13 Haziran 2020

Post-Rock: İnsana Daha Önce Tecrübe Etmediği Duygular Yaşatan Müzik Türü

Sinan Bulmuş

~7dk

Entelektüel yaşamımızın bir parçası olarak müzik sanatı; anlık duygularımızı besleyerek, o duyguyu daha net tanımlamamızda bize yol gösterir. Fakat bir müzik türü var ki; dinlerken duygularınızı tanımlayamadığınız, hangi duyguyu hissedeceğinize karar veremediğiniz bir noktaya getirir sizi. Rock müziğin geleneksel kalıplarının dışına çıkarak, ona adeta yeni bir kimlik kazandıran ve türünün dramatik temsilcisi olan ‘post-rock’.

Post Rock Terimi

1960’lı yıllarda ilk örnekleri görülmeye başlasa da, yakın tarihteki çağdaş post-rock terimi ilk olarak; müzik eleştirmeni Simon Reynolds, 1994 yılında Mojo Dergisi’nde kaleme aldığı bir eleştiride kullanmıştır. Reynolds aynı yıl, The Wire Dergisi’nde yayınlanan yazısında aynı düşünceyi genişletmiş ve post-rock’ın, bilinen rock müzik türlerinden farklı bir tür olarak anılmaya başlamasında rol oynamıştır.

İlk Post Rock Örnekleri

2000’li yıllarda, Sigur Ros’un Agaetis Byrhun ve Do Make Say Think grubunun Do Make Say Think isimli albümleri, post-rock türünün gelişimine yön vermiştir. Japonya’da kurulan Mono, ABD’de kurulan Explosion In The Sky ve This Will Destroy You gibi gruplar, türün geniş bir coğrafyaya yayılmasında ve günümüzdeki enstrümental anlayışa uygun, modern şeklinin ortaya çıkışında öncü olmuşlardır.

Post Rock Nedir?

‘Rock müzik enstrümanlarının, rock müzik ile ilintili amaçlar için kullanılması’ gibi tanımlamalarla post-rock türünün sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. Fakat birçok müzik otoritesi ve ilişkili grup, türün genel kalıplar ile arasındaki mesafesini ortaya koyarak, kendi ait bir karakteri olduğu fikrine sahip çıkmışlardır. Bu fikir, ‘post-rock nedir?’ veya ‘bu türe ait bir şarkıya post-rock niteliği kazandıran özellikler nelerdir?’ gibi sorulara genelleştirilebilir tek bir cevap verilemeyeceği noktasında anlam kazanmıştır.

Post-rock’ın belli kalıpların dışında tanımlanmasının ve özel bir karakterinin olmasının bir diğer nedeni, kişiye hissettirdiği karmaşık ve açıklaması güç duygularla ilişkili olmasıdır. Post-rock, insanın geçmiş-bugün-gelecek benliği arasında bir bağ kurarak, duyguları harekete geçirmeye yönelik bir atmosfer oluşturur. 

Bu duygular çoğu zaman huzur, güven, sevinç ya da tam tersi öfke, korku, keder, nefret gibi sınırları belli duygu kalıpları içinde değerlendirilse de kişiye hissettirdikleri bakımından eşsiz ve özeldir. Post-rock, kişide yarattığı duygunun derinleşebilmesi, o duyguyu olması gerekenden fazla hissettirebilmesi ve o duygunun fazlalığından kaynaklanan, daha önce tecrübe edilmemiş yeni bir duygu olarak ortaya çıkabilmesi noktasında başarılıdır.

Dinleyicinin Rolü

Modern dönemdeki post-rock şarkıların hemen hepsi uzun solukludur. Genellikle şarkı sözü olmadan bestelenir. Şarkı, başı ve sonu olan bir hikaye anlatıyormuşçasına ortaya çıkar. Bu hikayenin kahramanı elbette ki dinleyicidir. Dinleyici ister geçmişte yaşadığı bir anı hatırlar, ister yaşamakta olduğu anı anlamlandırır, isterse gelecekte yaşayacağı – yaşamak istediği senaryoları kafasında canlandırır. Bu durum, duyguyu daha da derinleştirir, daha kişisel bir hale getirir. Sonuç, huzur verici ya da yıkıcıdır. Dinleyen, olası sonucu göze almıştır.

Post-rock, ortak bir anlatıya/hikayeye dayanır. Post-rock müzik hakkında söylenen önemli bir söylem, müziğin ve müzik tonunun dilin ötesinde bir konuma sahip olduğu, diğer müzik türlerinden farklılaştığı, dinleyicilerin ortak bir müzik zevki yarattığı ve bununla birlikte, imkansız gibi görünen, birbirleriyle daha önce temas etmemiş insanların bir hikayeyi paylaştığı şeklindedir.

Diğer Yorumlar…

Post-rock türüne ilişkin bir diğer iddia ise, türün duygunun aşırılığını ortaya çıkaran yapısından ziyade, bir anlamsızlık/boşluk ortaya çıkardığına ilişkindir. Bu iddia, dilden tamamen kaçınan, kendine özgü üst gerçeklik yaratan ya da bir saf bir anlamsızlık/boşluk yaratan şarkı ismi seçimlerinde görülmektedir. Tanımlanamayanı ortaya çıkarması açısından insanda bir boşluk duygusuna sebep olmaktadır. 

Post-rock’ın toplumsal analizine ilişkin bir parantez açmak, türün genel resmini görmek açısından faydalı olacaktır. Birçok bilim insanı ve medya kuruluşu, post-rock dinleyicilerinin post-modern bir alt kültür grubuna ait olduğunu, popüler olandan ayrılarak kendi kültür grubunu oluşturduğunu söyler. Herkese ait olanı paylaşmasından ziyade, farklı coğrafya, farklı kültür, farklı yaş grubundan birçok kişiyi bir araya getirmesi ve paylaşılabilir ortak bir birliktelik ortaya çıkarmaktadır.

Son olarak; yazı boyunca, yazılanları daha da anlaşılır kılmak adına, örnekler oluşturabilecek 10 grup ve şarkıyı paylaşmak istedim. Ne de olsa müzik, farklı duyuları harekete geçirmede insanın sahip olduğu en tercih edilebilir seçimidir. Ülkemizde de çok fazla dinleyicisi olduğunu belirtmekte fayda var.

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button

Sinan Bulmuş

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.