel bir ihtiyacı olduğunu kabul etmişlerdir. Ancak biçim, çizgi ve rengin kültürden kültüre değişmediğini ifade etmişlerdir.
- Pürizmde biçim, tüm sanat elemanlarından üstün tutulur. Biçim, bir anlatım aracı değildir, bu yüzden yalın bir şekilde ifade edilmelidir.
- Şişe ağızları ve borular gibi dairesel nesneler en fazla kullanılan figürler olurken eserlerde siyah, beyaz, gri ve yeşil tonları ağırlıklıdır.
- Pürizm, her dönemde görülebilecek bir sanat anlayışını da ifade eder.
20. Yüzyılda Etkili Olan Diğer Sanat Akımları
Puantaizm (Yeni İzlenimcilik)
- Empresyonizme tepki olarak doğan akımlardan biridir.
- Empresyonizmde biçim, içerik ve konunun önemini kaybettiğini ve ışığın fazlasıyla ön plana çıktığını savunmuşlardır.
- Renge önem veren puantailistler, rengin değerini kaybetmemesi için boyaları karıştırmadan renkleri yan yana kullanırlar (pembe için, kırmızı ve beyazın yan yana kullanılması gibi).
Abstre Ekspresyonizm (Soyut Dışavurumculuk)
- Ekspresyonizmin uzantısıdır. 1940’lı yıllarda doğmuş ve özellikle 60’lı ve 70’li yıllarda etkili olmuştur.
- Bilinç ve bilinçsizlik arasındaki karşıtlığa önem veren sanatçılar, zıtlıkların bütünlüğünü kullanarak derin seviyelere inmeyi amaçlamışlardır.
- Jung Felsefesinin egemen olduğu soyut dışavurumculukta, arketipler ve arketiplerin üretilmesi önemlidir.
- Sanatçının kendi duygularını yansıtması önemlidir. Sanatçı doğayı inceler, ardından onu soyut bir biçimde ve kendi iç dünyasını anlatacak şekilde ifade eder.
- Akımın en önemli temsilcileri içinde Jean Dubuffet, Francis Bacon, Arshile Gorky, Franz Kline ve Philip Guston yer alır.
Op Art (Optik Resim)
- Temelleri Kinetik Sanat hareketine dayanan Op Art, gözün yanılabilirliği üzerine yapılan araştırmalardan yola çıkarak izleyiciyi aldanmaya sürükleyecek imajlar yaratmayı hedeflemiştir.
- Op artta anlam ve anlamlandırma önemini yitirirken optik oyunlar ön plana çıkmıştır.
- En önemli temsilcileri Josef Albers, Victor Vaserley ve Yaacov Agam’dır.
Fovizm
- Empresyonizme tepki olarak doğmuştur.
- Saf renkler, duyguları ifade etmek için kullanılmıştır. Eserler birkaç renkle sınırlıdır.
- Tüpten çıkan boyalar direkt kullanılmıştır.
- Üç boyutlu mekan anlayışı ortadan kalkmıştır.
De Stijl
- De Stijl, matematiksel bir çıkışla sanata yeni bir yön vermeyi hedeflemiştir.
- Eserlerde yatay ve dikey çizgiler ile sarı, mavi ve kırmızı renkler kullanılmıştır.
- En önemli temsilcisi ve uygulayıcısı Piet Mondrian’dır.
- 1910’lu yıllarda ortaya çıkan akım, özellikle 60’lı yıllarda, sanat dallarının yanı sıra modada da etkili olmuştur.
Sosyalist Gerçekçilik
- Sosyalizmin sanat dallarına yansıması olarak ortaya çıkmıştır.
- Edebiyatta halka örnek olarak karakterler yaratılmıştır. Maksim Gorki’nin Ana isimli romanı ilk sosyalist gerçekçi eserlerdendir.
- Resim ve heykel gibi görsel sanat dallarında ise, devrimci ruhu ön plana çıkartacak figürler kullanılmıştır.