YERÇEKİMİNİ BULMADI, KEŞFETTİ!
Isaac Newton bir gün elma ağacının altında otururken kafasına elma düşer ve yer çekimini bulur! Bize eğitim öğretim hayatımızda öğretilen hep buydu. Lakin bu yanlış bir bilgi. Halihazırda var olan bir şeyi bulamazsınız, sadece keşfedersiniz. Yani Isaac Newton’un kafasına elma düşmese de yer çekimi vardı. O, bunu keşfetti.
ZANNEDİLENDEN DAHA BÜYÜK BİR DÂHİYDİ.
17. yüzyılın dâhilerinden Isaac Newton, henüz 23 yaşındayken karanlık bir odada küçük bir delikten gelen güneş ışığını prizmadan geçirerek renk tayfı oluştuğunu gözlemlemiştir. Yani, yine okullarda verilen bilgi sonucunda öğrendiğimizin aksine, Isaac Newton bizim hayatımıza bir elmayla girmedi. O, öğretilenden çok daha büyük bir dâhiydi.
MUTSUZ BİR AİLE YAŞANTISI VARDI.
1642 senesinde doğan Isaac Newton’un babası, daha o doğmadan ölmüştü. Annesi ise, onu 3 yaşında terk etti. Geri döndüğünde Newton 11 yaşındaydı ama annesi tek başına değil yeni çocuklarıyla ve yeni kocasıyla gelmişti. Mutsuz bir aile yaşantısı olan Newton’un tek kaçacağı nokta, sonsuz merakı olmuştur.
BAŞARISIZ BİR ÖĞRENCİYDİ.
Newton, 1661 yılında Cambridge bünyesindeki Trinity College’e girdi. Tüm o keşiflerinin ve bilgi birikiminin aksine, üniversite hayatında başarısız bir öğrenciydi. Çünkü onu destekleyecek bir arkadaşı ve ailesi yoktu.
BİRÇOK İCADI BULUNMAKTADIR.
Büyük bir fizikçi ve matematikçi olan Newton, bu dalların yanı sıra astronomiyle de ilgilenmiş ve hatta Yansıtıcı Teleskobun mucidi olmuştur.
ROBERT HOOKE İLE GİRDİĞİ TARTIŞMADA HIRSIZLIKLA SUÇLANDI.
Isaac Newton, ışığın spektrumu gizemini çözmüştü. Ama Hooke Newton’u, bu bilginin kendisine ait olduğunu ve ondan çaldığını iddia ederek onu aşağılamıştı ve bunun ardından Newton, Cambridge’deki evinde uzun bir inzivaya çekildi.
ENGİN VE SONSUZ SORULARI VARDI.
Çok içine kapanık biri olan Newton, özellikle Hooke ile tartışmasında sonra evine kapanmış ve Antik Yunan filozoflarını, geometriyi incelemişti. Newton bu dönemde, madde ve uzay-zamanla ilgili cevaplanamayan sorularla ilgileniyordu.
BİLİNMEYENİ BULMAK KONUSUNDA ÇOK UMUTLUYDU.
Günümüzde özellikle Simyacı kitabıyla ve Harry Potter felsefe taşıyla popülerleşmiş olan simya dalına da oldukça meraklıydı. Simyanın tekrar keşfedilmeyi beklediğine inanıyordu. Basit metalleri altına çevirebilen ve hatta ölümsüzlüğün anahtarı olan yaşam iksirini bulmak istiyordu. Bunun yanı sıra kutsal kitabı fazlasıyla inceler Tanrı’nın şifrelerini çözmeye çalışır ve Hz. İsa’nın yeryüzüne ikinci kez gelişini hesaplamaya çalışırdı. Ama bu çalışmaları bir sonuç vermemiştir.
EDMOND HALLEY BÜYÜK BİR ROL OYNUYOR…
Edmond Halley, Newton’u ziyareti sırasında eserlerini gözlemlemiş ve bunların hiçbirinin çöpe gitmesine gönlü razı olmamıştır. Newton’un başyapıtı olan “Principia Mathematica” adlı eserini Halley bastırmak için çok uğraşmış hatta Kraliyet Cemiyeti’nin maddi durumdaki sıkıntısından dolayı kendi cebinden karşılayacağını söylemiştir. Edmond Halley olmasaydı Newton’un başyapıtı basılamayacaktı. Ayrıca Hooke’un Newton’a karşı olan yalan iddialarını da ispatlamıştı. Newton bu başyapıtında ilk elle tutulacak uzay yolculuğu teorisinden de bahsetmişti.
NEWTON KRALİYET CEMİYETİ BAŞKANI OLDU.
Robert Hooke’un ölümünden birkaç ay sonra, Newton onun yerine Kraliyet Cemiyeti Başkanı görevine getirildi.
Kraliyet Cemiyeti’nden büyük bilim insanlarının fotoğrafları yer almaktadır. Söylenti odur ki; bir gece Newton, Hooke’tan intikamını almak için onun fotoğrafının bulunduğu çerçeveyi şömineye atıp yakmıştır. Tabi bu sadece bir söylentidir.
