Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. 7 yaşında yakalandığı çiçek hastaladığından dolayı iki gözünü de kaybetti. Aşık Veysel, 21 Mart 1973’te sabaha karşı, saat 03:30’da, doğduğu köydeki evinde, akciğer kanseri sebebiyle vefat etti.
Kendi anlatımına göre;
Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım… Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan.
Babasının aldığı bağlamayla hayata bağlanmıştı ve şiirler yazmaya başlamıştı Veysel.
Aşık Veysel bestelediği ve derlediği türkülerde; hüzün, yaşam sevinci, doğa, umutsuzluk, din, siyaset, aşk ve umutsuzluk gibi birçok konuya değinerek hem çalmış hem de söylemiştir.
‘Benim sadık yarim kara topraktır’ deyişiyle gönüllere taht kuran Aşık Veysel; Sazımdan Sesler, Deyişler ve Dostlar Beni Hatırlasın adlı kitaplarında şiirlerini bir araya getirmiş ve kitap olarak yayınlanmıştır.
İlk Eşi Esma Hanım’ın Kaçış Hikayesi
Bir gece karı koca uyumak için yatağa girerler. Kadının gözüne bir türlü uyku girmez, çünkü o gece özeldir. O gece kocasını terkedecek, sevgilisi ile köyden kaçacaktır.
Kocasının uyumasından bayağı bir zaman sonra, pencerede beklediği taşın sesini duyar kadın. Ayakkabılarını giyer, önceden hazırladığı eşyalarını alır ve bahçede bekleyen sevgilisinin yanına gider. Koşarak oradan uzaklaşırlar.
Çift, Samsun’a vardıklarında Bafra civarında bir çeşmenin başında soluklanmak için durur. Yorgun, aç ve parasızlardır.
Kadın duraksamayı fırsat bilip yol boyunca ayakkabısında kendisini rahatsız eden şeyi çıkartmak ister.
Ayakkabısının içinde para ve bir de not vardır. Kocası her şeyin farkındadır. Biliyordur, gidecek…
Bir anlatıya göre not şöyledir;
‘Al bu para ananın ak sütü gibi helal olsun, gittiğin yerde kendini ezdirme. Bir de güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa…’
O yoksul köylü, bütün parasını, başka bir adam için kendisini terk eden eşinin, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koymuştur.
Aşık Veysel’in kendi yaşam hikayesiyle birleştiğinde daha da fazla anlam kazanan dizeleri…