VUCA, 1987 yılında California Üniversitesi Profesörü Warren Bennis ile MIT’de görevli akademisyen Burt Nanus tarafından oluşturulmuştur. VUCA, teorinin 4 kavramının baş harfleridir.
- Volatility: Değişkenlik/Dalgalanma
- Uncertainty: Kesin Olmama Durumu
- Complexity: Karışıklık/ Karmaşa
- Ambiguity: Muğlaklık ve Şüphe
Kavramları teker teker ve kısaca ele alma durumu, teoriyi anlayacağım derken ne kadar dipsiz bir kuyunun içine girdiğimizi gösteriyor. Ben işin kolay anlaşılması gereken kısmındayım ve farklı bir yaklaşımla 4 kavramı da anlatmaya çalışacağım: Örneklerle.
Uzun vadeli hedeflerin sonu mu geldi?
Hayır, sonu gelmedi. Fakat hem vade hem de uzun kelimelerinin, bildiğimiz anlamlarının sonu geldi. Zaten teorinin son maddesi, yani Ambiguity; muğlaklığın durumlardan ibaret olmadığını, kavramlara da şüphe ile yaklaşılması gerektiğini söyler.
Hani, geleceğin gözde meslekleri makalesini 1980’lerde yazıyor olsaydık dikkat çekerdi. 1990’larda bu tarz makaleler tavan yaptı. 2020’lerde ise, geleceğin gözde meslekleri başlıklı bir makale yazmak, yazanın tüm itibarını bir anda kaybetmesine neden olabilir. Şayet ‘Giyilebilir Teknoloji Tasarımcısı’ diye bir mesleği on sene öncesinden gördüyseniz, siz bu maddeye çok takılmayın.
Hedefleri mi, yoksa yolları mı çeşitlendirelim?
VUCA der ki; her ikisini de çeşitlendirin. Fakat elinizdeki farklı senaryolar arasındaki geçiş basit olsun. Bunun için de -şimdiden- ne kadar sadeleşirseniz o kadar iyi.
Anlayacağınız gibi, durumları çözmek için bildiğimizden daha karışık değişkenleri bir araya getirmek lazım. Buradaki mevzu adaptif yani uyarlanabilir olmak. Eğer uyarlanamayacak derecede karışık bir yapı kurarsanız, kabahat VUCA’nın değil.
Mesela; İspanyolca öğreniyorum. Bunu birbirini tamalayan iki kaynaktan yapıyorum. İnternetten yaptığım için her ihtimale karşı en az bir tanesi çevrimdışı çalışıyor. Bir de internet olmama ihtimaline karşı giriş seviyesi bir İspanyolca kitap ve sözlüğü de kütüphaneme kazandıracağım. Mevzumuz budur.
Belirsizlik göründüğünden büyük bir problem mi acaba?
Biz akışta olmayı beceremedik. Çağımızın en büyük psikologlarından Mihaly Csizkentmihalyi Akış adlı eseri ile çığır açtı.
Kitabın özetini yapmak imkansız, ama bir iki cümle ile şuna işaret etti: Eğer iyi yaptığınız şey ile severek yaptığınız şeyi bulabilirseniz, zaman öncelik olmaktan çıkıyor. Onu gerçekleştirirken (bizim için o hangi iş/eylem ise) kendiniz olduğunu anladığınız aktivite akıştır. Mutluluk, onu yakalamak için uğraşmadan, her anından zevk aldığınız eylemlerin gerçekleştiği zaman içerisinde olan şeydir.
Bu, bir şeyi akışına bırakmak olarak algılanmamalı. Bu, iki numaralı madde ile de başa çıkma modeli; sonucun kesin olmadığı bir durumdan, sadece o yolda olduğunuz için en son ne zaman keyif aldınız?
Anlam belirsizliği.
Mutluluk çok temel bir motivasyon kaynağı. Burası şüphe götürmez. Peki, sizin için mutluluğun anlamı ne? Alın size bir Ambiguity / Muğlaklık ilkesi.
Hadi, mutluluk pek ayakları yere basmayan bir kavram diyelim. O zaman şöyle düşünelim; eğer bir şirketiniz varsa, karlılık sizin için ne derece önemli? Mevcut sistemde her şey bunun üzerine kurulu.
Emin olun, çok yakında şirketinizin ana değerleri arasında; çevreci olmak, iş birliği, disiplinler arası ilişkinin her zaman açık olması gibi konular olacak. Yoksa karlılığın hayal olduğunu göreceğiz.
Kullanmadığımız kaslar meselesi.
Bir kasınızı ne derece kullanırsanız, o kas o derece güçlü olacaktır. Kullanmazsanız da güçsüz.
VUCA ile anladığım en temel konu, hayal gücü ve sezgileriniz çok yakın bir zamanda “en az” bilgi ve tecrübe kadar değerli olacak. Sizin de kolaylıkla fark ettiğiniz gibi, sezgi ve hayal gücü sık kullanılan kaslar değildir. Bu şimdiye kadar bir sorun değildi, fakat artık sorun.
VUCA ne işe yarayacak?
VUCA görünürde hiçbir işe yaramıyor. Daha doğrusu, basit bir teori gibi duruyor. Fakat farklı düşünmeyi ve bu düşüncenin zamanın ruhunu karşılayacak derecede tatmin edici olmasını istiyorsanız, eşsiz bir kılavuz görevi görmekte.
VUCA’yı nerede ve nasıl kullanmak lazım?
VUCA, bir karar alma süreci değil. Hepimizin kendine özgü kullandığı çeşitli karar alma yolları var. VUCA’yı bu kararların içinde geçtiği ve/veya geçmediği bir süzgeç olarak kullanmak bana akla en yakını geliyor. Mesela; artık İnsan Kaynakları süreçlerine bir de VUCA açısından bakacak olursak, mevcut süreç hangi anlamda yeniden ele alınmalı? Organizasyonu yeniden yapılandıracak olursak, Değişkenlik, Bilinmezlik, Karışıklık ve Muğlaklık kavramlarını nasıl uyarlamak zorunda kalacağız gibi.
VUCA kimlerin işine gelmiyor.
Kesin yargılarla hareket eden ve hayatındaki tüm şüpheleri yok edermişçesine analitik ve düz hareket tarzına sahip olmak isteyenler. Hayat onlar için git gide zorlaşacak. Hayal gücü kıt olanlardan söz etmiyorum bile. Sezgilerini harekete geçirmeyenler içinse, durum tam bir kabus. Bir de, değerlendirmeden çok hareket etmeye, gelişmeden çok ilerlemeye ağırlık vermeye çalışan kişi/ kurum/kuruluşların işi çok ama çok zor bundan sonra. Sene sonu şu hedefi vuracağız, artık önümüzdeki beş yıllık vizyonumuz şudur, bunların gücü bizi hedefimizden döndürmeye yetmeyecek gibi söylemler sanki mazide kalacak gibi.
Pratik hayatta VUCA’dan nasıl yararlanırım?
Bu teoriyi doğru anlayıp anlamadığınıza dair küçük bir testle başlayabilirsiniz: Bu kavram, gelecek hakkında sizde nasıl bir his uyandırıyor? İşe, ilk onları dinleyerek başlayın. Yaşayacağınız paranoyaya karşı tutumunuz, her şeyden önce VUCA’yı kullanıp kullanamayacağınıza dair ilk işaretleri size ulaştıracaktır. İlk işaretler kötü olabilir, ama iyi haber, sahip olduğunuz adaptif gücün henüz farkına varmamışsınız demektir.
En kötüsü…
Kaygı ve endişe. Unutmayın, depresif haldeki en önemli anomali, kaygının uzun sürmesidir. Kısa ve kontrol edilebilen kaygı sizi daha güçlü; uzun ve kontrolü zor olan kaygı ise, sizi daha kırılgan bir kişi haline dönüştürür.
Dalgalanma, kesinliğin olmadığı ortamlar, durumların karışıklığının ve muğlaklığın, sevinçle kucaklayacağımız kavramlar olmadığının farkındayım. Fakat bu, içinde yaşadığımız çağı tanımlıyor. Beğensek de, beğenmesek de…