‘Gerçek cennetler, unuttuklarımızdır.’
Eleştirmen, roman ve deneme yazarı Valentin Louis Georges Eugéne Marcel Proust, 1871 ile 1922 yılları arasında yaşamıştır.
Dışavurumcu Fransız edebiyatının en önemli temsilcisi kabul edilen Proust, aynı zamanda, 20. yüzyılın en başarılı yazarlarından biri olarak değerlendirilmektedir.
‘Peki, hayatı önemsemeyeceksek neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrının asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir.’
Proust’un yarı otobiyografi olarak değerlendirilen, 7 ciltlik Kayıp Zamanın İzinde isimli romanı en başarılı edebi eserler arasında yer almaktadır.
1908 yılında başladığı ve 17 yılda tamamladığı Kayıp Zamanın İzinde, Fransa’da Üçüncü Cumhuriyetçiler yönetimi sırasında yaşanan toplumsal değişimi ve aristokrasinin çöküşünü açık bir şekilde göstermektedir.
‘Aslında bugünü yaşamayı sevmek için felaket haberlerine gereksinim duymamalıyız. İnsan olduğumuzu ve ölümle her an yüz yüze olduğumuzu bilmek yeterli olmalı bunu becermek için.’
Okul yıllarından itibaren edebiyatla ilgilenen Proust’un, La Revue Verte ve La Revue Lilas dergilerinde yazılarının yayımlanmasının yanı sıra Le Mensueljürnal’ında toplumla ilgili metinler yazdığı aylık bir sütunu bulunuyordu.
1892 yılında Le Banquet isimli aylık bir edebiyat dergisi çıkarma girişiminde yer alan Marcel Proust, bir süre sonra Le Banquet’in yanı sıra La Revue Blanche dergisi için de yazı yazmıştır.
‘Üslup kimilerinin sandığı gibi bir süsleme değildir kesinlikle; teknik meselesi bile değildir. Üslup – tıpkı ressamlar için renk gibi – bakışın bir niteliğidir, her birimizin gördüğü, başkalarının göremediği özel bir evrenin açığa çıkışıdır. Bir sanatçının bize sunduğu haz, bize bir evren daha tanıtmasıdır.’
Yazarın, 1896 yılında önsözü Anatole France tarafından yazılan ve çizimleri Mme. Lemaire tarafından hazırlanan Hazlar ve Günler (Les Plaisirs et les Jours) isimli kısa yazılarından oluşan bir derlemesi yayımlanmıştır.
Kitap, yayımlandığında gösterişli baskısının yanı sıra diğer kitaplarla arasındaki fiyat farkıyla da oldukça dikkat çekmiştir.
‘Sevgi bittikten sonra bile, sevmiş olmak tamamen anlamsız değildir, çünkü daima başkalarının anlayamadığı nedenlerle sevilir. Bu hislerin hatırasının sadece benliğimizde mevcut olduğunu hissederiz; onu görmek için, kendi içimize bakmamız gerekir.’
Çocukluğundan itibaren sürekli nükseden alerjiler ve astım gibi hastalıkları bulunan Proust, hayatı boyunca çalışmamıştır.
‘Kaybetmekten en çok korktuğumuz zenginlikler, kalbimiz tarafından ele geçirilmedikleri için, dışımızda kalmış olanlardır.’
Marcel Proust, Sodom ve Gomorra başta olmak üzere eserlerinde eşcinsellik temasını açıkça ve detaylı bir şekilde işleyen ilk Avrupalı romancıdır.
‘Sevdiğimiz insanlar, her zaman açıkça seçemesek de peşinde koştuğumuz bir hayali özlerinde barındırırlar.’
Yaşadığı dönemde edebiyat dünyasının yarısı Proust’u başarılı ve önü açık bir yazar olarak değerlendirirken bir kısmı, yazdıklarını okunamayacak kadar ağır bulmuştur.
‘Mutluluk bedene yararlıdır, ama ruhun güçlerini geliştiren acıdır.’
İki eserini, annesi ve kuzeni ile birlikte Fransızcaya çevirdiği John Ruskin, Ralph Waldo Emerson ve Charles Augustin Sainte-Beuve gibi edebiyatçı ve felsefecileri inceleyen Proust, annesini kaybettiği 1905 yılından itibaren deneme yazıları yazmaya başlamıştır.
Edebiyat kuramları geliştirmeye başlayan Proust, sanatçının toplantıdaki yeriyle ilgili düşünceleri üzerine de çalışmıştır.
‘İnsan mutsuz olduğu andan itibaren ahlakçı olur.’
Proust’un Eserleri
- Hazlar ve Günler (Les plaisirs et les jours, 1896)
- Kayıp Zamanın İzinde (A la recherche du temps perdu, 1913-1927)
Swann’ların Tarafı (Du coté de chez Swann, 1913)
Çiçek Açmış Kızların Gölgesinde (A l’ombre des jeunes filles en fleurs, 1919)
Guermantes Tarafı (Le Coté de Guermantes, 1920/21)
Sodome et Gomorrhe (Sodom ve Gomorrah, 1921/22)
Mahpus (La Prisonniére, 1923)
Albertine Kayıp (La Fugitive, 1925)
Yakalanan Zaman (La Temps retrouvé, 1927)
- Karışımlar (Pastiches et mélanges, 1919)
- Sainte-Beuve’ye Karşı (Contre Sainte-Beuve, 1954)
- Jean Santeuil (1954, Tamamlanmamış Eser)
Proust’un Kayıp Zamanın İzinde isimli romanı Roza Hakmen tarafından Türkçeye kazandırılmıştır. Hazlar ve Günler isimli eseri de Türkçeye çevrilmiştir.
‘İsteklerimiz hep iç içe geçtiğinden, hayat karmaşasında bir mutluluğun, onu gerektiren arzuyla tam olarak çakıştığı pek enderdir.’
1922 yılında önce bronşit krizi geçiren ve ardından zatürreye yakalanan Proust, akciğer apsesinden ölmüştür. Mezarı Paris’te Pére Lachaise Mezarlığındadır.
‘Mükemmel yalanlar, tanıdığımız insanlara ve onlarla geçmişteki ilişkilerimize, şu veya bu hareketimizin bizim tarafımızdan bambaşka bir biçimde ifade edilen amacına ilişkin yalanlar, nasıl bir insan olduğumuza, nelerden hoşlandığımıza dair yalanlar, bizi seven ve bütün gün bizi kucakladığı için bizi de kendisine benzer olarak biçimlendirdiğini zanneden kişiye beslediğimiz duygularla ilgili yalanlar, bize, hayatta yeni, bilinmedik ufuklar açabilecek, hiç bilemeyeceğimiz dünyaları seyredebilmemiz için gerekli, içimizde atıl olarak mevcut duyuları uyandırabilecek yegane şeydir.’