Empresyonizm (İzlenimcilik) Nedir?
Empresyonizm veya İzlenimcilik, 19. yüzyılda Fransa’da doğmuş ve daha sonra diğer ülkelere yayılmış bir sanat akımıdır. Özellikle resim olmak üzere, pek çok sanat dalı empresyonizmden etkilenmiştir.
“Sanatta nesnelerin durağan ve kavramsal yanından çok; geçici izlenimlerini, değişkenliğini yakalamaya yönelik eğilimdir.”
Akım, doğadaki unsurların kişide meydana getirdiği duyumların ve duygusal izlerin algılandığı biçimde resme aktarılmasını hedefler. Sanatçı, doğayı ve nesneyi objektif ve realist olarak değil, yerleşik kurallara kulak asmadan, öznel izlenimlerine göre resmetmektedir.
Empresyonizmde sanatçının izleniminin en önemli kaynakları ışık, renk, hava ve andır. Geleneksel konulardan vazgeçilmiş; halka, insana, doğaya ve gerçeğe yönelik resimler yapılmıştır. Atölyelerden çıkılmış, açık havada çalışılmıştır.
Ressamlar, resimde günün belirli zamanlarında farklılaşan ışık ve o ışığın doğa ve nesne üzerinde değişen etkilerini yansıtmışlardır. Sanatçının gördükleri karşısında kendisinde uyanan duygu ve düşünceler esas teşkil etmiştir. O zamana kadar resimde elzem kabul edilen gerçekçilik ve nesnellik kaynaklı biçim özellikleri artık önemini kaybetmiştir. Bilimsel perspektif yerine hava perspektifi kullanılmaya başlanır.
Saf ve prizmatik renkleri tercih eden empresyonistler, hafif ve hızlı fırça vuruşları kullanmışlardır. Keskin çizgiler yerini birbirinden ayrı ve tek tek tuşlar halinde uygulanan fırça dokunuşlarına bırakmış, şiddetli kontrastlardan kaçınılmış, koyu renkler paletlerden çıkarılmıştır.
Pek çok dünya ressamı gibi, Meşrutiyet yıllarında Avrupa’ya gönderilen Türk ressamlar da bu akımdan etkilenerek empresyonist eserler ortaya koymuşlardır. Batılılaşma süreci ile beraber, II. Meşrutiyet’in ilanından sonraki iki yılda pek çok ressam resim eğitimi almak maksadıyla Avrupa’ya gitmiştir. İbrahim Çallı, Avni Lifij, Namık İsmail ve Nazmi Ziya Güran gibi isimlerden oluşan bu sanatçılar orada Fernand Cormon, Jena-Paul Lourens ve Albert Laurens’ın atölyelerinde çalışmışlardır.
Çallı Kuşağı
Empresyonist özellikler Türk resminde 1914 Kuşağı ya da başka bir deyişle bu dönem sanatçılarının içinde en ünlüsü olduğu için Çallı İbrahim’in adından hareketle Çallı Kuşağı olarak nam salan ressamlar ile birlikte görülmeye başlanmıştır. Avrupa’da aldıkları eğitim ile birlikte empresyonist resmi başarılı bir şekilde Türkiye’ye taşımışlardır.
Fransız izlenimci ressamlarının en çok çalıştıkları konunun manzara oluşu, Çallı Kuşağı ressamlarının empresyonist resme yönelmesinde bir etken olmuştur. Çallı Kuşağı’nın ortak üslubu, tıpkı batı empresyonizminde olduğu gibi, doğanın yahut nesnenin belli bir ışık ve atmosfer etkisi altındaki anlarını, duyumsadıkları, algıladıkları ve hissettikleri biçimde resmetmeleridir. Saf ve canlı renkler dinamik ve serbest fırça vuruşlarıyla tuvale taşınmıştır. Fransız empresyonistlerden farklı olarak daha sezgisel eserler ortaya koymuşlardır, doğayı daha ayrıntılı gözlemlemiş ve resmetmişlerdir.
19. yüzyılın sonlarına doğru etkin olan ressam Hoca Ali Rıza resmi sokakta yapmış ve doğayı açık havada izleyerek resmetmiştir. İstanbul’un dar sokaklarını, ahşap evlerini, denizini ve ışığını bu şekilde tuvale yansıtan Hoca Ali Rıza konu ve yöntem açısından empresyonistlere öncülük etmiştir.
Batı etkisindeki resim sanatımız, Çallı Kuşağı zamanında İstanbul sınırları dışına çıkmamıştır. Türk izlenimciler İstanbul’un semtlerini, tarihsel dokusunu, deniz manzaralarını güneş ışığı altındaki anlık izlenimleriyle, canlı renkler ve savruk fırça darbeleriyle resmetmişlerdir.
Yurda dönen Çallı Kuşağı sanatçıları Osmanlı Ressamlar Cemiyeti çatısı altında bir araya gelmişlerdir. Yaptıkları eserleri 1916 yılından itibaren Galatasaray Üniversitesi’nde her yıl Ağustos ayında sergilemişlerdir. Bu sergilerde gözler önüne serilen eski resim gelenekleriyle olan bağın kopmuş olmasıdır. O güne kadar tekrarlanan ve popüler olan konuların terkedildiği görülmüştür. Figür ve portre çalışmaları artmıştır. Kuşağın en ilerici tavrı ise çıplak kadın çalışmalarının cesurca ele alınması olmuştur.
Çallı Kuşağı sanatçıları yaygın olarak peyzaj çalışmaları ortaya koymalarına rağmen, insanı güncel uğraşları içinde resmettikleri çalışmalar ve toplumsal gerçeklikleri yansıtan Cumhuriyet döneminden tarihi konulu ve savaş konulu eserler de bulunmaktadır. İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Nazmi Ziya Güran, Hüseyin Avni Lifij, Hikmet Onat, Namık İsmail, Ruhi Arel gibi sanatçılardan oluşan Çallı Kuşağı dönemin sanatına yön vermiş, kendilerine özgü bir empresyonizm yaratarak onu geliştirmişlerdir.
BONUS
Kaynakça ve ileri okuma:
- Seyfi Başkan, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, Çardaş Yayınevi, Ankara, 1994.
- Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi, Cilt 6.
- Nail Mustafa Kamacı, Çağdaş Türk Resminde Figür, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, 1997, Konya.
- Esma Parmaksız, İstanbul Ankara İzmir Resim Heykel Müzelerinde 1914 Kuşağı Eserlerinin Değerlendirilmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, 1999, İstanbul
- İpek Duben, Türk Resmi ve Eleştirisi(1880-1950), İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2007, İstanbul.
- Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi Lisans Düzeyi Ders Notları