Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz birçok bilgi, aslında kulaktan kulağa yayılan yanlış inanışlardan ibarettir. Bilimsel araştırmalar, bazı alışkanlıkların ve doğru bildiklerimizin düşündüğümüz kadar faydalı olmadığını gösteriyor.
İşte, sağlık alanında en çok tekrarlanan 10 mit ve bunların ardındaki gerçekler:

Soğuk hava hasta olmamıza sebep olur.
Soğuk hava tek başına hastalığa neden olmaz. Ancak soğuk hava koşullarında kapalı alanlarda kalma süresi artabilir, hava nemi düşebilir, virüslerin yayılması kolaylaşabilir ve vücudumuzun savunma sistemi soğuk ve kuru havalarda biraz daha zayıf çalışabilir.
Bilimsel kaynaklar, soğuk havanın tek başına soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olmadığını belirtmektedir. Örneğin; Mayo Clinic’in açıklamasına göre “Soğuk algınlığı virüslerden kaynaklanır; dışarıda ıslak saçla durmak gibi soğukla doğrudan bağlantılı bir neden bulunmamıştır.” Ayrıca Harvard Health’e göre; soğuk havanın kendisi değil, azalan nem oranı ve yakın temaslı ortamlar enfeksiyon riskini artırır. Yani, üşütmek değil, mikroplara maruz kalmak hastalıkların asıl nedenidir.


Her gün 8 bardak su içilmelidir.
“Her gün sekiz bardak (yaklaşık 2 litre) su içmek gerekir”, çok yaygın bir öneridir. Ancak analizler göstermiştir ki bu sayı bilimsel olarak bir gereklilik değildir. Örneğin; McGill University’nin yayımladığı “The Water Myth” isimli makalede, bu kuralın fizyolojik bir dayanağı olmadığı belirtilmiştir.
Su ihtiyacı yaşa, cinsiyete, fiziksel aktiviteye ve çevresel koşullara göre değişmektedir.


Şeker tüketimi hiperaktiviteye sebep olur.
Amerikan Pediatri Akademisi’ne bağlı kaynaklar, şeker tüketiminin hiperaktivite üzerinde belirgin ve yaygın bir etkisi olduğuna dair güçlü kanıt olmadığını belirtmektedir. Yüksek şeker alımı genel beslenme açısından olumsuz olsa da hiperaktiviteyle doğrudan bağlantılı görülmemektedir.

Antibiyotikler her hastalığı iyileştirebilir.
Bu yanlış inanış antimikrobiyal direnç gibi ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açabilmektedir.
Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonlarda etkilidir. Soğuk algınlığı, grip ve diğer üst solunum yolu hastalıklarının ise büyük çoğunluğu virüs kaynaklıdır.
CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi), antibiyotiklerin virüslere karşı hiçbir işe yaramadığını vurgularken gereksiz antibiyotik kullanımının, dirençli bakterilerin gelişmesine ve tedavilerin etkisiz hale gelmesine yol açabileceğini belirtmektedir.


Ispanak en iyi demir kaynağıdır.
Ispanak demir içerir, ancak içeriğindeki oksalatlar bu demirin vücut tarafından emilimini zorlaştırır.
Beslenme uzmanlarına göre; kırmızı et, mercimek, nohut ve yumurta gibi gıdalar demir emilimi açısından daha verimlidir. Ispanak ise, vitamin ve lif bakımından değerlidir. Fakat “en iyi demir kaynağı” olduğu yönündeki inanış bilimsel olarak doğru değildir.


Havuç yemek görme yeteneğini arttırır.
Havuç ve A vitamini ilişkisi kamuoyunda oldukça yerleşmiştir. A vitamini, göz retinasının işlevi için gereklidir ve eksikliği gece körlüğü gibi sorunlara yol açabilir. Ancak normal beslenme düzeyinde havuç tüketiminin gece görüşünü önemli ölçüde yükselttiğine dair güçlü bilimsel veriler yoktur. Bu yüzden havuç tüketmenin mucizevi bir etki yaratacağını düşünmek yanıltıcıdır.


Kolesterol zararlıdır.
Kolesterol, organizmada birçok biyolojik işlevi olan bir sterol türüdür ve hormon üretimi ve hücre zarlarının yapısı için gerekli bir maddedir.
“Kötü” ve “iyi” kolesterol terimleri ise, genellikle Low‑density lipoprotein (LDL) ve High‑density lipoprotein (HDL) için kullanılır. HDL’nin yüksek olması genelde kardiyovasküler hastalık riskinin daha düşük olmasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle, tüm kolesterolü “zararlı” olarak nitelendirmek bilimsel olarak hatalıdır.

Süt içmek kemikleri güçlendirir.
Süt, kalsiyum bakımından zengin olsa da tek önemli kaynak değildir.
Harvard School of Public Health, kalsiyumun brokoli, badem, susam ve yeşil yapraklı sebzelerde de bolca bulunduğunu belirtmektedir. Ayrıca egzersiz, güneş ışığı ve yeterli protein alımı da kemik sağlığı için en az süt kadar önemlidir.


Parmak çıtlatmak artrite (eklem iltihabına) yol açar.
Harvard Health’in yayımladığı araştırmalara göre; parmak çıtlatmanın artrit riskini artırdığına dair hiçbir kanıt yoktur.
Çıt sesi, eklemlerdeki gaz kabarcıklarının patlamasından kaynaklanır ve kemiklere zarar vermez. Ancak bu alışkanlık bazı kişilerde el şişliğine ya da kavrama gücünün azalmasına neden olabilir.

Yağ tüketmek kilo alımına sebep olur.
Yağlar beslenmede önemli bir makro-besin grubudur ve bazı yağlar (özellikle doymamış yağlar) vücut için faydalıdır. Zeytinyağı, avokado, fındık ve balık yağı gibi doymamış yağlar kalp sağlığını korur ve hücre yenilenmesine katkıda bulunur. Ancak trans yağlar ve aşırı işlenmiş yağ tüketiminden kaçınılması gerekir. Çünkü toplam enerji dengesi içinde fazla kalori alımı ya da aşırı işlenmiş yağ tüketimi kilo artışına yol açabilir.

Kapak Fotoğrafı: Photo by Marcelo Leal on Unsplash
