Başarılarıyla tıp dünyasını etkileyen yüzlerce, belki binlerce hemşire arasından, ismini tarihe altın harflerle yazdıran en ünlü 10 hemşire:
Not: Sıralama doğum yıllarına göre yapılmıştır.
Dorothea Dix, 1802-1887
Amerikan İç Savaşı hemşirelerinden biri; bir aktivist, hümanist ve sosyal reformcu olan Dorothea Dix, 1821’de Boston’da bir kız okulu kurdu. Hastalıkları sebebiyle sık sık kesintiye uğramış olsa da, 1835 yılına kadar öğretmen olarak çalışmaya devam etti.
1841 yılında, Massachusetts’deki East Cambridge Cezaevi’nde Pazar okulunda, çağrı üzerine ders vermeye başladı ve bu süreçte, kadın ve erkek mahkumların yanı sıra akıl hastası mahkumların yaşadığı koşullardan etkilendi. Sonrasında, neredeyse 2 yıl boyunca akıl hastalarının kapatıldığı kurumları inceledi ve 1843 yılında eyalet meclisine bir rapor sundu.
Raporun akabinde eyalette yapılan değişikliklerin ardından, çalışmalarını diğer eyaletlere sundu. Hayatı boyunca çok sayıda eyalette ve Kanada’da akıl hastaları için özel hastaneler kurulmasını sağladı.
Dix çalışmalarıyla hem ABD’de hem de dünyada akıl hastalarının sağlıklı ortamlara sahip olmasının yanı sıra tedavi yöntemleriyle de fark yarattı.
Mary Jane Seacole, 1805-1881
1805 yılında Kingston, Jamaika’da doğan Mary Seacole, hemşirelikle ilgili bilgisini, geçersiz askerler için yatılı bir ev işleten annesinden öğrendi.
1850 yılında başlayan ve 30.000’den fazla insanın ölümüne sebep olan kolera salgını sırasında çok sayıda hastayı tedavi eden Seacole, Küba’dan Haiti’te, Bahamalar’dan Orta Amerika’ya ve İngiltere’ye kadar pek çok yere seyahat etti. Bu seyahatlerde tıp bilgisini geliştiren Seacole, 1854 yılında İngiltere’ye geri döndü ve burada, Savaş Ofisi’nde çalışmaya başladı.
Yetersiz ve kötü şartlardaki tıbbi tesislerin yer aldığı Kırım’a, hem ordu hemşiresi olarak hem de Florence Nightingale ve ekibiyle gitme talepleri geri çevrilince, yol masraflarını kendisi finanse ederek Kırım’a gitti. Kırım’da bir İngiliz Oteli kurdu ve hem hasta hem de iyileşen askerler için rahat bir alan oluşturdu. Hem otelde hem de savaş alanında askerlere yardım eden Seacole, kısa bir sürede Mother Seacole olarak anılmaya başladı.
İngiltere’ye sağlıksız ve yoksul bir şekilde dönen Seacole, 1857 yılında medyada yer alan iflasa sürüklendiği haberlerinden sonra düzenlenen festivale katılan binlerce insanın desteğiyle iflastan kurtuldu. Aynı yıl, Birçok Ülkede Bayan Seacole’nin Harika Maceraları ismiyle bir otobiyografi yayımlayarak, İngiltere’de bir kadın tarafından yazılmış ilk biyografiye imzasını attı.
Ölümünün ardından ismi uzun süre Nightingale’in ününün gölgesinde unutulmuş olsa da, 2000’li yıllarda hayatı İngiltere’de ilkokul müfredatına dahil edildi, İngiltere’nin en ünlü 100 siyahisi arasında birinci sırada yer aldı ve Londra’da bir heykeli yapıldı.
Florence Nightingale ‘Lambalı Kadın’, 1820-1910
Modern hemşireliğin kurucusu olan Florence Nightingale, hemşire olmasının yanı sıra bir istatistikçi ve sosyal reformcuydu.
Kırım Savaşı’nda eğitim alan hemşirelerin yönetecisi konumunda bulunan Nightingale, gece gündüz durmadan savaşta yaralanan askerlerin tedavi ve bakımlarını yaptı. Bu yüzden Lambalı Kadın olarak da anılan Nightingale, 1860 yılında, Londra’da St. Thomas’ Hastanesi’nde kendi hemşirelik okulunu kurdu. Şu anda King’s College London’un bir parçası olan okul, dünyanın ilk sivil hemşirelik okuludur.
Aynı zamanda bir yazar olan Nightingale; sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, Hindistan’daki açlıkla mücadele ve kadınların işgücüne katılımı gibi konularda da aktif olarak çalıştı.
Bugün Nightingale’nin doğum günü, her yıl Uluslararası Hemşireler Günü olarak kutlanır. Ayrıca 1912 yılından itibaren, Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından, hemşire ve hemşire yardımcılarına verilen en yüksek ödül olan Florence Nightingale Madalya’sı verilmektedir.
Clara Barton ‘Savaş Alanının Meleği’, 1821-1912
25 Aralık 1821 tarihinde, Massachusetts, Oxford’da doğan Clara Barton, 15 yaşında öğretmen oldu ve bir süre sonra New Jersey’de ücretsiz bir devlet okulu açtı.
Daha sonra ABD Patent Ofisi’nde çalışmak için Washington’a taşınan Barton, iç savaş sırasında bağımsız olarak hemşirelik yaptı.
1870 ve 1871 yılları arasında Fransa-Prusya savaşı sırasında Avrupa’ya giden ve orada Uluslararası Kızılhaç ile çalışan Barton, ABD’ye döndükten sonra 1881 yılında, Amerikan Kızıl Haç’ı kurdu.
Amerikan Kızıl Haç’ın ilk başkanı olarak görev yapan Barton, Kızıl Haç’tan ayrıldıktan sonra da konuşmalar yaparak ve dersler vererek aktif bir hayat sürdü.
Mary Eliza Mahoney, 1845-1926
Mary Eliza Mahoney, ABD’de hemşirelik eğitimi alan ve profesyonel olarak çalışan ilk Afrikalı-Amerikalıdır.
1879 yılında hemşirelik okulundan mezun olan Mahoney, 1908 yılında meslektaşları Martha Minerva Franklin ve Adah B. Thoms ile birlikte, New York’ta Ulusal Renkli Mezun Hemşireler Birliği’ni (National Association of Colored Graduate Nurses – NACGN) kurma kararı aldı. Kuruluş, Afrikalı-Amerikalı hemşirelerin çalışma ve yaşam standartlarını yükseltmek için çalışmalarda bulundu. Ayrıca hemşirelik mesleğindeki ırk ayrımcılığını ortadan kaldırmak konusunda önemli bir etkiye sahipti. NACGN, 1951 yılında Amerikan Hemşireler Derneği’yle birleşene kadar faaliyetini sürdürdü.
Mahoney, öncü çalışmaları sebebiyle çok sayıda ödüle layık görüldü. Bunlar arasında 1976 yılında Amerikan Hemşireler Derneği Onur Listesi’ne, 1993 yılında Ulusal Kadınlar Onur Listesi’ne alınması ile 1936’dan sonra NACGN ve sonrasında Amerikan Hemşireler Derneği tarafından ismi verilen Mary Mahoney Ödülü bulunmaktadır.
Lillian Wald, 1867-1940
1867 yılında doğan Lillian Wald, 1891 yılında New York Hastanesi’nde hemşirelik eğitimini tamamladı. Mezuniyetinin ardından New York Çocuk Sığınma Evi’nde evsizlerle ilgili çalışmalar yaptı. 20. yüzyılın başlarında yoksulluk, gecekondulaşma, yetersiz beslenme, eğitim, alkolizm, suç ve savaş gibi toplumsal sorunları Hristiyan ahlak ilkeleriyle çözmeye çalışan Sosyal Gospel Harekatı’na katıldı.
Women’s Medical College’da eğitim almaya başlayan Wald, sınıf arkadaşı Mary Brewster ile birlikte, göçmen kadınlar başta olmak üzere sosyoekonomik düzeyi düşük olan gruplara hijyen ve evde bakım konularında eğitim verdi ve hemşirelik bakımı sundu.
Jacop Schiff ve Solomon Loeb tarafından finanse edilen iki arkadaş, 1893 yılında, ilk organize halk sağlığı hemşireliği ajansı olan Henry Street Settlement’i kurdu. Wald ve Brewster, halk sağlığı hemşireliğinin doğuşuna katkı sağlamalarının yanı sıra hemşirelik uygulamalarına da yeni bir boyut kazandırdılar.
Hemşireleri hastane tabanlı ve yatak başı hasta bakımı, sağlığı geliştirme ve hastalıkları önleme konularında eğitmelerinin yanı sıra özürlü çocuklar için özel eğitim programları da geliştirdiler.
Wald, bunların yanı sıra diğer sosyal aktivistlerle beraber, Beyaz Saray Çocuk Konferansı düzenledi ve ABD Çocuk Bürosu’nu kurdu.
Okul sağlığı hemşireliği uygulamasının başlatılması konusunda Rogers’a öncülük eden Wald, 1903’de Kadın İş Sendikası’nın geliştirilmesine destek oldu ve 1904’de Florence Kelley ile, Ulusal Çocuk İşçiliği Komitesi’ni kurdu.
Bazı tarihçiler tarafından, Yahudi Florence Nightingale olarak anılan Wald, Yahudi göçmenlerle çalışmasının yanı sıra 1905’de Siyahi İnsanların Gelişmesi için Ulusal Birlik’in kurulmasına da destek oldu.
1912 yılında, Halk Sağlığı Hemşireliği Ulusal Örgütü’nün kuruculuğunu üstlenen Wald, hayatı boyunca anti-militarist, savaşa ve şiddete karşı bir tavır sergiledi.
Mary Carson Breckinridge, 1881-1965
Bir hemşire-ebe olan Mary Carson Breckinridge, Kentucky kırsalındaki dağlık bölgelerde yaşayan ailelere kapsamlı tıbbi bakım sağlayan Frontier Nursing Service’yi (FNS) kurdu. Kuruluş, karayoluna ve raylı sistemlere uzak, yoksul bölgelerde hizmet verdi. Breckinridge, bu bölgelere ancak at sırtında ulaşabiliyordu.
Uygulamalarında Avrupa modelini de kullanan Breckinridge aynı zamanda, hemşire-ebelerin evlerde ve merkezi olmayan kliniklerde bağımsız ve profesyonel olarak çalışabilmesi için eğitimler verdi.
Breckinridge’nin çalışmaları, Appalachia bölgesinde bebek ve anne ölümlerini düşük bir maliyetle azaltmasına rağmen, geliştirdiği hemşire-ebelik modeli ABD’de benimsenmedi.
Margaret Higgins Sanger, 1883-1966
Margaret Higgins Sanger, Margaret Louise Higgins ve Margaret Sanger Slee isimleriyle de bilinen Sanger, hemşire olmasının yanı sıra doğum kontrolü savunucusu, cinsel eğitimci ve yazardır.
New York’ta, yoksul göçmen mahallelerinde ziyaretçi hemşire olarak görev yapan Sanger, doğum kontrolünü ve kürtajı yasaklayan 1873 tarihli Comstock Yasası sebebiyle düşük yapmaya çalışan veya yasadışı kürtaj yapan yerlere başvuran kadınların hayatlarını tehlikeye atmalarına tanık olduktan sonra doğum kontrolü yöntemlerinin yaygınlaşması için mücadele etmeye başladı.
Kadınlara postayla diyafram gönderdiği için hakkında soruşturma açılan Sanger, 1916 yılında, ABD’deki ilk doğum kontrol kliniğini açtığı için tutuklandı.
1921 yılında Amerikan Doğum Kontrol Birliği’ni kurdu. Aynı zamanda uzun zamandır hayalini kurduğu ‘sihirli ilaç’tan vazgeçmedi ve kolay erişilebilir ve ucuz bir doğum kontrol hapı ortaya çıkartmak için araştırmalarını sürdürdü.
1951’de üreme sağlığı uzmanı Gregory Pincus ile tanıştı. Hap çalışması için maddi kaynağı da sufrajet Katherine McCormick’in sağlamasıyla, 1960 yılında ilk doğum kontrol hapı, Envoid üretildi.
Kadınların bedenleriyle ilgili kararlarında özgür olmaları gerektiğini savunan Sanger, aynı zamanda zihinsel veya bedensel engelli kişiler, cahiller, yoksullar, suçlular, fahişeler ve uyuşturucu bağımlıları gibi bazı ‘istenmeyen’ grupların isteseler de çocuk sahibi olmamaları, kısırlaştırılmaları ve hatta toplumdan ayrı tutularak çalışma kamplarına gönderilmeleri gerektiğini savunuyordu.,
Pek çok grup tarafından eleştirilen ve feminizm tarihinde isminin geçmesi kabul edilmeyen Sanger’in, doğum kontrolünün yasal ve kadınların bedenleriyle ilgili kararlarında özgür olması gerektiğiyle ilgili çalışmaları sebebiyle, tarihteki en ünlü 10 hemşire arasında yer almayı hak ettiğini düşünüyoruz.
Rahibe Teresa, 1910-1997
1910 ile 1997 yılları arasında yaşayan Rahibe Teresa (Mother Teresa), ya da doğum ismiyle Agnes Gonca Boyacı, sosyal hizmetler görevlisi ve insan hakları aktivistiydi.
18 yaşına geldiğinde rahibe olmaya karar veren Boyacı, Hindistan’daki misyonerlik faaliyetleriyle tanınan Loretto Hemşireleri’ne katıldı ve Teresa ismini bu dönemde aldı. Kalküta’daki St. Mary Lisesi’nde coğrafya ve temel Hristiyanlık dersleri veren Teresa, 1944 yılında liseye müdür olarak atandı.
Rahibe Teresa, bugün dünyanın 400’den fazla noktasında faaliyet gösteren ve binlerce rahibenin görev aldığı Hayırsever Misyonerler topluluğunu, Vatikan’ın izniyle 1950 yılında kurdu.
1979 yılında Nobel Barış Ödülü alan Rahibe Teresa, hakkında pek çok eleştiri bulunsa da, iki hastayı iyileştirerek azize (ya da aziz) olabilmek için gerekli iki mucizeyi gerçekleştirdiği kabul edilerel 2016 yılında, Papa Franciscus tarafından azize mertebesine yükseltildi.
Dame Claire Bertschinger, 1953-…
Claire Bertschinger, gelişmekte olan dünyada acı çeken insanların savunucusu olarak ismini tarihe yazdırdı.
Gelişmekte olan ülkelerde, savunmasız insanlara yardım eden Bertschinger’in, 1984 yılında Uluslararası Kızıl Haç çalışanlarından biri olarak Etiyopya’da yaptığı kapsamlı çalışmalar, bugüne kadar en büyük yardım programı olan Live Aid’e ilham verdi.
Bertschinger, Florence Nightingale Madalyası ve Hemşirelikte İnsan Hakları Ödülü gibi birçok ödüle layık görüldü.