1870 ile 1937 yılları arasında yaşayan Alfred Adler, Sigmund Freud ve Carl G. Jung ile birlikte derinlik psikolojisinin üç büyük psikiyatrından biridir.
İnsan zihni üzerindeki çalışmalarıyla alanında büyük bir etki yaratan ünlü doktor, bireysel psikoloji ekolünün de kurucusudur.
Derinlik Psikolojisi
Freud’un, klasik bilinci inceleyen ruh bilimine karşı bilinçdışını inceleyen ruh bilimine verdiği isimdir.
Freud’un psikanalizi (ruh çözümlemesi), Adler’in bireysel psikolojisi ve Jung’ın analitik psikolojisinden doğan ruh biliminin genel ismidir.
Adler’in yaşamına yön veren dönüm noktaları, küçük yaşlardayken geçirdiği hastalıklar ile kardeşinin ölümüydü.
Bu iki sebeple doktor olmak isteyen Adler, babasının da teşvikiyle Viyana Üniversitesi’nde Tıp öğrenimi gördü.
İlk ihtisas alanı göz, ikincisi ise, iç hastalıkları oldu. Daha sonraysa, psikiyatriye yöneldi.
- Doktor olarak çalıştığı ilk yıllarda, hastanın çevresiyle ilişkilerinin de göz önüne alınması gerektiğini vurguladı ve hastaların sorunlarına bütünlükçü bir yaklaşım geliştirmeye başladı.
- İlerleyen yıllarda, bireylerin bütünleşmiş ve tamamlanmış varlıklar olarak anlaşılabileceğini, kişiliğin bir bütün olduğunu savundu.
- Sirkte çalışan insanları tedavi etmesi Adler’i, aşağılık ve üstünlük kompleksleri üzerine çalışmaya itti.
- Ayrıca insan zihni üzerinde de çalışan Adler, bir hedef belirlemeksizin engellerin ve sınırlamaların fiziksel ve zihinsel etkileri üzerine veri toplamaya başladı.
Alfred Adler, 1902 yılında, daveti üzerine Freud’la bir araya geldi ve psikiyatrın evinde düzenlenen ünlü toplantılara çağrıldı.
Önceleri Çarşamba Psikoloji Derneği, daha sonra Viyana Psikanaliz Derneği ismini alan topluluğa katılan Adler, 1904 yılında Freudyen Teoriye karşı eleştirilerini dile getirmeye başladı. Buna rağmen Freud’un da isteği üzerine, toplulukta kalmayı sürdürdü.
Adler’in Freud’un görüşlerinden ayrıldığı noktalar kısaca özetlenirse;
- Freud, içgüdüsel etkilerin üzerinde gereğinden fazla durmuş, toplumsal ve kültürel etkileri göz ardı etmiştir. Adler’e göre sosyal faktörler ve çevre, bireyin refahı yani fiziksel, zihinsel ve psikolojik sağlığı için önemlidir.
- Davranışlar yalnızca içgüdüler ve bilinçdışı tarafından belirlenmez. Davranışın belirlenmesinde bilincin rolü azımsanamaz.
- Nietzsche’nin düşüncelerinden etkilenen Alfred Adler, iradenin cinsellikten daha önemli bir deneyim olduğunu ve hayal kırıklığının aşağılık kompleksine yol açtığını savunuyordu.
- Yetişkinlik yaşantımızın, yaşamımızın ilk yıllarındaki deneyimlerimizle ve onların bilinçdışı etkileriyle şekillendiğini reddediyordu. Adler’e göre birey, şu andaki yaşamına yön ve anlam verme yeteneğine sahiptir.
1910 yılında Adler, hem Viyana Psikanaliz Derneği’nin başkanı oldu hem de Freud ve Stekel ile Psikanaliz Dergisi yayımlamaya başladı.
Ancak Adler ile Freud arasındaki çatışma giderek arttı ve Adler, kendisini geleneksel psikanalizden ayırma kararı aldı.
Yayın yönetmeni olduğu dergide de bu düşüncesini ilan etti.
1911 yılında ise, Özgür Psikanaliz Araştırmaları Derneği’ni kurdu. 1912’de derneğin ismini, Bireysel Psikoloji Derneği olarak değiştirdi.
Dengeleme – Aşağılık ve Üstünlük Komplekslerinin Gelişimi
Yapısal patoloji modeline dayanan ve bedenin, herhangi bir organik yetersizliği kendiliğinden telafi ettiğini iddia ettiği dengeleme kavramını öne sürdü.
Dengelemeye göre;
Her bireyin ana itici gücü iradedir. İrade engellendiğinde aşağılık kompleksi ortaya çıkar. Birey, bu durumla başa çıkmak için bir üstünlük kompleksi geliştirir.
Kişilik Gelişiminde Ailenin Etkisi
Anne-Baba Etkisi:
Adler’e göre, kişiliğin oluşumunda ebeveynlerle kurulan ilişki ve etkileşim önemlidir ve çocuğun yetişkinlik yaşamında sorunlarla karşılaşmasına neden olacak iki tür ebeveyn davranışı vardır:
- Aşırı korumacılıkla çocuğun şımartılması.
- Çocukla yeterince ilgilenmeme ve çocuğu ihmal etme.
Doğum Sırası ve Kardeş İlişkileri:
Adler, kardeşler arasındaki ilişkilerin ve ailedeki psikolojik doğum sırasının kişilik gelişiminde etkisi olduğunu savunmuştur.
Aynı çevrede yetişen, aynı ailenin çocuklarının her birinin farklı psikolojik durumda olmasının sebebi budur.
Genel Olarak Bireysel Psikoloji
- Adler’e göre davranışlarımızı şekillendiren ana unsurlar isteklerimiz ve beklentilerimizdir. Yani; sadece kalıtsal ya da sadece çevresel olarak belirlenmezler. Çünkü karşılaştığımız olayları farklı şekillerde yorumlarız ve onları etkileyebilir veya yeniden yaratabiliriz.
- Bireysel psikoloji, tüm insan davranışlarının amaçlı ve hedefe yönelik olduğunu savunur.
- Aile içi deneyimler ve kardeşlerle olan ilişkiler, bireyin yaşam tarzının gelişmesine katkı sağlar. Algılarımızı, düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı belirler.
- Yaşanan olaylar, kişide olumsuz etkiler bırakmaz. Kişilerin olayları yorumlama şekli kişiliğini ve davranışlarını şekillendirir.
- Bir başka ifadeyle; kişilerin kişilik ve davranışlarını şekillendiren şey nesnel gerçeklik değil, öznel (algılanan) gerçekliktir.
- Kişinin hedefleri ve bunlara ulaşmak için izlediği yol, yaşam tarzını oluşturur. Yaşam tarzı; kişiye özgü alışkanlıklar, davranışlar ve tutumlar örüntüsüdür.
- 4-5 yaşlarından itibaren kalıtım, çevre ve yaratıcı gücümüzle oluşan yaşam tarzı değişime dirençlidir.
- Çocukluktan itibaren yaşadıklarımızı (travmalar da dahil) yeniden değerlendirerek yeni bir yaşam tarzı oluşturabiliriz.
- Diğer insanlarla paylaşımlarımızdaki başarımız ve diğerlerinin iyilik hallerine olan ilgimiz ruh sağlığımızın ölçütlerinden biridir.
- Sosyal ilgi geliştikçe aşağılık duygusu ve yabancılaşma azalır.
- Tüm insanlar yaşam hedefi belirlemede yaratıcı güce sahiptir.
- Kurgusal hedeflerimiz, yaşamla etkili bir şekilde baş etmemize yardımcı oldukları sürece işlevseldir. Bu hedefler işlevlerini kaybettiklerinde değiştirilmelidir.
Alfred Adler İle İlgili Diğer Önemli Bilgiler
- Nazilerin yükselişinden sonra Avusturya hükümeti, Yahudi olması sebebiyle Adler’in kliniklerinin pek çoğunu kapatmıştır. Ayrıca Avrupa ülkelerinin pek çoğunda doktorun eserleri yasaklanmıştır. Buna rağmen Adler, dünyanın pek çok yerinde misafir profesör olarak ders vermek üzere davet edilmiştir.
- Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 30’un üzerinde çocuk kliniği kurmuştur. Buralarda başta öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları ve doktorlar olmak üzere pek çok profesyonele eğitimler vermiştir.
- İzleyici önünde canlı gösteriler yapan Adler, eğitim uygulamalarının öncüsü kabul edilmektedir.
- Alfred Adler, aynı zamanda, psikodinamik yaklaşımın ilk uygulayıcılarından biridir.