24 Aralık 2022

10 Maddede Güldürü Dehası Molière

Özge Topuz

~5dk

Molière, hiç kuşkusuz doğumundan bu yana 400 yıl geçmişse de hala severek izlenen birçok oyuna imza atmış ve değindiği konularla tiyatroda eserleri bugün dahi güncelliğini koruyan en önemli Fransız yazarlardan biri.


Gerçek ismi Jean-Baptiste Poquelin olan Molière’in hâlâ seviliyor olmasının ardındaki en büyük nedenlerden biri, komedi türünde kaleme aldığı oyunlarında bulunan toplum eleştirisi. Eserlerinde güldürü asıl amaçmış gibi görünse de aslında ortada bir yanlışın olduğunu anlatmak ister ve sonunda bir çeşit iyiye yönlendirme bulunur.

Toplum eleştirisi demişken, Molière’in oyunlarında hiçbir genç kız yaşlı bir adamla evlenmez. Ancak çağının sınırlarını aşan yazarın, yaşadığı dönemde dile getirdikleri düşünülünce cesurca bir yaklaşımla hareket ettiğini görebiliyoruz.

Sahte ve ikiyüzlü bulduğu durumları oyunlarında dile getirmekten çekinmeyen yazar, yasaklarla karşılaşmıyor değil. İlk olarak 1664 yılında Paris’te sahnelediği oyun olan Tartuffe beş yıl boyunca yasaklanıyor.

Tartuffe ilk kez XVI. Louis huzurunda oynanır, kiliseyi olumsuz şekilde temsil ettiği iddia edilerek yasaklanınca Molière tarafından sansürlenerek sahneye konur. Ve büyük ilgi toplar.

Kişilerin ve toplumun eksik yönlerinin ele alındığı, cimrilik gibi davranışların abartılı biçimde anlatılarak söz oyunlarının bolca kullanıldığı komedi türünde konuların günlük hayattan seçildiği eserlere en büyük örnekler Molière’in eserleridir.

Üç birlik kuralına uyan yazar, tüm sahte değerleri eleştirdiği eserlerinde kendini gülünç duruma düşüren karakterler üzerinden insani değerlere atıfta bulunup evrensel olarak tanımlanabilecek konularla çağ değişse de aynı aksak yönlerin hâlâ var olduğunu hatırlatıyor.

Eserlerindeki en önemli özelliği sayılabilecek olan olayı çözülemeyecek derecede çok karıştırması, hızlı ritme sahip oyunları takip eden kimi seyirci için bazen zor olsa da hepsi çözülür ve çoğunluğu mutlu son ile biter.  

Hastalık Hastası, Tartuffe, Scapin’in Dolapları ve başrolünü Haldun Dormen’in oynadığı Kibarlık Budalası Türkiye’de pek çok kez sahnelenen oyunlardandır. Dijital medyada ise Gain’de yayınlanan Elektro Monolog’da Cimri’nin efsane monoloğunu bu kez Nilperi Şahinkaya ve Emre Yusufi’den dinleme şansı buluyoruz.

İşte o meşhur tirad:

HARPAGON – Yetişin! Hırsız var! Yakalayın! Adam öldürüyorlar! Can kurtaran yok mu? Hak, adalet nerede? Allah yok mu? Vurdular! Canımı aldılar! Gırtlağımı kestiler! Paramı çaldılar, paramı! Kim aldı, kim? Ne oldu? Nerede? Nereye saklandı? Ne yapayım? Nasıl bulayım? Nereye koşayım? Nereye koşmayayım? Şurada mı acaba? Burada mı yoksa? Kim o? Dur! (Kendi kolunu yakalar) Yakaladım. Ver paralarımı haydut! Eyvah! Benmişim yakaladığım. Neredeyim, bilmiyorum ki! Ben kimim? Ne yapıyorum? Bilmiyorum. Oldu bana olanlar! Param! Zavallı paracığım! Canım, sevgilim benim! Aldılar elimden seni! Sen olmayınca ben neye sığınırım artık, neyle avunur, neyle sevinirim? Her şey bitti benim için; dünyada yapacak işim kalmadı benim! Sensiz ne yaparım, nasıl yaşarım? Olacak şey mi? Yaptılar bana yapacaklarını! Dayanamam bu acıya, ölüyorum; öldüm, gömdüler beni! Diriltmek isteyen yok mu beni; versin paracıklarımı geri, ya da kimin aldığını söylesin. Ne var? Ne diyorsunuz? Kimse yokmuş.

Cimri

Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button
Özge Topuz

Özge Topuz

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.