Kısaca James Joyce
James Joyce ya da tam ismiyle, James Augustine Aloysius Joyce, 1882 ile 1941 yılları arasında yaşadı.
20. yüzyıl edebiyatının en tartışmalı ve en bilinen isimlerinden biri olan Joyce, getirdiği anlatım yenilikleriyle kendi döneminde ve kendinden sonra gelen pek çok yazarı etkiledi.
‘Yavaş ve karanlık olur ruhun doğuşu, bedenin doğuşundan daha gizemlidir. Bu ülkede bir adamın ruhu doğunca uçmasını önlemek için ağlar atıyorlar üstüne. Sen bana ulusçuluğun, dilin, dinin sözünü ediyorsun. Bense bu ağlardan kaçmaya çalışacağım.’
Çocukluğu ve Gençliği
2 Şubat 1882’de, o yıllarda Britanya’nın sömürgesi olan Dublin’de doğdu. Maddi zorluklar yaşayan kalabalık bir ailede büyüyen Joyce, 10 kardeşin en büyüğüydü.
İlk gençlik yıllarında müzikle ve edebiyatla ilgilenmeye başlayan Joyce, bir Cizvit* okulu olan Clongowes Wood College’de öğrenim görmeye başladı. Ancak 1891’den sonra okulu bıraktı.
1893’de kardeşi Stanislaus’la birlikte, yine bir Cizvit* okulu olan Belvedere College’da öğrenimine devam etti.
Ardındansa, Dublin’de bulunan University College’a kabul edildi. Burada ilahiyat ve felsefe yerine modern dil öğrenimi gördü. Öğrenimi süresince okulun edebiyat ve tarih derneklerinde aktif olarak çalıştı.
*Cizvit: İsa Tarikatı ismiyle de anılan bir Hristiyan tarikatı. Ülkemizde İsa’nın Askerleri ismiyle de bilinmektedir. 1534 yılında, sonradan Hristiyanlığı kabul etmiş eski bir İspanyol askeri olan Ignacio de Loyola tarafından kurulmuştur.
‘Zaten kelimelere sahibim. Peşinde olduğum esas şey, kelimelerin bir cümlenin içindeki mükemmel sıralanışı…’
Yayımlanan İlk Yazıları
Henüz üniversite öğrencisiyken hayranı olduğu Henrik Ibsen’in Biz Ölüler Uyanınca isimli oyunu üzerine Ibsen’in Yeni Tiyatrosu isimli bir deneme yazdı.
Deneme, Fortnightly Review isimli dergide yayımlandı.
1901 yılında, sonradan ismi Abbey Tiyatrosu olan İrlanda Edebiyat Tiyatrosu’nu halkın beğeni düzeyine inmekle eleştiren Ayaktakımının Günü isimli denemesini yazdı.
Şiirler ve Epifanyalar*
Bu yıllarda şiir de yazan James Joyce, daha sonra bu lirik şiirlerini Oda Müziği (Chamber Music) ismiyle derledi.
Chamber Music, 1907 yılında, Londra’da yayımlandı.
Şiirlerin yanı sıra epifanyalar* olarak isimlendirdiği, kısa düzyazılar da yazıyordu.
*Epifanya (Epifani): Eski Yunan’da tanrıların ilahi özelliklerini ölümlülere göstermesidir. James Joyce ise kelimeyi, bir kişi ya da nesneyle ilgili asıl gerçeğin birdenbire ortaya çıkmasını anlatmak için kullanmıştır.
‘Hayat, kötü bir kitabı okumayacak kadar kısadır.’
Paris, Fransa & Trieste, İtalya Yılları
1902 yılında ülkesinden ayrılarak Paris’e giden Joyce, maddi sıkıntılar sebebiyle birkaç defa Paris-Dublin arasında gidip geldi. 1903 yılında ise, annesinin hastalığı sebebiyle İrlanda’ya döndü.
Bu dönemde, birlikte yaşamaya başlayacağı Nora Barnacle ile tanıştı.
Joyce ve Barnacle, 1905 yılında Trieste’ye taşındılar. 1906’da Roma’ya geçtiler ve Joyce, burada bir bankada çalışmaya başladı. 1907 kışında yeniden Trieste’ye döndüler. Burada ise, Berlitz School’da İngilizce öğretmenliği yapmaya başladı.
‘İngilizce yazmak, önceki hayatlarda işlenmiş günahlar için düşünülmüş en yaratıcı işkence. İngilizce okuyan insanlar bunun nedenini açıklıyor.’
1914-1918 Yılları Arasında Yayımlanan Eserleri
- 1914 yılında, Dublinliler, Birleşik Krallık’ta yayımlandı.
Dublinliler, 1904 yılında George Russell tarafından, The Irish Homestead isimli çiftçi dergisinde yayımlanması için Joyce’dan ısmarlanan öykülerin bütünüdür. Ancak yayımcı Joyce’un öykülerinin okurlara uygun olmadığını düşündüğü için öykülerin tamamı dergide yayımlanmamıştır.
- 1916 yılında ise, otobiyografik romanı olan Sanatçının Bir Genç Olarak Portresi basıldı.
Sanatçının Bir Genç Olarak Portresi, ilk olarak The Egoist isimli dergide tefrika edilmiştir.
- 1918 yılında, tek oyunu olan Sürgünler ABD’de ve İngiltere’de yayımlandı.
Zürih, İsviçre Yılları
Joyce, 1915 yılında, İtalya’nın I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine Zürih’e taşındı.
En tartışmalı ve ilgi çekici eseri olan Ulysses’i burada yazmaya başladı.
Ulysses’in bazı bölümleri, 1918’den yasaklandığı Aralık 1920’ye kadar ABD’de yayımlanan Little Review dergisinde yer aldı.
‘Cesurca, bir tutkunun mutlak zaferiyle, öbür dünyaya geçmek, yaşlanarak solup çürümekten daha iyiydi.’
Ulysses
Ulysses’in tamamlanmış hali 1922 yılında Paris’te basıldı.
Dublin’de geçen ve yalnızca 24 saati anlatan roman, Homeros’un Odeysseia’sı üzerine kurulmuştur. Batı edebiyatının başyapıtlarından kabul edilen Ulysses’de Joyce, çok sayıda yeni anlatım tekniği kullanmıştır.
Bazı eleştirmenlerce tüm zamanların en iyi kitabı kabul edilen Ulysses, yayımlandığı günden itibaren çok sayıda olumlu ve olumsuz eleştiriye maruz kalmış ve hatta yasaklanmıştır.
‘Zeki bir adam hata yapmaz. Düştüğü yanılgılar istemlidir ve keşfine açılan kapılardır.’
Son Roman
Joyce’un son romanı Finnegans Wake oldu. Joyce, 1939 yılında basılan romanı Paris’te kaldığı süreçte yazdı.
Finnegans Wake de tıpkı Ulysses gibi, yazarın deneysel dil ve yeni anlatım teknikleri kullandığı eserlerden biriydi.
‘Sanatçı, yaratan Tanrı gibi, eserlerinin içinde ya da arkasında ya da ötesinde ya da üstünde kalır, göze görünmez, varoluşun dışına arınmıştır, ilgisizdir, bir kenarda tırnaklarını keser.’
Ölümü
Hayatının son dönemlerinde çok sayıda hastalıkla başa çıkan James Joyce, II. Dünya Savaşı’nın ardından döndüğü Zürih’te, 13 Ocak 1941 günü hayata veda etti.
Ölümünden sonra, 1944 yılında Stephen Hero isimli kitabı basıldı.
İlk basımı pek çok dizgi hatası içeren Ulysses, aslına uygun şekilde ancak 1984 yılında basılabildi.
‘Hoş geldin, ey hayat! Milyonuncu keredir yola çıkıyorum yaşantının gerçekliğiyle karşılaşmak ve ruhumun nalbandında ırkımın yaratılmamış, vicdanını dövmek için.’