
İmparatorluklar sınırlarını kazandıkları savaşlarla genişletmiş olsalar da, pek azı topraklarını elinde tutmayı başarmıştır. Kazanılan toprakları korumak ve elde tutmak bu denli zorken savaşmadan toprak kazanmak ancak büyük dehaların yapabileceği bir şeydir.
Ben de bu yazımda, kurdukları güçlü bürokratik sistem ile Osmanlı İmparatorluğu’nda savaşmadan kazanma sanatını ustalıkla icra etmiş olan Köprülü ailesinden bahsedeceğim.


Osmanlı İmparatorluğu şüphesiz çok geniş sınırlara hükmeden büyük bir imparatorluktu. Fakat her imparatorluk gibi sınırları genişledikçe, dönemin teknolojisini de göz önünde bulundurursak, merkezin otoritesi, talimatları ve kanunları topraklarının tamamına zamanında ulaşmıyor ve doğru bir şekilde işlemeyebiliyordu.

Bu durumun yaşanacağını öngören ilk kişi Fatih Sultan Mehmet’ten başkası değildi.
Merkezi yönetime ve güçlü bürokrasiye sahip bir imparatorluğun temellerini atan Fatih Sultan Mehmet, Fatih Kanunnamesi ile imparatorluğun devlet örgütü ve örgüt yapısının işleyişini düzenleyen temel kanunu hazırlatmıştı.

Fakat ne yazık ki kanunnamenin varlığı otoritenin korunmasında yeterli olmadı.
Kanuni Sultan Süleyman’ın ardından, yönetimde yavaş yavaş istikrarsızlık baş göstermeye başladı. Kabinelerin ve sadrazamların sık sık değişmesi, ülkeyi çıkmaza sürüklüyor ve giderek itibar kaybetmesine sebep oluyordu.
İşte, tam bu noktada karşımıza Köprülü ailesi çıkıyor.

Köprülüler Dönemi
Köprülüler dönemi, 15 Eylül 1656 tarihinde, Köprülü Mehmed Paşa’nın sadrazam olmasıyla başlamış, 15 Aralık 1683 tarihinde Kara Mustafa Paşa’nın azledilmesine kadar devam etmiştir.
Köprülü ailesinden sadrazamların görev yaptığı bu dönemde, imparatorlukta istikrar sağlanmış ve devlet uluslararası arenada yeniden prestijli ve güçlü bir statü kazanmıştı.
Köprülüler döneminin bitmesinin ardından imparatorluk, duraklama döneminden gerileme dönemine girmiştir.

Görsel Kaynağı

Köprülü Mehmed Paşa
Avcı Mehmet’in (IV. Mehmet) hükümdarlık döneminde, Mimar Kasım Ağa ile Valide Sultan’ın teklifiyle göreve gelen Köprülü Mehmed Paşa, pek çok kişinin aksine bu teklifi zorla kabul etmişti.
Ona göre; bu iş maaş veya şan için yapılamazdı. Üzerine alacağı yükün farkında olan Köprülü Mehmed Paşa, bir takım şartlar belirlemiş ve bu şartlar kabul edildiği takdirde göreve başlayacağını beyan etmişti.

Köprülü Mehmed Paşa’nın Şartları
Padişahın kabul ettiği şartlar şunlardı;
- Raporları geri çevrilmeyecek,
- Yapacağı atama, rütbe ve azillere kimse karışmayacak,
- Kendisi hakkında bir şikayet olduğunda, kendisine sorulmadan karara varılmayacak,
- Sarayda hiç kimse devlet işlerine karışmayacak.

Bu katı ve tamamen liyakate önem veren sadrazam, Osmanlı’da iç huzuru yeniden tesis etmeyi, tavizsiz bir idari yönetimle başardı.
15 Eylül 1656’dan öldüğü 31 Ekim 1661 tarihine kadar görev yaptığı süre boyunca; Çanakkale’de Venedik Cumhuriyeti ile yapılan kara ve deniz savaşlarında başarılı olunmasını, Limni ve Bozcaada adalarını düşmana karşı savunulmasını, Kadızadeler isyanının bastırılmasını, Erdel Seferi’nin başarıyla tamamlanmasını ve Abaza Hasan Paşa’nın isyanının bastırılmasını sağladı. Bunlara ek olarak; Kapıkulu askerlerini ve diğer devlet adamlarını kontrol altına alarak gereksiz maaş alımlarını büyük ölçüde durdurdu.

Köprülü Mehmed Paşa’nın uyguladığı liyakatli bürokrasi, iyi devlet adamları yetiştirilmesini sağladı. İstikrar, ülkenin doğusundan batısına tüm köylere dek yayıldı.
Ayrıca başarılı bir diplomat olan Mehmed Paşa ve kabinesi, yaptıkları anlaşmalarla savaşa gerek kalmadan topraklarınkorunmasını ve toprak kazanılmasını sağlamışlardı.
Halk artık keyfi uygulamalarla ezilmiyor, devletin kolları her yere yetişiyordu.

Fazıl Ahmed ve Kara Mustafa Paşa
Köprülü Mehmed Paşa’nın vefatından sonra sırasıyla bu aileye mensup olan Köprülü Fazıl Ahmed Paşa ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sadrazam olarak görev aldılar.
Köprülüler Dönemi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın II. Viyana Kuşatmasında bozguna uğrayıp 15 Aralık 1683’de padişah IV. Mehmed tarafından görevinden alınana dek devam etti.
SONSÖZ
Tarih bize öğretiyor ki; devleti ayakta tutmak için liyakatli kişiler ve güçlü bir bürokrasi gerekiyor. Geçmişten bugüne,her devletin istikrarlı olduğu ve işleyişi doğru bir şekilde sürdürdüğü dönemler muhakkak olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise, bu dönemi Köprülü ailesi temsil ediyor.