Sosyal psikolojinin bir konusu olan ‘bystander effect’ dilimize seyirci etkisi (izleyici etkisi) olarak geçmiştir.
1967 yılında, Kitty Genovese isimli bir kadın akşam saatlerinde kendisini daha önceden de rahatsız eden Winston Moseley tarafından saldırıya ve tecavüze uğramıştı. Üstelik bu olay New York’ta apartmanların bulunduğu bir caddede yaşandı. Saldırıya uğrayan kadın korku dolu çığlıklar atarak yardım istemişti ancak Moseley tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü.
Daha sonra olayla ilgili dosya hazırlanırken fark edilen ayrıntı akıllarda soru işareti bırakmıştı. Dosyada yazanlara göre; olayın gerçekleştiği caddedeki apartmanlarda yaşayan insanlardan bazıları yardım çığlıklarını duymuş hatta pencerelerinden bakarak olaya tanıklık etmişlerdi. Polisi cinayet gerçekleştikten otuz dakika sonra arayan bir tanık, pencereden olayı gören 37 kişi daha olduğunu söylemişti. Ancak hiç kimse saldırıya uğrayan kadına yardım etmemiş ve polisi de aramamıştı çünkü hepsinin aklından aynı düşünce geçmişti: “Nasılsa birisi aramıştır.”
Olayın ortaya çıkmasından sonra yapılan araştırmalarla ortaya ‘Seyirci Etkisi’ denilen kavram çıktı. John Darley ve Bibb Latane yaptığı araştırmalarla bu etkinin farklı olaylarda ortaya çıkan, başkalarının varlığında yardım etme davranışının azalması olduğunu kanıtlamışlardır. Yani kişinin bir durumda yardım etmeye karşı istekliliği bulunduğu ortamda bir başkasının varlığına göre değişiyor.
Seyirci etkisinin ortaya çıkması, ortamdaki kişi sayısıyla ilişkilidir. Çevrede kişi sayısı artınca seyirci etkisi de artmakta ve yardımda bulunma davranışı azalmaktadır. Bu konuyla ilgili yapılan bir deneyde, market kasiyeri sırada yalnız bekleyen müşteriye içeriden bir şey getireceğini söyler ve kasadan ayrılır, bu sırada deneye dahil olan başka birisi gelir ve marketten ürün çalar. Kasa sırasında bekleyen bir kişi olduğunda hırsızlığın kasiyere bildirilme oranı %80 iken sırada ikiden fazla kişi olduğunda bu oran %30’a düşmektedir.
Seyirci etkisinde durumun ne olduğunun kesin olarak anlaşılamaması da insanların tepki vermeden beklemesine neden olmaktadır. Kitty Genovese olayında komşular gelen seslerin ne olduğundan tam emin olamadığı için polisi hemen aramamışlardır.
Bu konuda yapılan bir başka deneyde durumdan habersiz kişiler bir odaya alınır ve biraz beklemeleri istenerek yalnız bırakılır. Beklenilen odanın yanındaki odanın kapalı olan kapısının altından duman verilir ve kişinin görmesi beklenir. Odadaki kişi yalnız olduğu durumlarda duman gördüğünü ve yangın ihtimali olduğunu %75 oranında bildirirken, odada birden fazla kişi olduğu durumlarda dumanı bildirme oranı %38’e düşmüştür.
Seyirci etkisiyle ilgili diğer bir kavram da kimliksizleşmedir. Kalabalık ortamlarda yaşanan olaylarda kişiler davranışlarının fark edilmeyeceğini, fark edilse bile kendilerinin kim olduğunun ve nasıl davranması gerektiğinin sorgulanmayacağını düşünür. Bu yüzden de yükü başkalarına bırakarak hareketsiz kalmayı tercih eder.
Beş temel kişilik özelliğine bakıldığında uyumlu özelliği baskın kişilerin olaylar karşısında seyirci olarak kalması daha muhtemeldir. Yeni deneyimlere açık ve dışa dönük kişiler ise, seyirci kalmaktansa olaylara dahil olma eğilimindedir.
Bir araştırma bulgusuna göre kişinin içinde olduğu durum tehlikeliyse, suçu işleyen kişi belliyse ve olayın sonucunda fiziksel bir etki olacaksa, seyirci etkisi azalmaktadır. Bu tür durumlarda insanlar sorumluluğu daha fazla üstlenir.