Milli maç arasından döndüğümüz ilk haftada Süper Lig’de sürpriz skorların görüldüğü birçok müsabakaya tanık olduk. Loic Remy’nin kariyerindeki ilk hat-trick’i yaptığı Rizespor ve Ankaragücü arasındaki 8 gollü mücadele; ilk 4 haftada bırakın galibiyeti, gol dahi atamayan son şampiyon Başakşehir’in Trabzonspor deplasmanından aldığı 2-0’lık galibiyet; bol gollü Göztepe-Fenerbahçe karşılaşması,… Ancak kuşkusuz ki, bu hafta oynanan maçlarda en beklenmedik sonuç Galatasaray-Alanyaspor maçından geldi.
Lige, Gaziantep FK karşısında alınan 3-1’lik galibiyetle başlayan sarı kırmızılılar, sergiledikleri oyunla herkesin beğenisini kazanmıştı. Ve bu oyunu bir sonraki hafta Başakşehir mücadelesinde de sahaya yansıtmayı başarmıştı.
Gelin görün ki, Fenerbahçe derbisinde istenilenin bir türlü verilememesi ve akabinde gelen golsüz beraberlik, Rangers karşısında alınan mağlubiyet, milli maç arasından hemen önce oynanan Kasımpaşa mücadelesinde gelen yenilgi, sarı kırmızılıları bir anda eleştiri oklarının hedefi haline getirdi.
Buna, yönetim ve Fatih Terim arasında yaşanan transfer krizi, takımdaki 2 futbolcunun ücretinde indirime gitmeyi kabul etmemiş olmasının başkan Cengiz ve ekibinde yarattığı kırgınlık, kadro yetersizliği ve daha birçok neden örnek verilebilir.
Terim, birkaç hafta önce düzenlediği basın toplantısında kadro yetersizliğinden dem vurmuştu. Bunun yanında, kulübün her sene şampiyon olması ve hatta Şampiyonlar Ligi’ni kazanması halinde bile borçların çevrilemeyecek seviyede olduğundan söz etmişti.
Tüm bunların ötesinde, dış etmenlerden bağımsız, mercek altına alınması gereken başka bir husus var; bu takımın ne oynamak istediği hala anlaşılamıyor.
Belhanda’nın inişli çıkışlı performansı ve orta sahada üretkenlikten uzak olan Etebo-Taylan birlikteliği, takımı gol yollarında farklı arayışlara sevk ediyor. Tam bu noktada, beklerden hücuma katkı sunması ve gerektiğinde çizgiye inerek topu ceza alanına ortalaması bekleniyor. Kanat oyuncularından da ayağa kısa paslarla topu rakibin yarı sahasında tutması isteniyor. Ancak, özellikle bu hafta izlediğimiz maçtan ilham alarak değerlendirirsek, Babel ve Emre Kılınç ile bu iş biraz zor.
Orta sahadaki ikili, oyunu geniş çerçevede oynamakta zorlanıyor. Taylan kendisine verilen şansı iyi kullanıyor, ancak defansif olarak oyuna sağladığı katkıyı, hücum anlamında ondan beklemek pek mümkün değil. Keza Etebo’dan da çift yönlü oynaması beklenirken Nijeryalı orta saha oyuncusu bunun için uygun bir profil değil.
Belhanda, Feghouili ve Arda gibi isimlerin yedek olarak başlatılması tartışmaları beraberinde getiren bir diğer unsur olarak dikkat çekiyor. Oyunun kötü seyrine rağmen, Feghouli’nin bir türlü hamle oyuncusu olarak değerlendirilmemiş olması ve maçı yedek kulübesinde tamamlamış olması, taraftarların büyük bir kısmı tarafından anlaşılması güç bir durum olarak değerlendiriliyor.
Forvette Falcao’ya alternatif olarak kadroda tutulan Mbaye Diagne’nin bir türlü kendisinden istenilen performansı sergileyememesi, kaleye Muslera’nın yokluğunda 1. kaleci olarak transfer edilen Fatih’in bekleneni verememesi ise, Galatasaray’ın sorunlarından bazıları. Ligde 5 hafta geride kalmış olmasına rağmen takımın oturmamış olması, taraftarı gelecek haftalar adına endişelendirse de, birçoğunun Terim’e olan güveni tam.