
Bir Tanrının Doğuşu
Tanrıların en kurnazı sayılan Hermes, Zeus ve Maia’nın oğludur. Olympos tanrıları arasında en genç ikinci tanrıdır.
Efsaneye göre; gün doğumuyla birlikte doğar, öğleden sonra bir müzik aleti olan liri icat eder. Kendi doğumunu kutlamak için ezgiler çalar, gönülleri fetheder.


Apollon ve Hermes
Doğduğu günü kutlarken nedensizce kardeşi Apollon’un sığırlarını çalar. Çaldığı sığırları saklar ve doğduğu mağaraya yeniden döner. Beşiğine girip masumca uyuma numarası yapar. Ancak bu olay Apollon’un gözünden kaçacak değildir elbette. Sığırlarının çalındığını öğrenir öğrenmez Hermes’in yanına koşar ve babası Zeus’un huzuruna çıkararak kardeşinin yaramazlıklarını şikâyet eder. Lakin abisini de babasını da çaldığı lirle büyülemeyi başarır. Kendini affettirir. Apollon da ona kanatlı ayakkabılar hediye eder. O zamandan itibaren tanrıların habercisi ilan edilir.

Haberci, hırsız ve kılavuz tanrı
Hermes’in nitelikleri bu üçüyle sınırlı olmasa da en önemlileri diye düşünülebilir. Hermes, tanrılar arası habercilik yapan, hırsızları ve yolcuları kollayan tanrı olarak bilinir. Onu diğer Olympos tanrılarından ayıran özelliği ise, yeraltı dünyasıyla yaşayan canlıları ayıran sınırı geçebilen tek tanrı olmasıydı.

Olympos Tanrılarının Göz Bebeği
Hermes, bütün Olymposlu tanrı ve tanrıçalar tarafından fazlasıyla sevilirdi. Öyle ki, Artemis ona avlanmayı kendi elleriyle öğretmişti. Babası Zeus’un çapkınlıklarını çoğu zaman başarıyla gizler, babasına yardımcı olurdu. Persephone ve annesi Demeter’in kavuşmasında da büyük rol oynamıştı. Abisi Apollon tarafından kardeşlik yemini edecek kadar çok sevilirdi.

İlişkileri
Hermes ve çapkınlıkları dillere destandır. Evlilik fikrinden oldukça uzak olan hilebaz tanrı, Aphrodite ile ilişkisinden Hermaphrodite isimli bir çocuk sahibi olur. Abisi Apollon ile aynı genç kıza âşık olduklarında ise, işler biraz karıştır. Mite göre zavallı genç kız, ikiz çocuklarını doğurduğunda bebeklerin birinin babası Apollon, diğerinin babası ise Hermes’tir. Toplam 10 çocuğu olduğu rivayet edilir.


Hermes’e Özel Semboller
Hermes’in de her tanrı gibi kendine özel sembolleri vardır. Örneğin; Caduceus adındaki büyülü asasıyla ölümlüleri uyutup ruhlarını yer altına taşır. Bu asa, birbirine sarılmış iki yılandan oluşuyor.
Talasia denilen kanatlı ayakkabıları ise, en çok tasvir edilen sembolüdür. Lirini de atlayamayız elbette.

Başka Kültürlerde Hermes
Dünya üzerindeki bütün kültürlerin birbirine omuz değdirerek geçtiğini düşünürsek, antik çağdaki birçok kültürde Hermes’in izlerini bulmamızı yadırgamayız.
Roma mitolojisinde Merkür iken, Mısır mitolojisinde Thot’tur, Türk mitolojisinde Mergen iken İskandinav mitolojisinde Hermod veya Odin’dir.

Hermes’in Tasviri
Önceleri sakallı olgun bir adam olarak tasvir edilmesi yaygınken sonradan Yunan delikanlılarının idealize edilmiş formu olarak heykellere ve tablolara yansımıştır.

Edebi Kayıtlarda Hermes
Hermes hakkındaki en eski yazılı kayıt Pylos, Thebes ve Knossos’taki Bronz Çağı Miken dönemine ait Lineer B yazıtlarından gelmektedir. Arkaik dönem edebi eserlerinde ise, hem koruyucu hem de düzenbaz olarak tasvir edilir.


Hermes’in Tapınakları
Antik edebiyatta Hermes’in sayısız tapınaklarına atıfta bulunulmasına rağmen, bilinen sadece üç tapınağı vardır. Cyllene Dağı, Hermes’in doğduğu düşünülen dağ olmasıyla birlikte bir ibadet alanıydı. Roma döneminde Hermes’e adanan tapınaklar ise, Circus Maximus’ta bulunuyordu.