İstanbul, Roma ve Bizans İmparatorluğu dönemlerinde en sık kuşatma altına alınan şehirlerden birisidir. Kuşatmalar süresince yaşanan en önemli sorun da yiyecek ve içecek stoklarının tükenmesidir. Roma ve Bizans imparatorları da bu sorunu çözmek için şehre sarnıçlar yaptırmışlardır. Yerebatan Sarnıcı, şehrin su ihtiyacını karşılamak için yapılan sarnıçlardan en büyüğüdür.
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’da Ayasofya ve Cağaloğlu arasında bulunur. Soğukçeşme Sokağı’ndadır.
Yerebatan Sarayı / Bazilika Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı, “Yerebatan Sarayı” olarak da isimlendirilir.
Yapıya bu adın verilmesinin sebebi, suyun içinde bulunan birçok mermer sütunun yerin altında saray gibi yükselmesidir.
Ayrıca sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir bazilika bulunduğu için “Bazilika Sarnıcı” olarak da anılmaktadır.
Tarihi ve Özellikleri
Yerebatan Sarnıcı, 532 yılında İmparator Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Sarnıç, Osmanlı Dönemi’nde de halkın su ihtiyacını uzun süre karşılamıştır.
9800 metrekarelik alana ve yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.
Uzunluğu 140 metre, genişliği 70 cm, yüksekliği 9 metredir. Dikdörtgen biçimde bir alanı vardır.
Sarnıçta her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunur. Sütunlar birbirine 5,80 metre aralıklarla dikilmiştir. Her sırada 28 tane olmak üzere, 12 sıra vardır.
Sarnıcın içine 52 basamaklı taş bir merdivenle inilmektedir.
Geçirdiği Restorasyonlar
Yerebaran Sarnıcı geçmişten günümüze birçok restorasyon çalışmasından geçmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde iki defa restore edilen sarnıcın ilk restorasyonu III. Ahmet zamanında (1723) Mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından yapılmıştır. İkinci restorasyon da Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) zamanında yaptırılmıştır.
Sarnıç, Cumhuriyet Dönemi’nde de İstanbul Belediyesi tarafından temizlenerek ve bir gezi platformu olması için ziyarete açılmıştır.
1994 yılının Mayıs ayında yeniden büyük bir temizlik ve bakımdan geçmiştir.
Yine 2016 yılında sarnıçta restorasyon çalışmalarına başlanmıştır fakat 2019 yılında restorasyon kararı alınmaması sebebiyle restorasyon ilerlememiştir.
Son Restorasyon
2020 yılında restorasyon çalışmalarına yeniden başlanan sarnıçta deprem dayanıklılığının olmadığı da tespit edildiği için tekrar restorasyona alınmıştır.
Yerebatan Sarnıcı, Temmuz 2022 tarihinde tekrar ziyaretçilere açılmıştır.
Medusa Heykel Başları
Sarnıcın kuzeybatı tarafında olan iki sütununun altında ters Medusa heykel başları bulunur. Bu heykellerin nereden ve hangi amaçla getirildiği tam olarak bilinmemektedir. Araştırmacılara göre; sarnıç inşa edilirken sütun olarak kullanılması için heykel başları getirilmiştir.
Bir efsaneye göreyse; Yunan Mitolojisi’ndeki yılan başlı Medusa, 3 Gorgonadan biridir. O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri korumak için Gorgona resimleri ve heykelleri kullanılmıştır. Medusa başının Yerebatan Sarnıcı’na konulmasının sebebi de budur.
Peki bu heykellerin kafası neden ters?
Medusa heykel başlarının neden ters olduğuna dair birçok efsane bulunmaktadır.
Bir efsaneye göre; Medusa güzel ve alımlı bir kızdı. Zeus’un oğlunu seviyordu. Bu arada Athena da Zeus’un oğlunu seviyordu ve Medusa’yı kıskanıyordu. Bu sebeple Athena, Medusa’ nın baktığı herkes taş kesilmesi için Medusa’nın saçlarını yılana çevirdi. Zeus’un oğlu da bu durumdan faydalanmak isteyip Medusa’nın başını kesti ve bu taşa dönüştürme gücünü düşmanlarını yenmek için kullandı.
Bu efsaneye göre Medusa’nın başı, bakanları taşa çevirmemesi için sarnıçtaki sütunlara ters yerleştirilmiştir.
Ağlayan Sütun (Gözyaşı Sütunu)
Sarnıcı ilginç
kılan bir diğer kısmı ise, üzerinde
gözyaşlarına benzer şekiller bulunan ve Ağlayan Sütun veya Gözyaşı Sütunu olarak
adlandırılan sütunudur.
Ağlayan Sütun sarnıç için çalışan ve burada hayatını kaybeden
kölelerin anısına diğer köleler tarafınca yapılmıştır. Sarnıcın inşasında 7 binden fazla insan çalışmıştır ve çoğu burada hayatını
kaybetmiştir.
Sütun üzerinden sürekli akan suyla hep ağladığı hissini uyandırmaktadır.
Bir rivayete göre; saray ziyarete kapandıktan sonra kölelerin ağlama sesleri sütunlara çarpa çarpa yankılanmıştır.
Sarnıcı ziyarete gelen bazı ziyaretçiler, bu sütunun bulunduğu suya para atarak dilek tutmaktadırlar.
Cehennem, Dan Brown
Bu ilgi çekici
tarihi sarnıç, Dan Brown’un, dünyaca
ünlü ” Cehennem” adlı gerilim romanına da konu olmuştur.
Roman büyük ilgi topladıktan ve filmi çekilmeye karar verildikten sonra, Yerebatan Sarnıcı’nın bulunduğu sahneler de çekilmek
istenmiştir.
2016 yılında yayınlanan bu uyarlama filmde sarnıcın tarihi dokusuna zarar vermemek için Budapeşte’deki film platosunda sarnıcın birebir kopyası yapılmıştır ve çekimler orada gerçekleştirilmiştir.
Her yıl yurt içinden ve yurtdışından birçok ziyaretçiyi ağırlayan Yerebatan Sarnıcı, ülkemizde mutlaka görülmesi gereken en ilgi çekici tarihi bir yapılardan biridir.
Bir gün yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Kaynak belirtilmeyen görseller Yerebatan Sarnıcı Müzesi‘nin resmi web sitesinden alınmıştır.